48'- Katiller 🌿

339 88 325
                                    

4bin kelimelik bu bölüm. O yüzden bölüm 300 yorum sonra gelecek...

🌿Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...







Bir hafta sonra...

Buluştu Derya ve Çağan asma köprüde. Bu defa Derya börek getirmişti. Dere baharla birlikte pırıl pırıl olmuş, çağıl çağıl akıyordu.

"Neler olmuş öyle."

"Sorma."

Derya soluna dönüp gözlerini kısarak baktı Çağan'a.

"Senin neyin var Çağan?"

"Hiç."

"Keyifsizsin sen. Bir şeylerin var senin."

"Yok ya."

"Hiçbir şey hissetmiyordun Yaldız'a en son. Bir İstanbul'a gittim geldim ne oldu o arada?"

"Söz bozuldu ya."

"He."

"Öyle işte."

"Şimdi orta yerimden ikiye ayrılacağım. Aşık mı oldun?"

"YOOK BE!" diyerek abartılı bir tepki verdi. Derya yüzünü ekşitti. Çağan ne yaptığını fark ettiğinde saçma haline gülmeden edemedi. "Of ya sus, soru sorma."

"Tamam sormuyorum. O zaman söyleyeyim iyi dinle beni. Yaldız babası tarafından inanılmaz korunur. Aydemir amca Hayra abladan sonra onun üstünde çok düşmeye başladı. Bir kere dedi ki ben kızımı kimi isterse onunla evereceğim. Anladın mı?"

Boş boş baktı Çağan.

" Anlamadın tabi. Yani demek istiyorum ki seninle olan söz Yaldız'a soruldu, Yaldız da kabul etti. Çünkü etmeseydi bu söz olmazdı. Neden sana evet dedi? Belki de Yaldız seni beğeniyordu. Belki de bu işin gerçekten olur mu oluruna kendi bakmak istedi. En azından seni tanımak istedi. Sözün takılmasını kendi istedi ama bozmaya gönlü yoktu. O yüzden abisi dediği için bozduruldu. Çünkü Yaldız bunu yapmayacaktı. Benim anladığım bu. "

" Olabilir mi böyle bir şey? "diye sordu hevesle.

" Çağan, sen aşık olmuşsun işte. Söylesene ona, sözü bozmak istemiyorum desene. "

" Abisi istemediği için sözü bozdular. Şimdi ben istemiyorum desem ne değişir ki? "

" Bilemezsin. Yağız'la konuş o zaman. "

" Neyse boş ver. Bozuldu işte, bu saatten sonra ne o yüzsüz gibi istemiyorum demek. Bu da geçer anasını satayım, neler geçmiyor ki... "

🌿

Ariya evden çıkmak üzereydi. Damla çantasını takarak indi merdivenleri.

" Tamam, hazırım. "

" Hanımlar hadi "diye seslendi. Iraz ve Zerrin de geldiğinde evden çıktılar. Üst açık klasik arabaya binerek yola koyuldular. Ariya Berzan'ın yanında oturuyordu. Radyoyu açtığımda Selda Bağcan'ın sesini duyunca sesini sonuna kadar açtı.

" Etme Ağam n'olur, n'olur, n'olur, n'olur, n'olur... Adam mı ölür? Toprak verince, borç ödeyince, kendin bilince. N'olur...."

Bundan bir zaman öncesi, çokta uzak bir geçmişte olmayan zamanda bu köylerde acımasız ağalar hüküm sürerdi. İnsanlara kölelik yaptırır, köylüyü sürekli açlıkla sınarlardı. Ahmet Ağa yeni bir oluşuma girdiğinde, Beycileri bir araya toplandığında açlığı bitirdi önce. En zengin tek Ağaydı. O kadar büyük bir özgürlük bahşetti ki insanlara bu başta memnun ediciydi. Ahmet Ağa akıllı bir adamdı ama, biliyordu nankörlük de olacağını.

ZÜMRÜT YANGINI "ARİYA" Where stories live. Discover now