GEÇMİŞ

188 17 0
                                    

Nisan Akbal.Babaannesi ona bu adı Nisan ayının en güzel ve en hayırlı günü olan cuma gününde dünyaya gelmesiyle vermişti ona.Sabahın erken saatleri güneşin yeryüzüne selamıyla doğmuştu o.Dünyada olup biten herşeyden habersiz ve küçücük.Dışarıda birçok ölüm ve birçok doğum vardı elbette.Evrenin düzeni böyleydi.Biri giderken diğeri geliyordu.Trafik kazaları bir hayli artmış çoğu aile paramparça oluyordu.Kimisi anasız babasız kalabiliyordu.İşte o günlerden birinde Nisan bebek gelmişti.Babası diş doktoruydu.Nisan bebek daha dünyaya gelmeden saatler önce annesi yani Deniz evde tek başınaydı.Ağlıyordu ve korkuyordu.Çünkü yalnızdı.Eşi Samet beyle tartışmışlar ve Samet bey evi terk etmişti.Kadın ne yapacağını bilemez haldeydi.Sancıları artmaya başlamış bebek geliyordu.Çığlıklarını tutamaz oldu kadın.Ayağa kalkıp birini aramak yardım istemek istedi ama kanaması başladı.Bebek öyle inatçıydı ki çıkmaya kadın sancıdan kıvranıyordu.Sonunda komşuları kadının feryatlarını duyarak yardıma koştular ve kadını hastaneye götürdüler.Kadının komşuları hemen eşini Samet beyi aradılar.Samet o akşam tartıştıkları için meyhaneye gelmiş ve içkiyi oldukça kaçırmıştı.Komşularından haberi duyan Samet bey hızla mekanı terk etti.Gecenin sessiz ve ürkütücü karanlığında yol alırken düşünüyordu.Kendini suçluyordu.Karısını evde bir başına karnında bebeğiyle yalnız bırakmıştı.Elleri terliyor nefesi daralıyordu.Gözleri önünü göremez oluyordu.Karşıda trafik lambaları vardı fakat o bekleyemezdi böyle bir durumda hızla geçmeliydi.Gaza ayağını daha da bastı.Doğuma yetişmeliydi.İşte Ceyhunun ailesinin ölümüne sebep olan kişi Samet Bey'di.Ne olup bittiyse orada olmuştu.O akşam Oktay Bey ve Zerrin hanımın yıldönümleriydi.Akşam sahil kenarında şık bir restauranta yemeğe gitmişler ve çok güzel vakit geçirmişlerdi.Dönüşte eve gittikleri sırada karşıdaki gri megan arabanın ışıklarda durmayıp hızla geçip onlara çarpıp onları canından alacağını nereden bilebilirlerdiki!?
****************
Ne yapacağımı bilmiyordum.Kulübeye girdiğimizde yaşlı adam bizi gayet güzel ve misafirperver bir şekilde karşıladı.Doğrusu bu adam çok hoşuma gitmiş bana ölen dedemi çok hatırlatıyordu. Ceyhun adama bizim sevgili olduğumuzu hatta yakında söz yapacağımızı söyledi.Tüm bunlar saçmalıktı.Acaba şu an annemler ve Engin amca ne durumdaydılar.Ya Ada o nasıl olabilirdi.Polise haber vermiş miydiler ki?Hayatım iki gün öncesine kadar çok sıradan basit ve bağnazdı.Birde şimdi bakıyorum.Psikopat yakışıklı bir genç adam beni kaçırmış sonra dağ evine götürmüş orada bana ahlaksızca yaklaşmış ve hakaretler saydırmıştı.Bana babamla ilgili daha hiçbirşey anlatmamış fakat hala beni zorla yanında tutuyordu.Her dediğine boyun eğmemi istiyordu.Bu nasıl bir bencillikti böyle!
_ Sevgilim iyi misin? Dedi bir ses.Beni tüm düşüncelerimden sıyırarak."Sevgilim"Eğer gerçekten sevgili olsaydık mutlu olabilirdim.Ama şu an o kadar yapay bir aşk oyunumuz vardı ki.Ona "Sevgilim" diye hitap etmek istemiyordum.
_ Efendim. Demekle yetindim.
Ceyhun tam karşımda oturuyordu.Ton ton amcamızda onun sol çaprazında oturuyor merakla bana bakıyordu.Ceyhunun gözlerinde ne geçirdiği anlamakta güçlük çeksem de "Sana bunun hesabını soracağım." deyişi yatıyordu.
_ İyiyim sadece biraz acıktım galiba. Diyerek yalan söyledim ve gülmeye çalıştım.
_ Kızım desene öyle.Ben hemen size yiyecek birşeyler hazırlayayım.Ahh kafam işte.Yaşlandık ama Allaha şükür elim ayağım sağlam.Size hemen sofra kurarım ben.Siz rahatınıza bakın. Dedi yaşlı adam ayağa kalkarken.Ona sempati duymaya başlamıştım doğrusu.En azından burada bana iyi davranan tek insandı.
_ Neyin var senin?
Kendine gel.Sana dediklerimi unuttun galiba.
Ceyhun yine kaşlarını çatmış karşımdaki minderde oturur vaziyette elleri dizlerinde bana kabadayılık taslıyordu.Cidden yeter.Artık bu saçmalığa katlanamazdım.
_ Evet unuttum.Sen ve saçmalıklarından sıkıldım tamam mı!?
Diyerek yerimden kalktım ve kapıya ulaştım kendimi dışarıya attım.Gözlerimde yaşlar yine birikmişti işte.Babam keşke şu anda yanımda olsaydı da bu yaşadıklarımı hiç yaşamamış olsaydım.Koşmaya başladım.Ceyhun arkamdan bağırıyordu ama zerre umrumda değildi.Artık ondan korkmuyordum.Koştum ve koştum.Karanlıkta önümü görmeden nereye gideceğimi bilmeden.Sonunda yoruldum ve bir ağacın kenarına yaklaştım ve orada yere uzandım.Hüngür hüngür ağlıyordum.Canım çok yanıyordu.Yalnızdım gerçek anlamda yalnızdım.Babam öldükten sonra hayata dair yaşamaya dair içimde en ufak bir his yoktu artık.Yaşamak bana daha da zarar veriyordu.Hiçbirşeyin üstesinden gelemiyordum işte.Ben zavallının tekiydim.
_ Nisann!..
Diye bağırdı yakından bir ses.Onu atlatığımı sanıyordum.
_ Defol gitt!
Ayağa kalktım ve tam karşısına geçerek şu sözleri sarf ettim:
_Senden ve emirlerinden bıktım pislik herif anladın mı? Sen yalancının tekisin.Sen sevgi nedir bilmezsin.Çünkü hiç sevilmemişsin.Bu yüzden yalnızsın ve hep öyle kalıcaksın.
Adımlarımı hızlandırdım ve ona daha da yaklaştım.
_ Sen Ceyhun .Kalbi yosun tutmuş adam.Sen bencil herifin tekisin.Zorba,ukala ve ahlaksızsın.
İşaret parmağımı göğsüne tam kalbinin hizasına koyarak;
_ Senin buran bomboş.Bir kalbin yok senin.
Kelimeler boğazımda düğümlenmişti.Son kelimelerimi onun canını yakmak için vurgulamıştım.Başarmıştım da.O koyu siyah gözleri bir bulut kapladı.Dönüp gidecektim ki Ceyhun beni belimden sıkıca kavradı.Boşta kalan kolumu kendine çekerek etkisiz hale getirdi.Dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.O dolgun dudaklar benim ilk öpücüğümü almıştı.
_ Yanılıyorsun.Bir kalbim var.
Dedi nefesi tenimi yakarken...
**************

DÜĞÜMOnde histórias criam vida. Descubra agora