51'- Hiç Önemli Değil 🌿

412 85 254
                                    

Bölüm 250 yorum sonra gelecek. Kelime sayısına göre sınır koyduğumu biliyorsunuz...

🌿Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...






Yağız Ayaz halk eğitim merkezi için uygun bir yer bulmuştu. Aşiret bağlı bir yer olmadığı için tutmuş, hazırlıklara başlamıştı. Kardeşiyle yapılacaklar listesi çıkarmış, şimdi çarşı pazar geziyorlardı.

"Saz çalan biri vardı bizim orada, adını unuttum aksi şeytan. Ona söyleyelim de, öğrenmek isteyen olursa öğretsin abi olur mu?"

"Olur güzelim, iyi olur."

"Tam kalkınma olacak. Derya okuma yazma eğitimi versin diye düşündüm ama o hâlâ okula gidiyor. Aksama olur mu ki?"

"Ona sor canım."

"Akşam uğrar sorarım."

Meydanda ki hazırlığı gördüler. Başlarında Çağan vardı. Şenlik hazırlıklarını hızlandırmıştı. Konser alanını hazırlıyordu çalışanlar. Şu sıra herkes bir şeylerin peşinden koşuyordu. Tam iş yoğunluğu zamanlarıydı.

"Bir selam verelim" dedi Yağız. Yaldız başını iki yana sallayarak sola döndü. Hırdavatçı dükkanının önünde bir arkadaşıyla denk gelmişti. Onunla sohbet ederken Yağız çalan telefonu açarak kenara bir yere çekildi.

Çağan su şişesini kafasına dikerken gördü Yaldız'ı. Karşısında ki dallamanın sırıtışı kaşlarının çatılmasına sebep olduğunda elini kaşlarının arasından geçirse de düzelmedi. Şişenin kapağını kapatıp büyük adımlar atmaya başladığında soluğu ısındı.

Olağan bir hızla üstlerine gittiğinde yaklaşanı gören çocuğun gülüşü silindi yüzünden. Yaldız baktığı yöne döndüğünde çocuğa kafa göz dalacak gibi gelen Çağan'ı durdurmak için çocuğun önüne geçti. Durmaya niyeti olmayan Çağan'ın göğsüne koydu ellerini, böyle durdurdu.

"Bu kim Yaldız?" diyor, çocuğa bakıyordu.

"Arkadaşım Çağan."

"Sen arkadaşınla burada ne yapıyorsun yalnız başına?"

Yağız'ı görmemişti. Görse zaten böyle gelmezdi. Yağız uyanıklık edip bir dükkana attı kendini.

"Abim yanımda benim Çağan, ne yapıyorsun ya?"

"Hani?" dedi etrafa bakarak. Yağız kendini sakladı tabi.

"Burdaydı, bir yere girdi herhalde."

"Görüşürüz Yaldız."

"Lan!" deyip adım atacakken arada kaldı Yaldız ama hâlâ tutuyordu Çağan'ı. Çağan düşmesin diye elini kızım sırtına koydu. "Kaybol lan, sıfatsız. Görüşürüz diyor bir de."

Yaldız gülmemek için kendini tutarken çocuk uzaklaştı.

"Sırıtıyor bir de açıkta bir şey görmüş gibi mal."

Dümdüz erkek kafasıydı işte. Erkeklerin ne düşünebileceğini kendi düşüncelerinden yola çıkarak hesap ederdi. Yaldız'ın yüzüne bakan onun çok masum olduğunu anlardı. Masum olan şeyler hep cezbedici gelirdi insana ve bu düşünceler günaha davet çıkarırdı.

"Sende gel benimle. Söyle abin yanımdan alsın seni. Ne diye yalnız bıraktıysa seni zaten."

Eli hâlâ sırtında yanında yürütüyordu kızı. Yaldız çaresizce bu hareketiyle mutlu olmuştu. Hatta gözlerini yumsa sımsıkı, bir adım atıp aralarında ki boşluğu kapatsa hıçkırıklarını tutamayabilirdi.

ZÜMRÜT YANGINI "ARİYA" Where stories live. Discover now