Can Yakan Sır

722 50 56
                                    

Fetihten dönüldüğünü duyan herkes soluğu sarayın kapısında almış, içleri beklediğini görme umuduyla dolmuştu. Gonca'nın gözleri de kalabalıkta erini, Alaeddin'ini aradı. Onu ağabeyinin yanında bulduğunda ise tuttuğunu bile fark etmediği nefesini bırakıverdi. Sağ salim döndüğünü bilmek içini öyle bir rahatlatmıştı ki, günlerdir gözüne girmeyen uykuyu dahi unutmuştu. Ama Alaeddin'in hal ve hareketleri, yüz ifadesi Gonca'yı şüpheye düşürdü. Gizlediği bir şeyler mi vardı?

Onu bu düşüncelerinden koparan Bala oldu. "Gonca, kızım." Ona dönüp gülümsedi. "Çok şükür herkes sağ salim dönmüş. Haydi, biz de yemek hazırlıklarına bakalım, bir an evvel."

Gonca onu başıyla onayladı ama tekrar Alaeddin'e bakmak için döndüğünde onu bıraktığı yerde bulamadı. Bu kadar çabuk nereye kaybolduğunu merak edip çevresine bakındı ama onu hiçbir yerde göremedi. O an Bala'nın peşinden gitmekten başka bir şey de yapamadı. Yemeklerin tadına bakıp bacılara ne yapmaları gerektiğini söyleyen Bala'ya eşlik etti bir süre ama daha sonra izin isteyip oradan ayrıldı ve ortadan kaybolan Alaeddin'in peşine düştü. Onda bir gariplik olduğunu biliyordu ve öğrenmeden içi rahat etmeyecekti. Avluya, çalışma odasına baktı ama onu göremedi. Köşeyi dönüp de birine çarptığında özür dilemek için başını kaldırdı ve ne zamandır aradığı gözlerle karşılaştı. "Alaeddin?"

Alaeddin düşmesin diye onun kollarını tuttu sıkıca. "Gonca? Nereye gidersin böyle, önüne dahi bakmazsın?"

"Seni arardım."

"Beni mi?" Alaeddin kaşlarını kaldırdı. "Neden?"

Gonca birkaç adım geri atıp ondan uzaklaştı. Ufak bir temasında bile içini yakan elleri de boşluğa düştü böylece. "Vazifeden döndün ama bir 'Hoş geldin.' bile diyemedim, ortadan kayboldun."

"Öyle mi?" Alaeddin yüzünde muzip bir ifade ile kollarını açtı. "Buyurasın o vakit. Erini karşılayasın, haydi."

Gonca kaşlarını çatıp onun karnına vurdu elinin tersiyle. "Çok beklersin, Medreseli."

Alaeddin gülerken elini karnına götürdü. "Görüşmeyeli pek bir acımasız olmuşsun. Cenkten döndü, yorgundur demeden bir de döver misin?"

Gonca da gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Diyesin, nereye gittin?"

Alaeddin elini ensesine götürdü. "Çalışma odasındaydım, birkaç şeye bakmam gerekirdi."

Gonca onun geldiği koridora bir bakış attı, çalışma odasına buradan çıkamazdı. Hem çalışma odasından gelen kendisiydi... Bir an kaşlarını çatıp konuşmak için ağzını açtı ama Alaeddin'i sıkıştırsa bile konuşmayacağını düşündüğünden vazgeçti. "Peki. Haydi, yemeğe beklerler."

Yemek odasına vardıklarında herkes yerini almış, Osman'ı bekliyordu. O da geldiğinde herkes oturup yemeğini yemeye koyuldu ama Gonca'nın bakışları sürekli yanındaki Alaaddin'e kayıyordu. Saklamaya çalışsa da ondaki garipliğin farkında, gizlediği bir şeyler olduğundan artık daha da emindi Gonca. Osman'ın vazifenin başarısını, beyliğe katkısını anlattığı konuşmasının da ardından yemek faslı bitmiş, herkes odasına çekilmişti.

"Ee?"dedi Alaeddin. "Beni pek özlemedin o vakit?"

Gonca küpelerini çıkarırken aynadan ona baktı. "O nereden çıktı?"

"Uzak durursun..." Alaeddin yanına gelip arkasından sarıldı, yüzünü boynuna gömüp kokusunu içine çekti.

Gonca gıdıklandığı için ondan kaçtı. "Durasın, Alaeddin Bey, öyle kolay değildir."dedi ama ona döndüğünde gülüyordu.

Sevdaya Çıkan YollarDonde viven las historias. Descúbrelo ahora