33

3.4K 514 193
                                    

"Nerdesin ya sen?"

Fırat vücudunu aralık kapıdan soktu ve mutlu imajı vermeye çalıştığı gülümsemesiyle Tacettin'in yanına ilerledi. Eğer Tacettin çocuğu azıcık da olsa bu birkaç ayda tanımasaydı iyi yürüttüğü rolünü yiyebilirdi bile.

"Ne oldu yavrum sana?"

"Yok ya bir şey. İyiyim."

"Beni mi yiyorsun?" Fırat hınzır bir gülümsemeyle sanki koltuğa oturur rahatlığında iri adamın kucağına oturdu ve keyfince yerleşti. Ardından sakallı yanaktan ısırıp içi içine sığmadan konuşmuştu. "Keşke seni yesem ya Taco."

"Aklımı karıştırıp konuyu değiştirme. Karışır çünkü bu hareketlerinle."

"Bildiğim iyi oldu." Dudaklarını Tacettin'in yanağında minik öpücüklerle dudaklarına doğru ilerletti ve en son öpülmenin isteğiyle sızlayan dudaklara fısıldadı. "Ben bunu kullanırım arada."

"Çok fenasın, öldürürüm seni. Hadi anlat, sonra oynaşırız."

Dicleyle konuştuk." Tacettin keyifli rolü suratında biraz çatlayan, kucağına yan oturup gövdesini patates çuvalı gibi üstüne atan çocuğun sol eliyle belini kavramış, sağ eliyle de saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Bebeği gibi seviyordu şu an onu ve bazen yetmiyordu bu sevgi. Esmeri bıktıracağından ya da zarar vereceğinden çok korkuyordu. Ağzından başlayan bir fermuar ile vücudunu ortadan ikiye ayırmak ve sürmelisini içine hapsetmek istiyordu. Sulu sulu esmer alından öptü ve çocuk pışpışlar gibi çocuğun belini sıvazladı.

"Anlatmak ister misin?"

"Uyuyasım geldi. Çok rahat kucağın."

"Tamam öyle olsun. Uyu dinlen istediğin gibi." Çocuğun ince ve yay gibi kaşlarından rahatlatıcı bir sakinlikle öpmüş, dönen sandalyede hafif hafif sağa sola dönerek Fırat'ın keyifle mırıldanmasını sağlamıştı. Esmer, güzel yüzünü ufak bir hareketle adamın boynuna gömdü ve derince bir nefes içine çekip huzurla bir mırıldanma sundu. Burada hayatının sonunu geçirip ölebilirdi. Buna çok hazırdı ve korkutucu bir şekilde emindi de.

"Araplar gelecek."

"İptal ederim sonra gelsinler. Fıstığımın uykusu gelmiş."

"Dicle'ye postayı koydum biraz."

"Nasıl yani?"

"Öyle. Boşver sonra anlatırım detayı, sen beni uyut."

"Uyutayım ömrüm." Sürmelinin psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu anladığı için onu daha sıkı sarmaladı ve böğrüne bastı. Ufak ufak dönerek çocuğu kucağında sarmalıyor, soluduğu huzurlu nefesleri hem duyuyor hem de boynunda tatlı bir gıdıklanmayla hissediyordu. Fırat öyle bambaşka bir çocuktu ki en ufak hareketiyle eriyebiliyor, kendinizden geçebiliyordunuz. Çok tehlikeli birisiydi, küçük aksiyonlarla büyük kitleleri etkileyecek bir güzellik manipülesine sahipti. Oysa olduğu yerde öylece yatıyordu kendince, kimseye de bir zararı yoktu.

Bıyıklı, esmerin kucağında uyuduğunu sandığı dakikalarda kara kara geçmişe bir yolculuk düzenledi. Fırat 6 yaşındayken o 9,10 yaşlarında olması gerekiyordu. O zamanlardan esmer çocuğun da içerisinde yer aldığı ufak da olsa bir hatırasını aklında canlandırmaya çalıştığında başaramadığını fark etti. O kadar silikti ki gerçekten bu yaşa kadarki olan hafızasında Fırat, ya sokakta yanından geçerken anımsıyordu esmeri ya da hakkındaki dedikodularla. O Fırat ile hiç denk düşmediğini zannederken meğersem Fırat onun hiç karşısına çıkmıyormuş. Köşe bucak ondan kaçıp kuytularda Tacettin'e sevdalanıyormuş. Çocuk içindeki hisleri aynı hayallerini, geleceğini ve hayatını gömdüğü gibi içine gömmüş ve yoluna devam etmeye çalışmış.

sürmeli [gay]On viuen les histories. Descobreix ara