Biraz Merhamet Biraz Sevda

496 33 2
                                    

Alaeddin'in şifalı ot toplamak için ormana gittiği bir günde Gonca da ona eşlik etmeye karar vermişti. "Ee, buldun mu aradığını?"diye sordu güzel havaya bakıp gülümserken.

Alaeddin otları incelerken gülmeden edemedi. "Öyle kolay mı sanırsın, Gonca Hatun?"

"Bilmem." Uzanıp yerden bir çiçek kopardı. "Hiç tabip olmadım, Alaeddin Bey."

Alaeddin aradığı bitkiyi bulunca dikkatlice kopardı ve heybesine koydu. "Doğru dersin. E, herkesin meziyeti farklıdır ya."

Gonca kaşlarını çattı. "Diyesin hele, benimki neymiş?"

Alaeddin cevap vermek için ağzını açtığında bir çığlık yankılandı ormanda. Gonca elindeki çiçeği düşürürken Alaeddin doğruldu. Neler olduğunu anlayamadan ikinci bir çığlık gelince birbirlerine döndüler ve bakışlarıyla anlaşmış gibi sesin geldiği tarafa yöneldiler hemen. Seslere iyice yaklaştıklarında Gonca elini kaldırıp onu durdurdu, kendilerini gizleyen dalların arasından neler döndüğüne baktı. Birkaç Moğol askerini görünce kaşları çatıldı ama daha da fenası bir kız çocuğunun peşindelerdi.

"Gonca..." Onun sinirini fark eden Alaeddin bir plan kurmak için durmasını istemeye yeltendi ama Gonca'nın beklemek gibi bir niyeti yoktu.

Karşılarına dikilmeyi tercih etti. "Hiç utanmazsınız, öyle mi? Güpegündüz bir çocuğa eziyet etmeyi meziyet sayarsınız!"

Onu duyup döndüklerinde güldüler. "Oo, bir kuş daha!"dedi biri.

Gonca'ya rağmen bir plan kuran Alaeddin ağaçlardan faydalanıp arkalarına dolanıyordu.

Gonca gülüp pusatını çekti. "Gel de göstereyim sana kuş muyum aslan mıyım!"

Bunu duyan Moğol yanındakine işaret edince o öne atıldı. Pusatını çevirip ona korkutucu olmasını umduğu bir ifadeyle baktı ama Gonca bunlardan korkacak olsa eline pusat almazdı. Onun saldırmasına bile izin vermeden hızlı bir hamleyle silahını düşürdü ve pusatını boğazına dayadı. "Sizin zayıflığınız da bu, bilir misin? Herkesi kendiniz gibi ahmak sanırsınız!" Adamın korku ve şaşkınlık dolu bakışlarını umursamadan kesti boğazını. O yere düşerken işin ciddiyetini fark eden diğer iki kişi de çocuğu bırakıp ona doğru koştu ama Alaeddin birini fırlattığı hançer ile ona varamadan düşürdü. Diğeri de Gonca'nın gazabından kurtulamadı. Bir an birbirlerine baktıktan sonra çocuğu hatırlayıp etraflarına baktılar ama kimse yoktu.

Alaeddin bir süre inceledikten sonra eğilip gördüğü ayak izlerini kontrol etti. "Buradan." O ormanda ilerlerken Gonca da onu takip etti. Minik ayak izleri büyükçe bir taşın ardında bitiyordu, birkaç adım gerisinde Alaeddin duraksayıp Gonca'ya baktı. "Gonca Hatun, sen de şimdi meziyetini gösteresin."

Gonca bir an ne demek istediğini anlamadı ama anladığında da ona gülümsedi. Gonca Uç Pazar'da, Yenişehir'de, Söğüt'te yani gittiği her yerde hep çocuklarla ilgileniyor, onlar tarafından da çok seviliyordu. Alaeddin belli etmese de onu izliyor, çok da takdir ediyordu. Onun meziyetinin çocuklarla iyi anlaşmak olduğunu düşünecek kadar hem de.

Gonca pusatını kınına yerleştirdi ve derin bir nefes alıp ağır adımlarla taşa yaklaştı. Orada korkudan sinmiş küçük kız çocuğunu görünce eğildi. "Korkma."dedi sakince. "İyi misin?" Çocuk bir süre cevap vermeyince elini uzattı. "Benimle gelmek ister misin? Güvenli bir yere gidelim mi?"

Çocuğun bakışları bir eline bir yüzüne gidip geldi. Ama Gonca o kadar güzel bakıyordu ki çocuk ürkekçe de olsa elini uzattı. Gonca bundan cesaret alıp onu taşın arkasından çıkardı, yüzündeki tozu elleriyle temizleyebildiği kadar temizledi. Alaeddin arkalarında pusatını kınına yerleştirdiğinde çıkan sesle ürken kız Gonca'ya sarıldı can havliyle. Bunu gören Alaeddin özür dilemek ister gibi elini kaldırdı ama Gonca bir şey demeyip çocuğa sarıldı. "Geçti. Geçti."diye fısıldadı. Onu kucağına alıp doğruldu ve Alaeddin'in yanına geldi. "Alaeddin Bey bize zarar vermez." Çocuk başını kaldırıp ona bakınca devam etti. "Kötü adamlardan seni o kurtardı ya."

Sevdaya Çıkan YollarWhere stories live. Discover now