Taehyung fısıldadı. "Sana söylemiştim... uzaylılar..."

BAM!
Tavanın bir parçası gürültüyle düştü. İçinden çıkan şey bir yaratık değildi ama oldukça tehditkâr bir güvenlik dronuydu. Gözleri kırmızı parlıyordu. Taehyung içgüdüyle yere atladı.

"KAÇ!"

Jungkook, dronun üzerine ateş etti ama sadece kısa bir süre durabildi. Dron çok hızlıydı.

"Bozuk makinelerle baş etmek neden hep bana kalıyor?" diye homurdandı Taehyung, bir yandan arkaya koşarken.

Dron yeniden üzerlerine döndüğünde Jungkook bir enerji kapsülü fırlattı. Küçük bir patlama... ardından alev ve duman... ve sessizlik.

Dron yere çakılıp çalışmaz hâle gelmişti.

Taehyung, arkasına saklandığı duvarın kenarından çıkıp Jungkook'a döndü.

"İyi misin?"

"Ben iyiyim. Sen nasılsın?" dedi Jungkook.

"İçsel hasar dışında fena değilim."

Jungkook yürürken Taehyung'un omuzuna vurdu. "Senin içsel hasarın sürekli zaten."

Taehyung kıkırdadı. "Benimle eğleniyorsun çünkü beni seviyorsun."

"Hayır. Eğleniyorum çünkü başka türlü aklımı kaçırırım."

Haritanın işaret ettiği odaya girdiklerinde içerisi çok daha farklıydı. Diğer odalardan farklı olarak, bu oda hâlâ çalışıyordu. Zayıf mavi bir ışık parlıyordu duvarlardan. Ortada bir terminal vardı ekranı açık, fakat veriler şifreliydi.

Jungkook diz çöküp sistemin bağlantı portunu kontrol etti. "Bu bir veri yedekleme noktası. Belki saldırıdan önceki son kayıtlar burada olabilir."

Taehyung sessizce etrafı izliyordu. Ama aniden ciddileşti.

"Jungkook..."

"Ne?"

"Sence bu sistem... neden hâlâ çalışıyor? Enerji bu kadar süre nasıl devam etmiş?"

İkisi de sustu.

Jungkook: "Biri ya da bir şey... buraya enerji sağlıyor."

Taehyung başını çevirdi. "Belki de dron sadece bir testti."

"Yani daha fazlası olabilir?"

"Evet. Ve şu an bu bilgi için onların bölgesindeyiz."

Veriyi aktarıp kayıtları aldılar. Jungkook cihazı çantasına koydu. "Tamam. Artık çıkabiliriz."

Dönüş yolunda ikisi de daha sessizdi. Arada sırada Taehyung küçük espriler yapıyor, Jungkook ise gözlerini devirmekle yetiniyordu. Yorulmuşlardı, ama bir şekilde, birlikte bu kaosu yönetebiliyorlardı.

Sığınağın ışıkları uzaktan görünmeye başladığında Taehyung içini çekti.

"Geldik..."

Kapıya yaklaştıklarında, onları bekleyen birini fark ettiler. Eunmi.

Elleri arkasında, tatlı gülümsemesi yüzünde, onlara doğru hafifçe koştu.

"Geldiniz!"

Taehyung gözlerini açtı. "Eunmi! Bizi mi bekliyordun?"

"Tabii ki. Kim bilir yine nasıl saçmalıklar yaşadınız... ama en azından sağsınız."

Jungkook çantasını sırtından indirdi. "Veriyi aldık. Ama içeride aktif bir sistem vardı."

broken dawn ㄨ yoonminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora