➴ 27.BÖLÜM ➴

2.4K 239 66
                                    


Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Yıldızları yakmadan geçmeyelim lütfen.

❦ Bölüm Şarkısı: Zehra Cücük; Baş Harfi Ben.

🍁Instagram: @kalb.en21

🌾Keyifle Okuyun...

                                  ☾

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                  ☾

"Günaaaydııın!"

Hoplaya hoplaya merdivenlerden aşağıya inen genç kızın neşesi izlenmeye değerdi. Büyük mutluluğu yüzünde çocuksu bir hava oluştururken bundan hiç şikayetçi görünmüyordu. Kalbi bulutların üzerinde bir sağa bir sola uçuşurken, bedeni nasıl tepkisiz kalırdı ki? Bu, imkansızdı.. 

"Alçaktan uç tatlım. Yoksa siz söylemeden herkes anlayacak." Salatalık ve domateslerin doldurduğu büyük servis tabağını taşıyan yengesinin sırıtarak yanına gelmesiyle daha da geniş gülümsedi Asya. Göz bebekleri ışıl ışıldı. "O kadar mı belli oluyor ?" İçten içe ısırdı yanağını. Yine de mutluluğunda gram eksilme olmadı. Nazlı tam yanından geçecekti ki omzuyla genç kızın omzuna vurdu. Yüzündeki bilmiş ifadeyle kafasını sallayarak kulağına eğilip fısıldadı.

" Bu ailenin erkekleri fazla kurnaz Asya'cığım. Bir, hatta birkaç fındık kırdığını göremeyecek kadar kör olmazlar yani." Diyerek yanından geçtiğinde birkaç adım sonra gerisine dönerek keyifle güldü. " Yerini yadırgamadın inşallah.. Ay Işığı?"

Tabi ya! Balonu yatağına bağlayan yengesinden başkası değildi. Yanakları usuldan usula kızarmaya başladığında hızlıca gözlerini kaçırdı ondan. Hangi ara Kuzgun'la iş birliği yapmıştı? Üstüne üstlük bir de kollarında uyuduğunu biliyordu! Düşünceleri beynini istila etmeye başladığında ellerini arkasında bağladı. Bu görüntüsü suçlu bir çocuğu anımsatıyordu. Evet evet. Tatlı yaramazlık yapan suçlu bir çocuğun ta kendisiydi. Nazlı'nın keyifli kahkahası salona dolduğunda Asya hızlıca soluğu yanında aldı. "Yenge! Çok kötüsün ama ya! Gülmesene şöyle. Kime diyorum? Bak birisi gelecek şimdi.. Offf Yenge dediimm!"

Elindeki tabağı masanın ortasına bıraktıktan sonra gülerek önünü döndü Nazlı. Panikle yüzüne bakan kıza olan bakışları fazlaca eğleniyordu. Sonunda o orman kaçkınını yola getiren Asya'nın alnının ortasından öpmek istiyordu ama biraz eğlense kime zararı olurdu ki? Dudakları alayla kıvrılırken ellerini beline yerleştirdi. "Alınmam gerekiyor aslında. Onca zaman üzerine gelmeyelim dedik ama sen de hiç bir şey anlatmadın. O kadar mı çok ?"

Yanaklarının kırmızıya boyandığına emindi Asya. "N-ne çok?" Üzerine eğilen yengesinden kaçmak için bir adım geriledi. Ama o inatla üzerine geliyordu. Yeşil gözlerini kıskarak yüzünü inceliyor gibiydi. "Aşık. O kadar mı çok aşıksınız? Ayaklarını yerden kesecek derecede mi bu tutku?"

Öyleydi..tarifi olmazdı bu yaşadıkları şeyin. Ama neden böyle utanıyordu. Nefes alışverişleri hızlandı. Elleri karıncalanmaya başladı. Birkaç kez ağzını açıp kapattı ama kaçamak bakışlar atmaktan başka hiç bir şey yapamadı. Nazlı'nın yüzü genişçe aydınlanırken arsızca göz kırptı. " Seni sarı civciv seniii!" Sözlerinden sonra Asya'nın yanağından bir makas alarak gözleriyle yanaklarını işaret etti. "Düzelt şunları tatlım. Kıpkırmızı kesildin. Seni gören hemen anlar bak çok belli ediyorsun. Herkesi geçtim Atlas o adamı bir kaşık suda boğar. Tamam.. şak diye boğamaz belki ama çalışır."

A Y  I Ş I Ğ IWhere stories live. Discover now