Bölüm 39

14.7K 1.2K 99
                                    

Nil, kötü bir geceden sonra asık bir yüzle aşağı indi. Ayşegül erken gelmişti. Nil'in geceyi kötü geçireceğini biliyordu. Her ne kadar dün bazı kararlar aldıysa da bugün düşünceleri değişmiş olabilir.

Ayşegül, Nil'in yüzüne bakınca orada kararlı bir ifade gördü. Rahatlamıştı. Oğlumuz, kendini uzun süre affettiremeyecekti. Bu anlaşılmıştı. İçi rahatlamıştı. Taktiklerini birinin üzerinde uygulamak hoş olacaktı. Ama sonunda aralarının düzeleceğinden emindi.

Nil, eczaneyi açtığında saat dokuzdu. Mert ile Yağmur da aynı anda dükkân girmişti.

Uzun zamandır yapılmayan işlemleri toparladı. Bilgisayarın başında uzun süre oturduktan sonra yerinden kalktı. Belini biraz esnetmeye çalıştı. Hakan'ın kendisine cep telefon ile ulaşmasını engellemişti. O yüzden rahattı. Çünkü adını gördüğünde yumuşamaktan korkuyordu.

Handan onda eczanenin kapısından girdi. Nil'in yüzüne baktı. Nil onun geldiğini görüp yerinden kalkmış hemen yanına gelmişti. Sımsıkı sarıldı arkadaşına.

"Handan, çok mutluyum sizin için. Nihayet çözdünüz saçma sapan sorununuzu."

Handan, bu kadına şaşırmaya devam ediyordu. Ağabeyi yüzünden kötü davranacağını sandığı ikinci olayda da Nil çok başka davranmıştı...

"Bizim sorun çözüldü ama sizin aranız bozulmuş. Hakan çok kötü..."

Nil, arkaya doğru yürürken yanıt verdi. "Ben de çok kötüyüm. Ama bu bir şey ifade etmiyor. Nasıl öyle düşünür?"

"Ne desen haklısın. Ama biliyorsun seni çok sevdiği için kıskandığından öyle bir hata yapmış."

Bu arada bahçeye inmişti ikisi de. Nil, divana oturdu. Handan da yanına oturmuştu. Handan'a dönüp yanıtladı.

"Beni sevdiğini biliyorum."

"O zaman onu affedeceksin." Handan ümitlenmişti. Yüzü gülmeye başladı.

"Handan, elbette affedeceğim. Ama o zamana kadar da süründüreceğim. Ve sen de bana yardım edeceksin!"

"Nasıl? Sana yardım mı edeceğim? Ne yani ağabeyime karşı ittifak mı kuracağız?"

"Eh aksi halde barışmam ağabeyinle." Nil, hemen yüzünü asmıştı. Handan, koluna girip güldü. "Tamam, ittifaksa ittifak! Ne yapacağım?" Sonunda iki aşığı kavuşturmak da vardı. Neden o an politik davranmayacaktı?

"Şimdilik sadece onun dedikodusunu yaparak başlayabilirsin. Ne konuştunuz?"

"Bu sabah saat daha yediydi aradığında. Kahvaltıya çağırdım. Biraz konuştuk. Çok pişman ama aşktan gözünün kör olduğunu ve büyük bir günah işlediğini söylüyor. Senin onu affetmen için ne yapması gerektiğini sorup duruyor."

"Cenk'in yüzüne nasıl baktı? Utanmaz adam."

"Ondan da özür diledi. Hallettiler o kısmı. Senin aşkından hata yaptığını söyledi. Cenk de hemen kabul etti. Sen de biliyorsun neden öyle davrandığını."

"Biliyorum ama yine de hemen affetmeyeceğim."

"Ya, üzme ağabeyimi."

"O beni üzdü ama! Biraz o da üzülsün!"

"Üzülüyor."

"Yetmez."

"Tamam, anladım inat edeceksin."

"Aynen o dediğinden. Bakalım ağabeyin de inat mı? Yoksa pes edecek mi?"

"Pes etmez.".

"Umarım..."

KAHVE FALIMDA CİNAYET VAR!Where stories live. Discover now