25- Kahve.

33.4K 1.5K 352
                                    

Bölüm parçası:Dede  Efendi - Ney Taksimi

İthaf güzel dostuma,@-burcuc :')

“Hüzün” Müslüman’ın bilinmeyen bir ikinci adıydı,Müslüman’ı Allah’a en çok yaklaştıran hüzündü,ama ikinci ad olmasını sağlayan bu hüznün hiç bitmiyor oluşuydu.Kişisel sebepler bir kenara,Müslüman isen zaten Ümmet için,insanoğlu için üzülüyordun.

“Biriniz bana bir hafta önce Mısır’da verilen idam kararı hakkında bilgi verebilir mi?Hayır.Bakın amacım sizleri küçük düşürmek değil arkadaşlar,ama bilinçlenmemiz gerekiyor.Acilen hem de.”

Durup yüzlerini inceledim,en küçüğü benden dört yaş küçüktü sadece;karşımda yirmiden fazla genç kız vardı ve bir fısıldama dönmeye başladı.Mavi gözlü,masumluğu yüzünde taşıyan bir kız bana dönerek sırtını dikleştirdi. “Bu tür şeyleri,yani Müslüman’a yapılan zulümleri yakından takip ediyorum.Her haber,her yazı,her videoda kalbimin en derininde hissediyorum acılarını.Dualarımdalar.Ama onlara duadan başka nasıl yardımımız dokunur ki?Burada duraksıyorum,elimizden ne gelebilir?”

Gülümsedikten sonra sözü aldım. “Sen Allah’ın karşısına çıktığında ‘Evet Rabbim,zalimlerini malını almadım!Zulme sessiz kalmadım!Savundum!Duyurdum!Korudum!’ diyebilecek davranışlarda bulun yeter dostum.Sen Türk malı kullandığın zaman hem ülkene yararın olacak hem zulüm gören Müslümanlara.Sadece maddi değil,kaç yaşındasınız?17,18,19,20.Ben de 21.Bizler hanım olduğumuzdan belki erkekler kadar sesimizi duyuramayız,ama kalbe dokunabiliriz!Anlatın arkadaşlar,gittiğiniz her yerde,girdiğiniz her ortamda anlatın.”

Hocaları olan Sedef Abla omzuma dokunduğunda yüzümü ona çevirdim.Bana teşekkür ettikten sonra biraz da o konuştu.Ben bu sırada bir bardak su almıştım.Oturacak yer bulamayınca yere çöküp suyu içmeye başladığımda bana seslendi,yudumlarım bittikten sonra yanına gittim.Zulmü Alkışlayamam şiirini elime verdi,okumamı istediğini dile getirdiğinde gülümseyerek kağıdı geri verdim.Bu şiiri ezbere bilmek boynuma borçtu adeta.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; 
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. 
Biri ecdadıma saldırdı mı,hatta boğarım!
-Boğamazsın ki! 
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım. 
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; 
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. 
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; 
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! 
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum 
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! 
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, 
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! 
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım. 
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! 
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... 
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?

Alkış seslerine en içten gülümsememi gönderip saate baktım,çıksam iyi olacaktı.

“Arkadaşlar,zalimlerin karşısında elif gibi dimdik durmamız gerekiyor!Allah yardımcımız olsun!Hadi Allah’a emanet olun.” Deyip hızlı adımlarla salondan çıkarken gülüştürler,vedayı biraz ince bir sesle yapmış olabilirim.Kalplerini biraz olsun aydınlandırabilmişsem,görev tamam.Merkezde bir İslam kursuydu orası,bu yaştaki gençlere okuldan sonra veya haftasonu sohbetler,dersler veriliyordu.Kur’an kursu denmiyordu çünkü onlar sadece Kur’an öğretmiyorlardı.Beni de tanıdıklarından küçük bir sohbet için çağırmışlar,sağ olsunlar.

Elif Gibi DikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin