🌿 45. BÖLÜM 🌿

Start from the beginning
                                    

🌺🍀🌺🍀🌺

Yusuf Ali araba takla atmadan önce hızla kemerini açıp bedenini karısının üstüne kapatıp gelecek darbelerden karısını engellemeye çalışırken, kendisini de direk ölüme bırakıvermişti. Yaprak'a bir şey olmasın da kendisi tüm acıları çekmeye hatta ölmeye bile razıydı. Yeter ki Liya'sı acı çekmesin, hayatta kalsın çünkü karısı bunu sonuna kadar hakediyordu.

Araba takla atarken karısının kulağına belki de son kez, "Seni seviyorum Liya'm," diyerek gözlerini kapattı.

Yaprak, kocasının kulağına mırıldandığı cümleyle gözyaşları daha hızlı atarken, dudaklarını oynatıp, "Beni affet" demek istese de birşey diyemeden gözlerini kapatmıştı.

Hayat buydu işte. Kiminin hatası, kiminin pişmanlığı... İki kalp içinde önemsiz olanlardı. Belki de son nefeslerini verirken bile dillerinde aşkları, kalplerinde birlikte olmalarının huzurunu yaşıyorlardı. Yaprak nasıl ki Yusuf Ali'nin Liya'sı; yani sabrın en güzrliydi. Yaşayacak ömürleri varsa da buna da sabredeceklerdi ve birlikte üstesinden geleceklerdi.

🌺🍀🌺🍀🌺

O yoldan geçenler ve kazadan küçük sıyrıklarla kurtulan araçtaki orta yaşlardaki adam kaza yapan aracın başında toplandılar. Kimisi ambulansı arayıp hızlı olmaları gerektiğini izah ederken, kimileri de arabanın kapılarını açmaya çalışıyorlardı. Kırılan camdan içeriye baktıklarında ise, adamın bedenini kadının üstünde gördüler.

Yarım saat kadar sonra duyulan ambulansın sesiyle kalabalık yavaşça dağılıp sağlık ekiplerinin işlerini yapmalarını konusunda kolaylık sağladılar. Sağlık ekibinden iki genç adamla kalabalıktan birkaç kişinin yardımıyla da arabanın sıkışan kapısı açıldı. Hızlı hareket ediyorlardı. Bir saniye bile geç kalınmış olabilirdi. Dikkatli bir şekilde ilk olarak adamı kadının üstünden almaya çabaladılar çünkü sıkıca sarmalandığı kadından ayırmakta zorlandılar. Kalabalığın arasında bulunan birkaç kadın bu görüntüyle gözyaşlarını tutamazlarken, vah vahlara da başlamışlardı.

Genç adamı kollarından tutarak yavaşça sarıldığı kadından ayırmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar. Sağlık görevlilerine yardım edenler arasından orta yaşlı olan adam, "Hadi aslanım, şimdi karını bırakta hastahaneye yetiştirelim sizi," dedi üzgün sesiyle. Evli bir çift olduklarına inanan adamın sesini işitmiş gibi kolları gevşeyen Yusuf Ali'yi kadından ayırıp dikkatli şekilde arabadan çıkarıp sedyeye yatırdılar.
Ardından da hamile kadına dikkatli ve nazik davranarak sedyeye yatırıp ambulanslara taşıdılar. Hurdaya dönen araçtan özel eşyaları alan sağlık görevlisi ile birlikte hızla ambulanslar hastaneye yetişebilmek için hız sınırlarını zorladılar.

Ambulanstaki gençlere ilk yardımları yapılırken, kadından çok genç adamın hasarı fazlaydı. Başından akan oluk oluk kanı zorlukla durdurup, acil kan takviyelerinin yapılacağı bilgisini önceden hastaneye ulaştırmışlardı. Durdurulan kanla birlikte gömleğinin yakasını da hızla açıp kanayan yerin ilk pansumanını yaptılar. Adamın durumu oldukça ağırdı ki bu da kalp atışlarının yavaşlığından kendini belli ediyordu.

İlk yardımı yapılan adama genç sağlık görevlileri üzgünce baktılar. Hamile eşinden, birbirlerini sevdikleri o karşılaştıkları görüntüyle anlamışlardı. Adamın bu hâlinden de pek umutlu olmamaları üzülmelerine sebepti. Yaşaması büyük bir umuttu ve bu umut ışığını beklemekten başka çareleri de yoktu. Lâkin o umut makineden gelen sesle bir anda yok oldu. Sedyede yatan adamın kalbi durmuştu. Hızlı davranan sağlık görevlilerinden birisi anında kalp masajını yapmaya başlamışken, diğeri de elektroşok makinesini ayarlamaya girişmişti. Kalp masajından sonuç alamıyorlardı.

 KABULLENİŞ Where stories live. Discover now