→#Mission 1/2←

150 20 0
                                    

Korku; Kıstırabileceğin Ortamlara Rastlarsan Koşarak Uzaklaş demektir. (Eski bir adsız alkolikler deyişi)

-"Sanal maskeyi aktifleştirdim. Geçiş serbest."

Samara'nın sesiyle kalın çerçeveli gözlüğümü düzeltip arkamı son bir defa daha gözden geçirerek bodruma inen merdivenlere açılan kapıdan içeri süzüldüm. Bunu yaparken kimsenin farketmediğinden adım gibi emindim çünkü Amerika'nın zenginliğiyle sarhoşa dönmüş, kendini elitler olarak adlandıran bu pırlanta, altın, gümüş ve pahalı kumaşlarla çevrili bedenler, geri kafalarının benimsedikleri bir kibirle doluyken, edepten yoksun bir şekilde erkekler kızları, kızlar da erkekleri gözleriyle soymaktan başka bir şeyi fark dahi etmiyorlardı.

Merdiveni inerken duvarın sağ üst köşesine göze sokarmışcasına apaçık bir şekilde monte edilmiş kameraya bakıp gülümsedim. "Beni kameradan baktıklarında kim olarak görecekler?" Kulaklığıma dokunup cevabı bekledim.

-"Başkan yardımcısı olarak tabii."

-"Hmmm. Hı-hı, peki şimdi ben kayıtları izleyenlere başkan yardımcısı olarak bodrum katına iniyor görünürken aynı anda salonda davetlilerle konuşan Bettis'i nasıl yutturmayı düşünüyorsun?"

-"Oh, senden böyle basit bir soru beklemezdim Dağ Yılanı. Kayıtlar benim elime geçtikten sonra üç saniyelik zaman gecikmesiyle malikanenin ana binasındaki monitorlere işlenmiş olarak geri yansıtılıyor. Bunlar basit şeyler tabii. Sorun olan tek yanı sisteme bağlanmasıydı."

-"Hıı-hmm. Pekala eğer sorumu basit bulduysan daha iyilerine de sahibim. Kızarmayı göze alıyorsan tabii."

-"Telsizimiz ortak olmasa o soruları da duymayı çok isterdim inan."

Merdivenlerin açıldığı uzun koridorda yürümeye devam ederken duvarda duran bir diğer kameraya bakıp göz kırptım. "Görevin ardından bu cevabını sana hatırlayacağım ama bak."

Kulaklığımdan kıkırdamasını dinleyip bende yarım ağız gülümsedim. Sonuçta eski sevgilim olan kıza sarkmamda bir sakınca yoktu!

**
Koridor metal bir kapıyla son bulduğunda cebimdeki kartı çıkarıp manyetik şeritten geçirdim. Sistem karttaki kodu okurken sol parmağıma takılı gümüş yüzükle oyuna daldım. İçte kalan kısmında ufak bir iğne bulunan bu yüzük feshedildiğimin gecesi Anna'ya sodyum morfatı enjekte ettiğim gizli silahımdı. Ancak bu sayede Security'i kandırıp onu hayatta tutabilmiştim. Gözümün önüne onu kendi ellerimle toprağa gömdüğüm geceden sahneler doluşmaya başladığında başımı sallayıp düşünceli halimden sıyrılarak kontrol amacıyla kartı geçirdiğim INVALID ledlerinin yandığı ekrana bakındım. Kartın geçersiz olduğunu söyleyen makineye inat kartı tekrar şeritten geçirdim. Üçüncü kez daha geçirmeme rağmen kart kabul edilmeyince durumun farkına varmış bir vaziyette sırtımı duvara yaslayarak kulaklığımı açtım. "Dahi, görünen o ki yanlış kartı çalmışız."

SAF KATLİAMWhere stories live. Discover now