➴ 30.BÖLÜM ➴

2.6K 233 44
                                    


➴ Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Yıldızları yakmadan geçmeyelim lütfen.

❦ Bölüm Şarkısı: Melek Mosso; Karanfil.

🍁Instagram: @kalb.en21

🌾Keyifle Okuyun...

                                  ☾

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                  ☾

 
     Mekandaki şarkı kesilmişti. Poyraz Çakırbey tam sahnenin karşısında ters oturduğu sandalyeden keyifle dövülen adamları izlerken kafasını sağa sola yatırıp duruyordu. Sabır çeker bir hali vardı. Ama kulağını dolduran dansçıların yalvarışları sinirlerini yatıştırmaya yarıyor gibiydi.

Sahnede ki üç adamda büyük bir öfkeyle işlerine odaklanmışken kadınlar yaşadıkları şokla bir kenara toplanmışlardı. Nazlı, usul usul Göktuğ'un yanına giderek öfkeyle tısladı.

"Hayvan herif! Hani haber uçuracaktın?! "

Göktuğ geriye dönük başını çevirdiğinde genç kadının dudakları şaşkınlıkla açıldı. "Git yanımdan. Çabuk git. Vallahi gebertirler beni!"

Zaten bir gözü mordu şimdi diğer gözüde morarmıştı. Belli ki yakalanmıştı. "Senin yapacağın işe tüküreyim ben Götuğ! Başın dara düşsünde yolun bana düşmesin habeş maymunu!"

İki gündür yediği dayaklar yetmezmiş gibi bir de trip yiyordu. Habeş maymunu mu demişti o? Kendisine edilen hakaretli tribi şaşkınlıkla izleyen adam, sinirle yanından giden Nazlı'nın peşinden bakakaldı. Ciddi miydi o?

Kaçıncı turdan gidiyorlardı? Dansçıları resmen döve döve dans ettiren adamlar son adamlarıda sahneden aşağıya adeta fırlatarak kadınların olduğu yere doğru baktılar.

"SİZ BENİ KATİL ETMEKTEN SIKILMADINIZ MI ULAN!?"

Mehmet Çakırbey'in kükreyişiyle hepsi olduğu yerde sıçradı. Deve kuşu misali saklanmayı ümit ederek kafalarını eğdiklerinde adamların bir hışım önlerinde durduklarını sert esen rüzgardan anlamışlardı.

Yaşlı adamlar söylene söylene eşlerini alıp mekandan çıkarken Poyraz Çakırbey oturduğu yerden kalkarak oğlunun önüne geçti. "Karıcığım."

Eflin hemen kocasının yanına giderek yüzüne baktı. "Hayatım?" Sesinin titremesine engel olamamıştı. Bu elbet Çakırbey'inde gözünden kaçmamıştı ki gözlerindeki bastırılmış öfkeyle ağır ağır kafasını salladı. Sonra da elini karısına uzattı. Bu meseleyi çoluk çocuğun önünde değil, özel konuşacaktı.

Eflin adeta uzatılan ele atılarak adamı yumuşatmak istercesine gülümsedi. Yaşları kaç olursa olsun aralarındaki bu kıskançlık asla azalmıyordu. Onlarla birlikte mekan boşaltılırken Kimera öfkeli sesiyle tekrar bağırdı. "Alparslan?!"

A Y  I Ş I Ğ IWhere stories live. Discover now