→#The Girl Who With Red Hair←

690 47 27
                                    

Aksiyon içinde 96'ya yükselmişiz (y)

-"Ekranda gördüğünüz kişi Andy Clarckson."

Ekranda beliren resimle koltuğumda iyice gerildim. Bunun sebebi resimdekinin Anna'nın evinden çıkarken gördüğüm adam olmasıydı.

İki saat önce evden çıkmış ve yeni iş yerim Bob's Café'de ilk mesaimi almıştım. Kafede üst katlarda her şey normal işliyordu. Tüm elemenların Security üyesi olmalarını saymazsak herşey yolundaydı. Fakat -2. katta bulunan karargah odamızaysa kıyametin habercisi denebilirdi. Böylesine geniş ve çeşitlilikli silah ve teknolojik materyalleri Security'den bu yana bir arada görmemiştim. Hatta az daha ileri gitsem her şeyin büyüleyici olduğunu bile söyleyebilirdim.

Yeni başlayan toplantıda önümdeki ufak ekranda beliren resmi tereddütle inceledim. Aynı resim masadaki diğer dört kişi dahil Stevenson'ın arkasındaki plazmada da görünüyordu. Fakat oğlanın resimde sarı saçlı ve bronz tenli olması Steve söylemeden kafamın içindeki devrelerin çalışmasına yetti. Çocuk bir ajandı ve Anna'yı benden önce avucuna alabilmişti.

-"Stevenson!"

Steve'nin başı bana dönünce ciddiyetle devam ettim. "Bu adamı dünün ertesi gece Anna Derevko'nun evinden çıkarken yakaladım. Ve ayrıca... oldukça samimiydiler."

Steve duymadığım bir küfür sayıp her birimize birer dosya dağıttı. Ardından tekrar yerine geçince ekrandaki resim yerini bir logoya bıraktı. Steve dosyalarımızı açmamızı işaret ederken devam etti. " H.H.C. , genel tanımıyla kurumumuza karşıt bir birlik."

Dosyayı açarken aklımdaki soru şuydu, çalıştığım kurum kötüyse, ona karşı olan kurum ya iyi, ya da ondan da kötü olurdu. Dosyanın sayfalarını inceledim. Yine bazıları CIA, bazıları yerel gazeteler olmak üzere HHC hakkında kesin olmayan bazı kötü teoriler sıralanıp gidiyordu. Öyle ki grup terörist olarak anılmayı bile başarabilmişti.

-"Bu H.H.C.'nin açılımı ne peki?"

Samara aklımdaki soruyu dile getirince Stevenson yanıtladı. "Hunter of Hunters Community (Avcıların Avcısı Birliği)."

Bu sefer lafı önce davranıp Max devraldı. "Pekala, bu durumda karşı karşıya olduğumuz grup bir hayli dişli çıkacak desenize."

Stevenson kaşlarını kaldırıp ekrandaki resmi bir haber küpürüyle değiştirdi. "Haklısın Max, bayağı dişli."

Haber kağıdının yılı 1999'a dayanıyordu. Şimdi biz 2016'da olduğumuza göre grup tam on yedi yıldır varlığını sürdürüyordu.

-"Peki bu grubun bizimkine kancayı ilk takışı mı, yoksa bu rekabet bizden öncekiler tarafından da tadıldı mı?"

Sorumla beraber Stevenson tekrar bana döndü.

-"Aslında Gabriel, detaylara girmezsek eğer, bizim birliğimizin da buna protesto olarak kurulduğunu söyleyebilirim. Zamanla saflar eşitlendi ve son dört yılda H.H.C.'nin önünde gittik. Fakat bu anlayacağın düzeyde basit bir rekabet ilişkisi değil."

Küçümsemesine gülümserken sesimi çıkarmadım. Zira bunun ortalığı yumuşatmak mı, yoksa konuyu kesmek amacıyla mı yapıldığını kestirememiştim.

-"Evet, konuyu kısa kesersek, yakaladığımız bazı telefon kayıtlarına bakacak olursak Andy'nin bu gece saat sekizde bilgi transferi için Salem'daki halka açık Taste of Meal lokantasında olacağını söyleyebiliriz."

Söylediklerinin sindirilmesini bekledikten sonra devam etti. "Bu göreve gidecek kişiler," Max ve Amandaya bakarak konuştu. "sizlersiniz."

Bunu söylemesi canımı ne kadar sıksa da karşı çıkmadım. Canımı sıkmıştı, çünkü gece görevi bana verilmiş olsaydı en azından gizli olan birkaç bilgiyi açığa çıkarabilme şansım olabilirdi. Fakat işe diğer ikili alınınca önüm tıkanmıştı. Karşı çıkmamamın nedeni ise şüphe çekmekten kaçınmamdandı. En ufak bir şüpheleri bile beni düşürebilirdi.

SAF KATLİAMOnde histórias criam vida. Descubra agora