We try too hard and its just wasting my time..

340 27 0
                                    

Günün geri kalanında Lea chris ve darren'la birlikteydi. Textler hakkında konuştular epey uzunca bir süre. Lea artık durumu biliyordu ama bunu chris'e belli edemezdi ve madem haberi yokmuş gibi yapacaktı o zaman ilgisiz gibi görünmemesi gerekiyordu ki chris bir şey anlamasın. " bana kalırsa biraz gevşemelisin tatlım, sonuçta hiç bilmediğin bir insanla olmaktan iyidir arkadaşınla olmak" diye chris'i rahatlatmaya çalıştı. "haklısın hem ryan'ın korkuttuğu gibi bir durumda yok görüldüğü üzere neredeyse tepkisiz durmam yeterli" dedi göz ucuyla darren'a bakarak ve cümlesini tamamladı " bunu yapabilirim sanırım". Bu cümle darren'ın içini sızlatmıştı. Her ne kadar bunun hakkında konuşamasalar da üçü de chris'in ne demek istediğini anlamıştı. Darren'ın bu cümle karşısında yüzü buruşmuştu.

Ne anlamalıydı buradan darren'ın onu öpmesi hiçbir şey ifade etmiyor muydu yani bu muydu söylemeye çalıştığı? Yoksa sessiz kalmasını hatırlatıp darren'a konuşması için bi uyarı mıydı? Darren iyice dağılmıştı. Lea'da aynı şekilde düşünüyordu 'chris'i anlamak imkânsız, ah darren yerinde olmak istemezdim' diye düşündü bir an ve darren'la göz göze geldiklerinde yine sessizce anlaşmışlardı. Lea chris'in bu tavrından rahatsız olmuştu çünkü darren'la sabah yaptığı konuşmadan sonra ona kendini çok yakın hissetmişti ve darren'ı üzdüğü için chris'e tepki göstermek istedi " sorun yok öyleyse darren sanırım sende ilk kez birini öpmüyorsundur" diyerek darren'a destek olmak istemişti. Ama bu defa chris'in yüzü bulanmıştı. Lea ne yapması gerektiğini bilmiyordu ikisini de kırmak değildi amacı ya da taraf tutmak ama kendini o kadar tuhaf bir konumda bulmuştu ki şuan yapabileceği bir şey olmadığını bilmekten son derece rahatsızdı. Konunun artık kapanması gerektiğini düşünüp chris'e son aldığı filmleri sordu ve konu değişmişti şükürler olsun.

Günün geri kalanını film izleyerek geçirdiler, birlikte yemek yaptılar ve saatin geç olduğuna karar verdiklerinde darren ve chris arabayla lea'yı evine bıraktılar. Yine tv başındalardı. Yarın çekim vardı ve ikisi de bir önceki gece uyumamış olmanın sersemliğini taşıyordu. İlk kalkan chris olmuştu " ben yatıyorum darren yarın zor bir gün olacak" diye yerinden doğruldu "iyi geceler chris" diye cevapladı onu darren. Heyecandan uyumakta zorluk çekeceğini biliyordu ve biraz daha bayılmak için tv karşısında kalmayı düşünüyordu, ama chris odadan çıkarken yine aynı şeyi yapmış ve ona bakıp " bence sende yatmalısın dare annen bu gece seni uyandırmak için gelmeyebilir" demişti. Darren ikinci defa chris'in ona neden böyle davrandığını düşünüyordu. Yüzünden bir anlam çıkarmaya çalışmıştı. Chris gülümsüyordu ama bu eğlenceli bir gülümseme değildi ve darren onun bu şekilde sessiz bir sitemde bulunduğunu düşündü. " tamam yerime geçiyorum" diyebildi darren. Bir şey yapmalıydı ama ne? Chris'le konuşmak istemişti ama buna yanaşmamıştı ve bir şekilde konuşmamakta kararlı olduğunu darren'a belli etmişti. 'öyle olsun' dedi içinden darren tekrar 'bir kez daha nasıl istiyorsan öyle oynayalım'.

Ertesi sabah darren chris'ten önce kalkmış ve kahvelerini hazırlamıştı. Sonra birlikte setin yolunu tuttular. Chris her ne kadar umursamıyor görünse de son derece gergindi ve sandy bunu en kolay anlayacak kişiydi. "günaydın yakışıklı zor bir gece miydi yine yüzün porselen gibi bembeyaz ve ifadesiz?" demişti. Chris'in biriyle konuşmaya ihtiyacı vardı ne konuştuğu önemli değildi sadece bu sessizlik onu daha çok strese sokuyordu. " evet bu aralar uyku problemi çekiyorum sandy" diye duygu sömürüsü yapar gibi onun omzuna dayamıştı başını. Sandy chris'in çok tatlı olduğunu düşünmüştü hep ve neredeyse sette sevdiği tek insan oydu. Bir yılı aşkındır onun makyözüydü ve aralarında güzel bir bağ olduğuna inanıyordu. " ah tatlım gel buraya şimdi sana nefis bir yüz masajı yaparım ve hiçbir şeyin kalmaz" dedi ve chris'in yüzüne şevkatli hareketlerle masaj yapmaya başladı. Chris buna minnettardı, sandy onun için bir küçük kardeş gibiydi ve her ne kadar dokunulmaktan hoşlanmasa da bu sandy için geçerli değildi. " zor bir hafta mıydı?" dedi sandy, chris yavaşça başını salladı " hareketliydi diyelim daha çok. Birkaç günde bile her şey değişebiliyor " dedi.

perfectHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin