➴ 45.BÖLÜM ➴

2K 248 113
                                    

➴ Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Yıldızları yakmadan geçmeyelim lütfen.

❦ Bölüm Şarkısı: Eda Baba; Mucize.

🍁Instagram: @kalb.en21

🌾Keyifle Okuyun...

                                ☾

Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.

                               

    Çocukken okunan her masal mutlu sonla biterdi. Her çocukta o mutlu sonla biten masalın kahramanı olmak için can atardı. Büyüdükçe, geçen zamanla yaş aldıkça hayatın masallardan farkını görmeye başlar o masum çocuk. Tabii hala masum kalmayı başarabilmişse..

Mutlulukların sonsuza kadar sürmediğini, hayatın binbir türlü oyunlarının olduğunu öğrenir. Düşlediği tozpembe hayallerin bir anda pembesinin kaybolup elinde sadece tozların kaldığını acıyla tecrübe edinir.

Masallarla hayatın farkının olduğunu, her şeyin o kadar da masum olmadığını fark ettiğinde başka bir şey daha fark eder. İkinci bir şans..

Evet hayat her kötü şeyin ardından göz kırparak ikinci bir şansı sunar. Elbette büyük bir sabrın karşılığında. Kimisi bunu fırsata çevirip alışagelmiş düzene kafa kaldırırken kimisi de çoktan karamsarlığın içine kendisini hapsederek hayatın ona yön vermesine izin verir.

Zordu belki ama değerdi. Karahanlı bunu başarmıştı. Hiç bir zaman çocuk olduğunu hissetmediği halde o başarmıştı. Hayatın ikinci bir şansına, karısına dört elle tutunmuştu. Şimdi ise o şansını kaybetme korkusuyla delirmek üzereydi.

Atlas'ın acı bir frenle durmasıyla kapısı hızlıca açıldı. Çakırbey'in endişeli bakışlarıyla daha da panikleyen Karahanlı hızlıca araçtan inip koşar adım hastaneden içeriye girdi.

Kucağındaki karısı hala baygındı ve kendine gelmiyordu. Telaşla adımlarını atarken diğer yandan da tüm hastaneyi gür sesiyle inletti. "Doktor! Doktor!"

Tek tek hastaneden içeriye giren Çakırbey'lerinde ondan pek bir farkı yoktu. Hepsinin gözlerinin içinde büyük bir korku vardı. Birkaç hemşirenin aardından doktor hemen sedyeye yatırılan genç kızın başına gelerek durumu sorduğunda Kuzgun endişeyle "Bayıldı, ayılmıyor."

Anladığını belli eden genç yaşlardaki erkek doktor kafasını sallarken Eflin Çakırbey telaşla yanlarına varıp devam etti. "Okan birkaç haftadır baş dönmeleri var aynı zamanda tansiyonu da sürekli düşüyordu."

Genç doktor konuşan hocasını dikkatle dinledikten sonra hemşirelere yapmaları gerekenleri sıraladı. Müşahede odasına alınan hastasıyla beraber kalabalığa bakarak "Lütfen dışarıda bekleyin. Ayılır ayılmaz.."

"Ne diyorsun doktor sen! Ne dışarda beklemesi!"

Kugzun'un stresten eli ayağına dolanırken bir de üzerine Asya'dan ayrılması gerektiği söylendiğinde istemsizce çenesi seğirmeye başladı.

A Y  I Ş I Ğ IDär berättelser lever. Upptäck nu