28- Ev

24.6K 1.1K 252
                                    

Medyadaki harika yapımlar facebook grubundan. Biri Ayşe'ye diğer üçü Hatice'ye ait. Ellerine sağlık, Allah razı olsun sizden! ^_^ 

İthaf; @imtiyazkelam İlkay ve hayat hikayesine.

Bölüm videosu: Bakara Suresindeki bir mucize, üç dakika kadar. Çok güzel.

Sağ kaşını kaşıdığında gözüm turuncu kaşında takılı kaldı. Turuncu bir beyle evlenmiştim! Hem de az önce! Hala inanmakta güçlük çekiyordum. "On ikinci sınıfta okul değiştirmemin nedeni ile sorduğun soru arasında büyük bir bağ var. O yüzden baştan alıyorum. İlk iki yılı okuduğum lisede erkek öğrencilerle mescitte belirli günler toplanıyor, Kur'an okuyorduk. İki yıl boyunca İslam'ı yakalayan çok kişi oldu elhamdülillah. Bu da öğretmenleri ve velileri rahatsız etti tabi. Beni birkaç kere uyardılar ama vazgeçmedim. En sonunda naklimi başka okula verdiler. Başlarından savdılar," Gülüşü cümlesini yarıda kesince hayranlıkla onu izledim. Biri gelse henüz 15-16 yaşlarında bir erkek çocuğu tebliği böyle güzel gerçekleştiriyor dese, hiç gerçekçi bulmazdım. Olması gereken buydu ama erkeklerin ergenlik dönemleri biraz derin geçiyor gibiydi, çoğunluk öyleydi. "Daha sonra o okulda devam ettirmeye çalıştım. Örtüye izin verilmiyordu, müdür yardımcısı çok iyi bir adamdı, onunla bu konuda baya konuşmuş ve tolerans geçmesini rica etmiştim ama onun üstü olan müdiremiz tabi ki bana dayanamadı ve şutladı; sizin liseye. Tabi bu süreçlerde okul idaresinden uyarı almış, üst sınıflardan tehdit almıştım. Annemi çok kez çağırmışlardı." Gözlerini devirdi ve bana baktı. "Yani anlayacağın Elif Hanım, en küçük hareketim bile lise hayatımı yok edebilme noktasındaydı; bu yüzden susmak mecburiyetindeydim."

Cümlesini bitirince gözlerimi kırpıştırdım. Yani bana hakaret ettikleri o gün, bu yüzden destek çıkamamıştı bana. Gerçek elif karşımda oturuyordu. Bana yüzeysel anlattığı olayların bir de iç yüzü vardı ama en yakın zamanda ayrıntısıyla dinlemek istiyordum. Elif isminin hakkını veremediğimi hatırlayıp başımı denizden yöne çevirdim. Kötü sözler işitmiştim ama cesaretim hiç bu kadar güçlü olmamıştı. "Ne oldu?" dedi çevrilen başıma ithafen. "Hiç. Hakkını helal et, zamanında suizanî düşüncelerde bulunmuş olabilirim." Burnumu kırıştırıp Yusuf'a baktım. Derin gülümsemesi yüzünü kapladı ve gülmeye devam ederek başını aşağı doğru eğdi. Bir görünce bin defa aklıma gelen gülümsemesini izlemeye devam ettim. "Helal olsun. Kalkalım mı?" Kafamı onaylar şekilde salladığımı gördükten sonra cebinden çıkardığı beş lirayı masanın üzerine bıraktı ve yürümeye başladı. Trabzon'a gitmeden önce yaşadığımız Yusuf'un derin öfkesini de sormak istiyordum ama o soru bu güne yakışmayacak gibiydi. Allah'ın izniyle bir ömür vardı önümüzde, beraber koşacağımız. Zira Hasan El-Benna'nın sözü çizgisiyle "Görevlerimiz vaktimizden fazla," idi. Gayelerimizin peşinden koşacaktık beraber, belki hicrete belki cihada belki de ikisine de koşacaktık. Allah, gücümüzü arttırsın.

Hava kararmaya başladığı için otobüse binme isteğime karşı çıkan Yusuf, ağabey gözüyle baktığı taksi şoförünü aradı ve beni taksiye bindirdikten, bir de ücretini verdikten, sonra yurdun yolunu tuttu. Esen sıcak rüzgarın turuncu saçlarının arasında gezinmesini seyrederek onu uğurladım. Hissettiğim mutluluğun ölçüsünü belirleyemiyordum bile. Midemde kelebek yoktu, ben kelebek olmuş uçuyordum. Fakat aynı zamanda pişmanlık duygusu vardı gerilerde, iteleye iteleye köşeye sıkıştırmıştım. Hissettiğim bu mutluluğun ölçüsüzlüğü suç gibiydi; Ümmet kötü haldeyken, ülkem kötü haldeyken, dünyada çeşitli haksızlıklarla canlar yanarken kendimi suçlu hissediyordum. Aşırıya kaçmak kendimi cezalandırmama neden olabilirdi. Başımı koltuğun başlığına yaslayıp gözlerimi kapadım. Doruklardaki heyecanımı güçlü bir şekilde kavrayıp aşağı doğru çekecektim, vicdanımı kaplamasına izin vermeyecektim. Teyzemin evinin bulunduğu apartmanın girişine varınca telefonumu elime aldım. İsteği üzerine Yusuf'a, vardım mesajı atacaktım.

Elif Gibi DikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin