''Nereye gidiyoruz?''


Diye sordum arka taraflara ilerlerken. Buralara gelmek hiç aklıma gelmemişti. Aslına bakarsanız pek umurumda da değildi. Beni cevapsız bırakmaları üzerine sesimi çıkarmadan kovuğun arkasındaki küçük kulübeye peşlerinden girdim. Karşımda elleri ve ayakları bağlanmış bir halde oturan saray muhafızını gördüğümde şaşkınlıktan ağzımın açık kalmasına engel olamadım.


''Bu da ne?''


Diye sordum gözlerimi kırpıştırıp.


''İnsan''


Theodor'a öyle bir bakış attım ki ellerini kaldırıp geri çekildi. Tekrar muhafıza döndüm.


''Burada ne arıyor?''


Diye sordum büyücüye ithafen.


''Sarayla ilgili küçük bilgiler edinmek için getirttim.''


Dedi. Muhafız ağzındaki bezin ardından homurdanırken gülümsediğimi hissettim. Ağzından laf almak çok kolay olacaktı çünkü korkusunu hissedebiliyordum. Dilini her an çözebilecek bir korkusu vardı. O kadar çok korkuyordu ki burnundan damlayan ter damlası çarptı gözüme. Saçları birbirine karışmıştı. Gözlerinden geçenler çok şey bildiğini açıklıyordu.


Bu kolay ve kârlı bir işti.


''Biz onu konuştururken istediğin soruları sorabilirsin''


Dedi Theodor o küçük boyuyla. Bilmediği bir şey vardı. Bu muhafızı konuşturma şerefini ben üstlenmek istiyordum. Yanına yürüdüm muhafızın. Gözlerindeki küçümseme parıltısından beni tanımadığını anlamıştım. Bu işime gelirdi. Parmağımı şakağından boynuna doğru indirdim. Derek'in bana gösterdiği hassas noktaya ulaştığımda orayı sıkarak kafasını yana eğmesini sağladım. Ağzından dökülen inleme odadakilerin kulaklarında yankılanırken konuştum.


''Onu ben konuşturmak istiyorum''


Sessizlik odada fır dönerken adamın boynunu bıraktım. Morarmıştı. Arkamı dönüp onay için Derek'e baktığımda ne yaptığımı yeni idrak ediyordum. Karşımda Derek yoktu. Onun yerine bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakan Büyücü Kletos vardı. Yutkundum. Adamdan hızlı adımlarla uzaklaşırken titremeye başladığımı hissediyordum. Gözlerim buğulanırken kapıya yöneldim. Buradan çıkmam lazımdı. Anılar bir bir aklıma hücum ederken midemin bulanmasına engel olamadım. Bahçede önüme çıkan bir ağaca tutundum ve gözlerimi kapadım. Sırtımdan akan soğuk terler iz olarak tenimde his bırakıyorlardı.


''İyi misin?''


Başımı iki yana salladım. Büyücünün elini sırtımda hissettiğimde nefesim kesildi. Küçük bir sızı bedenimi boydan boya etkilerken gözlerimi kapayıp bekledim. Sızı geçtiğinde mide bulantımda geçmişti. Kendimi yere bıraktım ve ağaca yaslandım. Büyücü yukarıdan beni izliyordu.

DOĞUM LEKESİ -2- ANAHTAR AİLESİWhere stories live. Discover now