PERDE

199 20 0
                                    

_ Kimsin sen? Dedim ona.Bu yabancıyı daha doğrusu zorbayı tanımıyordum ona güvenmiyordum.Fakat şu an onunla beraber aynı arabada yol alıyorduk.Beni ne kadar biliyordu ya da nasıl? Sorular beynimi kemiriyordu.
_ Benim kim olduğumun bir önemi yok. Dedi bana.Sözde benimle konuşuyordu ama gözünü yoldan ayırmıyor ve ben yokmuşum gibi beni görmemezlikten geliyordu.
_ Babamı nerden biliyorsun o zaman? Neden bana öyle söyledin? Benden istediğin ne?!
Gözlerim dolmuştu.Babam demek herşey demekti.Babamı çok seviyordum.Beni yeryüzünde gerçekten seven bana değer veren tek insandı.
_ Ağlama Akbal.Dedi bana.Ama yine de suratıma bakmıyordu.

_İndir beni. 

_İmkansızı oynama.

_İmkansız diye birşey yoktur. dedim ve arabanın kapısını açtım.Bu pislik herifle olmaktansa kendimi öldürürdüm.En azından ölmek için bir sebebim olmuş olurdu.Araba hızlı gidiyordu rüzgar tenimi parçalayacak kadar hızlıydı.Kendimi yola savuracakken saçımda bir acı hissettim.Tüm gücüyle beni saçımdan bir kartalın avını avlarcasına yakaladı.Kafam zonkluyordu.Beni içeriye çekti ve arabasının kapısını usta hareketle kapatıp kilitledi.Başıma dayadığı metal bir silahı fark edince dondum kaldım ve yerime çivilendim.Gaddar ve zalimdi.Bunu artık anlamam benim ona nasıl ayak uyduracağımı ya da nasıl davranacağımı zorlaştırıyordu.

_Eğer birdaha buna benzer birşeyi denersen o zaman bu silah beyninde patlamış olur.

Şu an tanımadığım bir yabancının arabasında bilmediğim bir yere gidiyordum.Belki de beni kandırıyordu ve amacı başkaydı.Beni kullanıp sonra da kafama sıkıp bir çöp yığınının içine atacaktı.Ama neden ve nasıl?Benden ne istiyordu ki? Neden benimle uğraşıyordu?Babamı nereden tanıyordu?Tüm bu sorularla nasıl baş edecektim ben? Peki bu soruların cevabı yanımdaki yabancıda mıydı?

Kafamı tamam dercesine salladım. O da silahı benden uzaklaştırarak yola devam etti.

_Aferin şimdi uslu bir kız ol.

Kendimi koltuğa gömüp uyumayı ve bir daha uyanmamayı diledim.

*********************
Gözlerimi açtığımda bana oldukça yabancı gelen bir yataktaydım.Dışarısı karanlıktı ama elbette sabah olmuştu.Hava yağmurlu olsa gerekti.Yağmurlu havaları çok severdim.Odamın camına geçip her hava yağmurluyken cama düşen yağmur damlalarını sayardım.Ama şu an ne kendi evimde ne kendi odamdaydım.Sol tarafta masanın üzerindeki saate baktım.12:23 gösteriyordu.Resmen öğlen olmuştu.Cidden o kadar saat uyumuş muydum.Saatin yanında birşey dikkatimi çekti.Bir kağıt ve yanında da içi kahvaltılıklarla dolu bir tepsi.Hızla yataktan kalkıp notun yazılı olduğu yere gittim ve kağıdı elime aldım.Şöyle yazıyordu ;
Bu saatte kalkmış olman takdire şayan.Yapmam gereken birkaç iş var.Uslu bir kız ol ve beni bekle.Kaçabileceğini aklından  geçirmen senin aptal olduğunun kanıtıdır.Tepsidekiler bitecek.Dolapta sana uygun birkaç parça kıyafet var.Duş almanı şiddetle tavsiye ediyorum.
Bu arada adım Ceyhun.
*****************
Aptal? Daha ilk günden bay zorba hakarete başlamıştı bile.Birde beni küçümsüyordu.Kağıtta yazan diğer şeylerden çok adının Ceyhun olması dikkatimi çekmişti.Bana adını söylemişti.Yine de bir şey fark etmezdi.Çünkü benim gözümde onun adı Bay ZORBA'ydı.Kağıdı yerine bırakarak tepsideki kahvaltılıklara diktim gözlerimi.Ekmek,beyaz peynir,yeşil zeytin,dometes ve salatıkla dolu koca bir tabak,vişne reçeli.Karnımın bana "Beni doyur!" inkazına uyarak tepsiye yumuldum.Tepsiyi kollarıma alarak yatağa oturdum ve bir hızla herşeyi bitirdim.Daha sonra aşağısını merak ettim.Burası lüks bir yere benziyordu.Hem tepsiyi de mutfağa koymalıydım.Elimdekileri alarak kapının kolunu dirseğimle açtım.Vayy canına!Mest olmuştum. Gerçekten çok özenilmiş ve göze çarpan bir yerdi burası.Önümde aşağıya doğru uzanan koca bir merdiven ve aşağıda mutfak salon birdi.Salon kocaman ve sade renklere hakimdi.Beyaz,siyah ve gri.Mutfakta aynıydı.Salonda L şeklinde gri koltuk karşında da bir şömine.Ne kadar da tuhaftı.Televizyon yerine şömine vardı.Aşağı inip mutfağa girdim.Herşey yepyeniydi.Hiç dokunulmamış.Tepsideki kirlileri makineyi bulduktan sonra yerleştirdim.Ve salonda şömineye doğru yürümeye başladım.Bu arada evi de süzmekten vazgeçmiyordum.Evin dışı camlarla kaplıydı.Ne kadarda havalı.Cam kapıya yaklaşarak dışarıya göz attım.Ve gözlerimi iri iri açtım.Resmen dağın başındaydık.Her yer ağaç doluydu.Cam kapıyı iterek verandaya çıktım.Hava oldukça soğuktu.Tüylerim diken diken oldu.Şu an burada bulunduğum için kendime lanet ediyordum.Bu resmen aptallıktı.Bana babam demişti.Bu yalana inanarak onunla gelmiştim.Pardon bir şeyi unutmamalıyım.Burada onun kurbanı olarak esir tutuluyordum.Evet doğrusu ben bir esirdim.O hayatımda şu ana kadar görmüş olduğum en iğrenç insandı.Ondan hem korkuyor hem tiksiniyor hem de nefret ediyordum ve burada bu yabancıyla yalnız kalmak ne kadar da ürkütücüydü.Notta"Kaçabileceğini aklından geçirmen senin aptal olduğunun kanıtıdır" demişti.Ne yapacaktım şimdi ben.Resmen boku yemiştim.
**************
Sakinleşmem lazımdı.Oturup düşünmem lazımdı.Verandadan içeri geri girdim ve içerisinin soğuk olduğunu fark ettim.En azından şömine vardı onu yakabilirdim.Şöminenin yanına yaklaştığımda içinde hazır odunun bulunmasına sevindim.Sadece ateşi yakmak için çakmağa ihtiyacım vardı.Kafamı kaldırıp etrafta çakmak ya da kibrit benzeri bir şey aramaya başladım.Az ileride sephanın üzerinde duran kibrit kutusunu alarak ateşi yaktım.Kendimle gurur duyuyordum.Kimseye ihtiyacım yoktu işte kendi başımın çaresine bakabiliyordum.Ateşten çıkan biraz duman beni esir alırken duş almam gerektiğini anladım.Salondan çıkıp yukarı uyandığım odaya girdim ve giysi dolabının kapağını açtım.Bu kadar kıyafeti benim için mi almıştı şimdi.İçinden rahat bir kot,siyah bir kazak ve temiz iç çamaşırlarını alarak dolabı kapattım.Ama elimde siyah bir sutyen ve kilodu görünce utançtan yerin dibine girdim.Bir erkeğin hele ki tanımadığım bir yabancının bana bunları alması... Tanrım! Odadan çıkıp banyoyu aramaya başladım.Bir an önce duş almalıydım.Sıcak suyun altına girmek istiyordum.Neyseki banyoyu bulmam çok zor olmadı.Hemen benim odamın bir yanındaydı.Banyoya girdim ve ardımdan kapıyı kilitledim.Elimdeki temiz çamaşırları sepetin üstüne koydum.Etrafı kontrol ettim.Gayet temiz ve hijyenikti.Yani rahattım.Üstümdekileri çıkartarak yere fırlattım ve kendimi kabine attım.Sıcak suyu açtım ve kendimi ona bıraktım.Ahh! Bu çok güzeldi.Yan tarafta şampuanı bularak bolca kafama döktüm.Güzelce saçlarımı yıkadım.Sonra bir tıkırtı duydum.Kalbim yerinden çıkacaktı.Biri kapıyı açtı.Ben ne yapacağımı bilemedim.Hem korkuyor hem de utanıyordum.Sonra kabinin perdesini araladım.Kahretsin! Bu oydu.Notta geç gelebilirim yazmamış mıydı?
_ Küçük hanım temizlenme çabasında ha?
Ne demişti o?!Terbiyesizdi resmen.Hemen suyu kapattım.Perdenin kenarından kafamı uzatarak
_ Sen ne terbiyezsin be!Çık burdan çabuk yoksa seni gebertirim! Diye ona bağırdım.Ahh! Cidden süperdi.Şu anda onunla bir banyoda baş başaydım ve ben kabinde o dışındaydı.Gerçekten rezillikti.
_ Ya çıkmazsam? Diye sordu bana.Resmen eğleniyordu.
_ Bana bak sen kendi-
Birden ben ne olduğunu anlayamadan perdeyi açtı ve içeri girdi.Hızla beni duvara yapıştırdı.Şu an çırılçıplaktım.Kızardım ateş bastı ve bayılabilirdim.Ama o kollarımı duvara yapıştırmış sadece gözlerimin içine bakıyordu.
_ Fazla güzel ve çekicisin. Dedi bana.Tam gözlerimin içine bakıyordu.Sanki yutacakmış gibi. Sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı.Bu hareketiyle adeta donmuştum buz kesmiştim.Cevap vermek için ağzımı araladım ama kendini bana daha da bastırdı ve resmen nefes nefeseydik.
_ Uzak dur benden.Dokunma bana!
Diyebildim sadece duydu mu bilmiyordum ama kedi gibi miyavlamıştım resmen.Kollarımı bıraktı ama hala üzerimdeki ağırlığını çekmiyordu.
_ Ya şu an seni istiyorsam.
Diye sordu bana.Beni istemekmiş.Neyim ben ne zannediyordu.Fahişe felan mı!
_ Ve senin de bunu istediğini biliyorsam. Dedi hafif dudaklarını kıvırarak.Bu hareketi vücudumda bir yerlerin karıncalamasına sebep olmuştu.Şuan ki yakınlığımız çok fazlaydı.Ve bu fırsatı değerlendirip onu daha da yakından inceledim.Keskin bir çene,narin bir burun,delici siyah gözler ve o kıvrımlı ve dolgun dudaklar!Farklı bir yerde farklı zamanda bu insanla tanışmak da iyi olabilirdi belki.Ama şimdi asla!
Peki doğru mu söylemişti? Onu gerçekten istemiş miydim?Hayır tabiki de!E o zaman midemdeki sancının sebebi neydi?
Ben daha ne olduğunu anlayamadan vüdumdaki ağırlığını çekti ve hızla kabinden çıktı.
_ Çabuk giyin aşağıya gel. Dedi.Bir insan nasıl bu kadar değişken olabilirdi? Kalkmış bir de benimle emirli konuşuyordu.Hızla kabinden çıktım ve havluya sarıldım.Kapıyı kilitlediğime adım gibi emindim.Ama benim burada olduğumu bilerek girmişti içeri.Amacı neydi bunun?
Temiz çamaşırları elime alarak koşarak odama gittim ve arkamdan kapıyı sıkıca kapattım.Hayır aşağı inemezdim.Az önce yaşadıklarım bir ilkti.İlk defa bir erkekle bu kadar yakındım ve çıplaktım.En kötüsü de buydu.Daha onu tanımıyordum.O bir yabancıydı.Ona güvenemezdim."Aşağıya gel."demişti.Nasıl inecektim.Elim ayağım titremeye başladı.Bu utançla o surata bakamazdım ki!

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin