44 '- Büyülü Bir An 🌿

305 84 186
                                    

Bölüm 150 yorumdan sonra gelecek.

🌿Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...








Arayanı olmayınca insanın, uzaktan bir nasılsın diyeni boş olurmuş anlamlar. Gözleri boşluğa dalarmış da insanın kaybolmazmış anılar. Bir dağın yamacındadır evin ve karşı köye bakar olmuşsundur günlerdir. Çünkü kardeşin oradadır ve yüreği sende kalmıştır.

Koca koca günler alıp başını gittiler. Yas evi değildir artık orası. Orası da normale dönmüştür. Giden gittiği yere alışmıştır ve acılar içinde değildir kalanlar. Sadece geceleri ya sancısı tutarsa diye kaygılanacak kimse kalmamıştır.

Pakize Hanım'ın omuzları hafiftir artık ama gülemez olmuştur bir kere, konuşamaz da keza. Serhan işinde gücündedir ama sürekli geleni kesilmiştir kapıdan. O babanın kırkı uçup gitmiş, mevlit günü gelmiştir.

"Serhan, Ariya'ya söyle -" deyip evden çıkan kadının sözü yarıda kesildi, çünkü hatırladı onun tamamen gittiğini. "Neyse" deyip kazanın başına gitti.

"Halam bir daha gelmeyecek mi baba?" diye sordu Emine. Bunun cevabını merak eden Işıl ve Pakize kaş altından Serhan'a baktı.

"Yine işi çoktur" dedi Emre çardakta ödevini yaparken.

"Bizi görmeye gelsin bari" dedi Emine babasının yanına, sedire oturarak. Serhan kolunu kızına sarıp kendine yasladı.

"Aradım ama açmadı" dedi burukça. "Herhalde işi çok kızım."

"Gelmez artık halan, Emine" dedi Işıl. O çocuklarına yalan söylemezdi.

"Ama niye?"

"Çünkü babaannen onu burada istemiyor!"

"Işıl!"

"Yalan mı ana? Cenaze günü rezil olduk elaleme, en çokta Ariya'ya, onun ailesine, dostlarına. Yüzümüze bakmasa yeri, ben olsam bende bakmazdım. Bunca yıl ne derdimiz olsa koşarak geldi, bir gün bile dara düşmeyelim diye hep kendinden verdi. Karşılığında hiçbir şey istemedi ama siz ne yaptınız? Ne yaptınız ya? Sedef hâlâ üstten üstten konuşuyor, sanki onu o pis kocasının gazabından kurtaran Ariya değilmiş gibi. Sema el kadar bebeğiyle Ariya bekliyor camlarda, Serhan uyku uyuyamaz oldu, çünkü neden Ariya onların içinde büyüdü. Bu ailenin nankörü de bir sen, bir de Sedef. Biz gideriz kızım mevlitten sonra, baban götürür bırakır bizi. Sen canını sıkma, halan da sizi özlemiştir. "

Kapları alarak eve geçti. Serhan haklı sözlerin karşısında suskunluğunu korudu.

" Hiç karına sus deme Serhan, tepeme çıksın emi oğlum. "

" O sizin aranızda ana. Ben çarşıya çıkıyorum akşam olmadan alınacakları alayım. "

Emre - " Bende geleyim mi baba? "

Emine - " Bende baba lütfen."

"İyi hadi düşün peşime." Çocuklarını yanına katıp çarşıya doğru yola çıktılar yürüyerek.

🌿

Ariya " Daha dibe düşemem "dedi kollarını açmış uçurumun kenarında boşluğa doğru. Rüzgar yüzüne vuruyor sarı saçlarını uçuruyordu. Hava sıcaktı, haziran tüm ihtişamıyla gözler önüne seriliyordu. Her yer yeşil, her yer cıvıl cıvıldı." Gideceğim pekte bir yer kalmadı. O zaman yukarıya "dedi gözleri kapalıyken. Derin bir nefes alırken iki kol dolandı beline ve geriye çekti.

" Sen ne yapıyorsun? "dedi Asaf Ali kızarken. Sesini duyunca kollarını kapayıp adamın kollarının arasında çıktı .

" Zihnimi boşaltıyorum. "

ZÜMRÜT YANGINI "ARİYA" Where stories live. Discover now