Bölüm 33

14.8K 1.2K 45
                                    

Evin önüne geldiklerinde dokuza çeyrek vardı. Nil kapıyı açıp yolu gösterdi. Üst kata çıktıklarında hemen annesinin yatak odası olan ama geçen sene bazı mobilyaları değiştirdiği odaya aldı iki kardeşi. Hakan belli etmiyordu ama yüzünün rengi kaçmıştı. Ağrısı olduğu belliydi.

Nil yatağı hazırlayıp hemen uzanmasını sağladı. Ağrı kesicisini verdikten sonra uyması için onu yalnız bıraktı. Handan ile Nil aynı odada kalacaktı. Yosun'un odasını artık epilasyon odası yapmıştı. Bir üst katta da odalar vardı ama onların eşyaları çok yetersizdi.

Handan da onunla aynı odada kalmaktan memnundu. Ağabeyinin odasına girip son kez baktı sonra işe gitmek için çıktı. O çıkarken kuaförü açmaya çalışan Ayşegül ile karşılaşmış ayaküstü konuşmuş ama gece olanlardan bahsetmemişti. İki gece orada kalacağını söylemişti sadece. Ayşegül de kocası ile sorun yaşadığını tahmin ettiği genç kadının evden uzaklaşmak için orayı seçtiğini düşünmüştü.

Nil, Hakan'ın kapısını aralık bırakıp alt kata inmişti. Yanındaki komodinin üstüne not yazmıştı. Cep telefonunu da başucuna bırakmıştı. Kendisini çaldırması yeterdi.

Dükkândan içeri girdiğinde tüm kadronun orada olduğunu gördü. Onlara nasıl anlatacağını bilemeden sustu bir an. Ayşegül, "Handan'ın nesi var? Sende kalacakmış!" dediğinde rahatlamıştı. İşte nasıl anlatacağını bulmuştu.

"Evet, dün akşam Hakan, yani Handan'ın ağabeyi yaralandı. Şimdi üst katta yatıyor. Handan da geceleri onun yanında olmak için iki gün benimle kalacak. Hafta sonu birlikte tatile çıkacaktık." O hızlı hızlı anlatmaya çabalarken dinleyenlerin hepsinin yüzünde sorular uçuşmaya başlamıştı. Bertuğ ilk atılan oldu.

"Kimmiş şu Hakan? Bir de ben göreyim!"

"Sen görme!"

"A sen manita yapmışsın!"

"O ne demek? Manitaymış. Bedia gibi uğraştırma beni. Evet, Hakan erkek arkadaşım."

"E manita işte. Ne farkı var? Yok, ben görmeliyim. Yakışıklı mı bakmam lazım."

"Yakışıklı. Hadi herkes işinin başına!"

Nil, hepsinin ilgisinin odak noktası olmaktan memnun değildi. Bir an önce işlerine başlasınlar istiyordu.

"Nasıl yaralandı abla?" Aydan'dı soran.

"Kendisi Baş Komiser. Akşam bir olaya gitmiş orada çatışma olmuş. Omzundan yaralanmış. Önemli değil yarası."

"Ben sabah izledim haberlerde. Üç polisi yaralamış biri." Bu kez Emine'ydi konuşan. Sesi üzgün çıkınca Nil saçını okşayarak yanıtladı "Evet, o olay. İkisi hafif biri ağır yaralıydı ama ağır yaralı olanın da durumu iyiymiş."

"Geçmiş olsun. Nil abla... Şey, yaralanmasına üzüldüm ama senin için sevindim."

"Teşekkür ederim."

"Biz de sevindik. Hayırlı olsun."

"Teşekkürler hadi iş başına. Tek isteğim var sizden bu iş çok dallanıp budaklanmasın ve çok gürültü yapmayın. Sanırım uyuması en iyi ilaç olacak onun için."

"Tamam, sen rahat ol. Hatta istersen yukarda kal. Biz gerek olursa haber veririz.

"Yok, şimdilik çıkmama gerek yok. Uyuyor nasılsa. Arada bakarım."

Nil, herkesin olumlu tepkisinden sonra rahatlamıştı. Eczane tarafında açıklama yapmasına gerek olmasa da diğerlerinden öğrenmelerini istemiyordu. Onlara kısaca anlatıp işe başladı. Bir saat kadar sonra üst kata çıktığında Hakan derin bir uykudaydı.

KAHVE FALIMDA CİNAYET VAR!Where stories live. Discover now