Bölüm 10

14.9K 1.3K 84
                                    

Uğur, kız kardeşleri ve görümcesi ile kapıdan girdiğinde içeride sevinç çığlıkları yükseldi. Bir aydır hiç birini görememişti çalışanlar. Hepsi bir ağızdan konuşmaya başlayınca Nil olaya el koydu. Neşeli bir sesle,

"Kızlar... Susun bakalım. Öncelikle, Umut ile Onur anlatacak, balayına nereye gidildi? Sonra Uğur anlatacak, Erhan beyzade nerede nasıl evlenme teklif etti? En son, gelinlik nasıl? Yok, onu anlatma. Saçın bitince giydiğinde görürüz. Hepsi sırayla ve az sonra. Önce kahveler gelsin!"

Nil, kardeşlerin nasılsa kahve isteyeceğini biliyordu. Üç kız kardeşin de görümcesi olan Bade ile de o gün tanıştı. Erkek kardeşleri tanımıyor, sadece kızların anlattığı kadar biliyordu. Bir de üçünü de düğün günü görmüş kısacık konuşmuştu. Yine de Bade'nin de, erkek kardeşleri kadar sevimli ve çekici olduğuna karar vermişti. Çok da eğlenceli bir kızdı. Kocası ile telefonla konuşmasına tanık olmuş ve aralarındaki sevgiyi de sıcaklığı da hissetmişti.

Kahveler içildikten sonra fincanlar kapatılmıştı. Bu arada saçlarının işleri devam ediyordu. Kızlar kendi balaylarını anlatmak yerine Uğur'un anlatmasını istediler.

Uğur, fincanını kapattı, sonra, "İlk evliliğimden sonra ciddi sorunlar yaşamıştım. Kocamın ölümünden sorumlu olmadığımı doktorların da söylemesi gerekiyormuş. Erhan ise benim için askerlikten vazgeçecekmiş. Ama ben bunu istemiyordum. Ölüm, askerlikte daha yüksek bir risk ama ondan daha çok trafik kazasında kayıp veriyoruz... Ben bunları biliyor ama kabullenemiyordum. Kabullendiğimde ise Erhan, benim için istifa etmek üzereymiş. Onu vazgeçirdim. Sonra kızların düğünün de, dans ederken evlenme teklif etti. Gerçi söze dökmesi de gerekmiyordu. Ama yine de duyunca mutlu oldum."

"Uğur abla, nasıl teklif etti? Ne dedi?" Emine sormuştu merakla... Uğur da o anı yaşamanın mutluluğunu bir kez daha tatmak için anlattı...

"Kızların nikâhı kıyıldıktan sonra onlar ilk dansı yaptı. Sonra bilirsiniz adettendir aileler kalkar dansa. İşte o dans için beni kaldırdı ve 'bir sonra katılacağımız düğün bizimki olsun mu?' dedi. Ben de, iyi olur düğün için kıyafet bulmak zor ama gelinlik bulmak kolay olur, dedim." Sesi o anın heyecanı ile titriyordu.

Hepsi gülüşmeye başlamıştı. Uğur o an o kadar mutluydu ki Erhan'a takılmak hoşuna gitmişti. Şu an anlatırken bile aynı keyfi alıyordu.

"İkinci evlilikte gelinlik giymek istemiyor çoğu kadın. Sen neden gelinlik giyiyorsun?" Bu soru Ayşegül'den gelmişti. Nil kaşını gözünü oynatsa da soru çoktan sorulmuştu. Uğur, geçmişteki acı olayları artık daha kolay anlatabiliyordu.

"Önceki evliliğimde düğün yapmamıştım. Gelinlik için yaptığım masrafa çok üzülmüştüm. Bu kez düğün yapıp, eteklerini yırtana kadar oynayacağım, dedim. İşte ondan bu kez gelinlikle düğün yapıyorum. Hayat ne yaşatacak belli değil. Bir kez daha üzülmek, sevdiğimi kaybetmek, isteklerimi engellemek istemiyorum... Düğün yapmak ve düğünümde eğlenmek için önümde engel ne var?"

Nil, arkadaşını çok iyi anlıyordu. Ablasının ne hayalleri vardı. Bir kaza tüm o hayalleri toprağın altına gömmüştü. "İnsan her şeyi kendi için yapmalı. Hata ise de kendi hatası olmalı. Sevdiği şeylerden, birileri ne der diye mahrum kalmamalı. En güzelini yapıyorsun Uğur."

"Ben de öyle düşünüyorum, Nil. Erhan benim hayatımın en büyük şansı. Onu kaybetmek istemiyorum. Aslında hemen evlenmek istedik ama Umut'ların balayından dönmelerini bekledik. Bade de, Elazığ'dan ikinci kez gelebilmek için eşinin işlerinin ayarlanmasını beklemek zorundaydı. Onun kocası da subay."

"Kızların balayı neredeydi?" Soru Ayşegül'den gelmişti. Yanıtı da Onur verdi.

"Biz evimizdeydik. Düğünün ve evin tüm masraflarını nerdeyse Sedat yaptı. Balayını da ona yıkmak bana doğru gelmedi."

KAHVE FALIMDA CİNAYET VAR!Where stories live. Discover now