→#And Again←

234 32 5
                                    

-"Korkuttum mu?"

-"Daha beterlerini de görmüştüm."

Maskeli koltuktan kalkıp, tuttuğu su dolu bardağı sehpaya bırakarmasının ardından elini belindeki kılıfta gezdirince sağ bileğimdeki saatin kayışına sıkıştırdığım çakımı çıkarıp ona doğrulttum.

-"Sakin ol Oliver. Kavga etmek gibi bir niyetim yok. En azından şimdilik."

Beyaz dudakları sırıtışıyla gerilip dişlerini ortaya çıkarınca ona güvenmesem dahi elimi aşağı indirdim. "Benden istediğin ne Artemisia?"

Gülümsemesi devam ederken arkasındaki koltuğun koluna oturup elini bana doğru salladı. "İstediğimle aramda durduğun sürece hedefimsin."

Başımı anlamamış gibi sallayıp temkinli bir adım attım. Fakat o da adımımla yerinden kalkıp parmağını bana doğrultarak mırıldandı. "Bana yerlerini söyleyeceksin."

Sözlerine alay edermiş gibi sırıtıp karşılık verdim. "Asla. Nereye gittiklerini bilsem bile sana söylemezdim."

-"Onları bu kadar korumanın sebebi senin de işin içinde olman değil mi? O karate yeteneklerini kullanmandan şüphelenmemiş değildim zaten." Derin bir nefes çekerek elini fanlarının üzerinde gezdirdi. "Şimdi bana seni öldürmemem için bir sebep ver."

Bu sefer ben sırıtıp kollarımı belime dayadım. "Birincisi, peşinde oldukların liseden beridir arkadaş olduğum kişiler. İkincisi karateyle aram hiç yoktur ve üçüncüsüne gelince, o kadar istekliysen deneyebilirsin. Beni öldürmeyi yani."

***
Yüklendiğim üç bavulla asansörden çıkan Evy'i izledim.

-"Sanırım giysi takıntısı olan şu kızlardansın ha?"

Bana dönüp gülümseyerek cevapladı. "Hayır. Gitsilere o kadar düşkün değilim. Ayakkabılar başka ama."

*
Nihayet dairesine girdiğimizde elimdekileri kapının yanına bırakıp homurdandım. "Seni tanımasam çantanın içi kurşunlarla dolu sanacağım Evy."

-"Ne!" Başını çevirip sırıtınca ben de sırıttım. "Kız arkadaşın aslında Harley Queen Olly. Hareketlerine dikkat et."

-"İçimde bir parça jokerlik olmaması ne de kötü ama değil mi?"

-"Üzülme, birazcık makyajla hallederiz."

-"Oh holly shit."

Elindeki rujla bana yaklaşırken ona engel oldum. Bu güne kadar girdiğim kılıklardan haberi yoktu tabii ya!

-"Jokerlik içimde yok Harley, ne yaparsın."

Yerdeki bavullardan birini yüklenip odasına doğru yol aldığında seslendi. "Ben de şu kurşunları tabancalarıma dizeyim bari."

-"Pekala, o zaman ben çıkıyorum."

-"Ne!"

Elindeki bavulu yere bırakıp somurttu. "İşin o kadar mı önemli?"

-"Aslında yapacağım şey eve gidip biraz uzanmaktı. Yani,"

-"Hadi ama Olly" elindeki bavulu odaya fırlatıp yanıma gelerek omuzlarımdan kavradı. "bari arkadaşımla bir yemek yesem!"

**
İki saat süren yemeğin peşinden izlediğimiz bir filmin ardından hava kararmaya yüz tutarken Evely'in dairesinden ayrılıp benimkine geçtim. Saat çok geç olmadan karargahıma bir göz atmalı ve cihazların kurulumunu tamamlamalıydım fakat bunu güzel bir banyodan önce yapamazdım.

*
Kısa süren serin bir duşun ardından banyodan çıkıp yatak odama geçerek üzerimi giyindim. Artemisia'nın ziyareti sebebiyle artık silah taşımam yasaklanmış olduğundan koluma saatimi geçirip saatimin kayışına da çakımı iliştirdim. Yatağımın altına gizlediğim on santimlik hançerimi ise pantolon kayışımın arka kısmına taktığım siyah kılıfa geçirip üzerime ceketimi alarak odadan ayrıldım.

Demir kapının kolunu kavradığımda duyduğum hafif bir tıklama sesiyle oturma odasına döndüm. Salondan vuran ışık, içeride oturan maskeli'nin deri botlarının tokalarında parıldıyordu.

-"Korkuttum mu?"

-"Daha beterlerini de görmüştüm."

Maskeli koltuktan kalkıp, tuttuğu su dolu bardağı sehpaya bırakmasının ardından elini belindeki kılıfta gezdirince sağ elimdeki saatin kayışına sıkıştırdığım çakımı çıkarıp ona doğrulttum.

-"Sakin ol Oliver. Kavga etmek gibi bir niyetim yok. En azından şimdilik."

Beyaz dudakları sırıtışıyla gerilip dişlerini ortaya çıkarınca ona güvenmesem dahi dişi oluşundan dolayı elimi aşağı indirdim. "Benden istediğin ne Artemisia?"

Gülümsemesi devam ederken arkasındaki koltuğun koluna oturup elini bana doğru salladı. "İstediğimle aramda durduğun sürece hedefimsin."

Başımı anlamamış gibi sallayıp temkinli bir adım attım. Fakat o da adımımla yerinden kalkıp parmağını bana doğrultarak mırıldandı. "Bana yerlerini söyleyeceksin."

Sözlerine alay edermiş gibi sırıtıp karşılık verdim. "Asla. Nereye gittiklerini bilsem bile sana söylemezdim."

-"Onları bu kadar korumanın sebebi senin de işin içinde olman değil mi? O karate yeteneklerini kullanmandan şüphelenmemiş değildim zaten." Derin bir nefes çekerek elini fanlarının üzerinde gezdirdi. "Şimdi, bana seni öldürmemem için bir sebep ver."

Bu sefer ben sırıtıp kollarımı belime dayadım. "Birincisi, peşinde oldukların liseden beridir arkadaş olduğum kişiler. İkincisi karateyle aram hiç yoktur ve üçüncüsüne gelince, o kadar istekliysen deneyebilirsin. Beni öldürmeyi yani."

-"Hayır. Bunu neden burada yapayım ki?"

Tek kaşımı kaldırarak odanın içinde ilerleyip aramızda iki adımlık mesafe kala durdum. "Kimsin sen?"

-"Biraz önce senin de söylediğin gibi, Artemisia. Peki ya sen kimsin bakalı_" Parmağını kaldırıp kendi sözünü kendisi kesdikten sonra "sakın Oliver Bishop deme. Çünkü bunun gerçek kimliğin olmadığını ikimiz de biliyoruz." diye bitirdi.

Gözlerine bakarken gayret etmeme karşın gizleyemediğim hiddetimi sesime de yansıttım. "Derdin ne?"

-"Derdim siz piyonlarla değil çocuk."

Soru soracakken beni tekrar susturup ekledi.

-"İstediğim Security'nin beyni. Sylvia."

🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃 🎃

SAF KATLİAMWhere stories live. Discover now