HİÇBİR SIR GİZLİ KALMAZ

240 20 0
                                    

Hava iyice kararmış,sokak ışıkları sönmüş ve etraf artık bomboştu.Saat sabahın üçüne dayanmış ben ise hala nereye gideceğimi bilmeden yürüyordum.Tüm yaşananları düşündüm.Gerçekten kaçarak doğru mu yapmıştım.Evet içimden gelerek ve isteyerek yapmıştım hem de hiç tereddüt etmeden.Ama şu an burada bunu düşününce içimde bir yerlerde pişmanlık kırıntıları olduğunu fark ettim.Zaten geri dönemezdim de.En iyisi bugün kendime en azından sabaha kadar kalacak yer bulmak ve uyumak olacaktı.Çünkü yorgunluktan dizlerim ağrımıştı ve uykusuzdum da.Son bir saat önce yaşadıklarım da korkunçtu.Evet bunu şimdi idrak edebilmiştim.O maskeli adam az kalsın  beni silahıyla öldürecekti.Ya polisler gelmeseydi ya ben şu an burada değilde bir morgda yatıyor olsaydım.Tüm bu düşünceleri bir kenara attım ve yürümeye devam ettim.
Az ileride iki katlı daha inşaat halinde olan boş ev dikkatimi çekti.Belki burada sabaha kadar idare edebilirdim.Adımlarımı hızlandırdım ve ilk merdivene ayak basar basmaz buna pişman oldum.İçeride iki genç çocuk kollarında şırıngayla uyuşturucu kullanıyordu.Ağzımdan istemsiz bir çığlık koptu
_Aaaaa!
Hemen ellerimle çenemi sıkıca kapattım.İkisi de yirmili yaşlarında ve yarı ayıktı.Bir an orada kalıp onlara yardım mı çağırsam yoksa kaçsam mı bilemedim.Birden çocuklardan iri olanı beni fark edip tuhaf bakışlar attı bana.Her ne kadar bende bu bakışlardan hoşlanmasamda aldırmadım.Buradan hemen gitmeliydim.
_ Heyy?Seni şapşal ne diye geldin buraya? Diye sordu iri çocuk.Ona başka zaman olsa o şapşal diyen yayvan ağzını dağıtacağımı söylerdim ama şu an bunun yanlış olduğunu biliyordum.
_ Şey ben sizi ya-ni rahatsız etmek istemezdim.Ama kalıcak yer arıyordum ve burayı boş sanmıştım.Neyse za-ten bende gidiyordum. Deyip koşmaya başladım.Ne demiştim öyle.Kendi ağzımla kendimi yakacaktım.Birden vücuduma bir titreme girdi bu hava yüzünden mi yoksa korktuğum için mi hiç bilmiyordum ama iyiye işaret olmadığı kesindi.Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.Oradan baya da uzaklaşmıştım.Zaten nasıl koşduysam isteseler de o halleriyle bana yetişemezlerdi.Tam önüme dönecektim ki sert birine yüzümü çarptım.Kafamı kaldırınca gözlerimi pörtlettim.Hadi canım şaka mıydı?Bu oydu.Evet bu kesinlikle oydu.Sürekli hayallerimde gördüğüm kaslı ve bana pis pis sırıtan insan.Ağzım şaşkınlıktan ne kadar açıldı bilmiyorum ama
_ Ağzını kapat. Dedi bana.Söylediği sözle hemen kendimi toparladım ve geri çekildim çünkü dip dibeydik.Hani böyle filmlerde olur ya oğlanla kız tam öpüşecek mesafeye gelir ama tam telefon çalar.Hah! İşte şu an tamda öyleydi.Tamam elbette ki öpüşme felan yoktu ama o an aklıma sadece bu gelmişti.
_ Şey ben özür dilerim. Dedim gerçekten salak mıydım onu görünce neden böyle buz kesilmiştim ki.
_ Ne için? Diye sordu bana iki kaşını çatarak.
_ Sa-sana çarptığım için. Diye kekeleyebildim sadece.Bana anlamayan gözlerle bakıyordu gerçi bende kendimi anlamıyordum ya neyse.
_ Saat kaç ?
_ Şey bilmiyorum.Ben ev-
_ Evden kaçtın.
_ Evet de...
_ Biliyor musun?
_ Neyi?
_ Bana kendi ellerinle geldin küçük kız.Artık kaçışın yok.
Tam ağzımı açıp ona lafını vericekken beni sertçe bileğimden tuttu ve peşinde sürükledi.
_Sen ne yaptığını zannediyorsun?!
Gerçekten çok sinirlenmiştim ve ona tekmeler savurmak geldi içimden. Bana bak haydut bırak kolumu yoksa seni polise şikayet ederim!
Ne söyleyesem duymuyordu.Mamut ne olacak.Ama onu tanımıyordum ki nasıl onun beni götürmesine izin verirdim.Hayır vermeyecektim elbette.Haberlerde çok gördüm. Ya bu da bir tür sapıksa ve beni öldürürse.Ölmek istemiyordum hele ki bu gerizekalı yüzünden.Hiç acımadan elini dişlerimin arasına aldım ve son gücümle ısırdım.
_ Sana beni bırakmanı söylemiştim!
_Aaa!Lanet olsun!Eğer beni zorlarsan sana hayallerine katamayacağın anlar yaşatırım Akbal. O da sinirlenmiş olmalı ki gerçekten insanı ürkütecek cinsten konuşuyordu.
_ Sana bana dokunma demiştim! Bir dakika soyadımı nereden biliyordu ki?Kimdi bu yabancı ?
Birden ben ne olduğunu anlayamadan beni bacaklarımdan tutup omzuna attı.Tam bir zorba!Kendini ne sanıyordu ki.Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.Şaşkınlık,korku,adrenalin hepsi bir arada bana fazla gelmişti.
_ Eğer tek kelime dahi edersen babanı unut küçük hanım.
Ne? Babam mı? Az önce "Eğer tek kelime dahi edersen babanı unut" mu demişti o.Ne saçmalıyordu.Benim babam iki yıl önce ölmüştü.Ama şimdi bu ne demek oluyordu? Ona inanmalı mıydım?Gerçekten babam ya hala hayattaysa?O zaman ben ne yapacaktım?

DÜĞÜMOù les histoires vivent. Découvrez maintenant