Bölüm 43

14.3K 1.2K 48
                                    

Hüseyin ile Akın, aracın içinde uzun süre oturdu. Aslında evden çok uzaktaydılar. Tüm camları siyah bir cip kiralamışlardı. Polise ait tüm araçları tanıması mümkündü. İçi gözükmeyen araçtan rahatlıkla evi izliyorlardı.

Altan da onlar gibi sadece evi izliyordu. Bir süre sonra Bertuğ evden çıktı. Altan da hemen peşinden yürümeye başladı. Sırt çantasını tek omzuna asmıştı. Bertuğ, sarı peruğu ve mini eteği ile değme kadınlara taş çıkartıyordu. Hüseyin, karşı kaldırımdan geçen Bertuğ'a baktı. Akın'a dönüp, 'o topuklularla nasıl yürüyor?' Diye sordu. Akın ise elindeki fotoğraf makinesini bir an bırakmadan Altan'ın takibini resimlemeye devam etti.

"O alışıktır. Zaten eşcinsel olduğu için belli ki daha önce de giymiş."

"Ben anlamıyorum onları. Kadınlar varken, erkeklere ilgi duymak ne demek? Yok amirim kafam basmıyor."

"Tamamen tercih."

"Belki bir gün ben de alışırım ama yok şimdilik bana ters."

"Hadi gevezeliği bırak yeterince uzaklaştılar. Gözden kaybolmadan peşlerine düşelim."

Arabadan inip Bertuğ ile Altan'ın peşine düştüler.

Hava karardığı halde Akın resim çekmeye devam ediyordu. Makineyi gece görüşüne ayarlamıştı. Flaşsız çekimlerin net olması için gerekli ayarları tamamlamıştı ama yine de kötü resimler olacağından emindi. O yüzden mümkün olduğunca ışıkların altından geçerken çekimlere devam ediyordu.

Bertuğ, geç saate kadar açık olan mağazaları gezdi. Özellikle ayakkabıcılarda uzun süre kaldı. Altan da onun her hareketini izledi. Bertuğ daha sonra evi olarak gösterdikleri binaya yine yürüyerek döndü. Altan yine arkasındaydı.

Bir süre apartman kapısına baktı. Gelenleri gidenleri inceledi. Bir saat kadar sonra arabasının motorunu çalıştırıp uzaklaştı. Ama ne Bertuğ evden ayrıldı, ne de onun korumasını üstlenmiş polisler yerlerini terk etti.

O gece sorun yaşanmamıştı...

*****

Hakan, Akın'ın ve Hüseyin'in nöbetinden aldığı haberleri dinledi. Yanında oturan Nil'in de merakla baktığını fark etti. Dudaklarını kıpırdatarak 'sorun yok' dedi. Nil'in rahatladığını anladıktan sonra Akın'ı dinlemeye devam etti. Bir yandan da Nil'e sarılmaya devam ediyordu. Bertuğ için korktuğunu biliyordu. Onu rahatlatmak istiyordu. Nil de onun sıcaklığına sığınmış kötü düşünceleri aklından uzaklaştırmıştı. Başını biraz kaldırıp Hakan'ın çenesine küçücük öpücük bıraktı. İkisinin de gözleri birbirinin gözlerinde kayboluyordu. Aşk doluydu o gözler.

Telefonu kapattıktan sonra Nil'i iyice kollarına aldı. Sımsıkı sarıldı.

"Seni dünyadaki herkesten, her şeyden çok seviyorum biliyor musun? Sensiz bir dünya düşünemiyorum."

"Ben de seni çok seviyorum."

"Bu iş bitip, şu lanet dosya kapanınca babamla istemeye geleceğim. Nil, seni Necla abladan mı istememiz lazım?"

Nil, çok şaşırmıştı bu isteğe. Kimsesi yoktu. O yüzden de isteme töreni yapılacağını hiç düşünmemişti. Hakan'ın bu kadar düşünceli davranmasına çok sevindi.

"Beni isteyecek misin? Benim kimsem yok. Necla abla memnun olur elbette ama istemeniz gerekmez ki. Ben sana zaten evet dedim. İstediğin an evleniriz."

"Seni istememe gerek var. Senin de o anları yaşaman lazım. Sonra elinde sadece kiraz ve yanındaki teklif kalır. Ama Necla abladan istersem ki başka biri varsa o da olur, bir sürü formaliten olur elinde anlatacağın."

KAHVE FALIMDA CİNAYET VAR!Where stories live. Discover now