Bir Tutam Kıskançlık

671 36 2
                                    

Uç Pazar'a gelmişti Alaeddin, güya bacısına ve Malhun anasına yardım ediyordu ama elbette evleneceği hatunu da görse fena olmazdı. Atası, Yakup Bey'le bu konuyu görüştüklerini söylediğinden beri aklında bu vardı. Gonca'nın ne istediğini, ne düşündüğünü bilmek istiyordu. Kendisi yüreğindeki yangının farkındaydı ama dile getirmeden önce hatunun ne düşündüğünü öğrenmek istiyordu. Malları kontrol ederken bakışlarını hızlıca pazarda gezdirdi, Candaroğullarından Süleyman Bey'i görmüştü Gonca'nın yanında. Elbette Gonca kiminle isterse konuşurdu ama Süleyman Bey'in ona bakışlarında Alaeddin'i rahatsız eden, adını koyamadığı bir şeyler vardı. Karışmaya hakkı olmadığını düşünürken içi içini yese de sonunda kendine hakim olamayıp yanlarına gitti. Aslında bir yanı hakkı olduğunu düşünüyordu, neticede siyasi sebeplerle de olsa aralarında gerçekleşecek olan bir evlilik vardı, hatununun yanında kim olduğuyla ilgilenmesi gerekirdi.

Yanlarına yaklaşırken onu ilk gören, karşısında duran Süleyman Bey oldu. "Alaeddin Bey." Başıyla selam verdi.

"Süleyman Bey, uçlara hoş gelmişsiniz." Alaeddin, Gonca'nın yanında durup ona döndü. "Gonca Hatun."

Genç kız bir an onun burada ne işi olduğunu düşünse de başıyla kuru bir selam verdi. "Alaeddin Bey."

Süleyman Bey'e döndü Alaeddin. "Kelamınızı bölmüyorum inşallah. Sizi buralarda görmüşken selam vermemek kabalık olur diye düşündüm." Alaeddin elbette içinden bunları söylemiyordu ama dışından söylemek zorundaydı.

"İyi ettiniz, Alaeddin Bey. Gonca Hatun da bana Germiyanoğulları'nın Uç Pazar'da yaptıklarından bahsediyordu."

"Ya..." Gonca gülümsedi ama samimi görünmüyordu. "Gerçi Alaeddin Bey bizim yaptıklarımızı iyi bilir." Ona dönüp kaşlarını kaldırdı. "Değil mi?"

Alaeddin bu tavır karşısında kaşlarını çattı. Hatunun ona neden kızdığını anlayamamıştı. "Doğru."diyebildi.

Gonca, Süleyman Bey'e döndü. "Buyurun."diyerek yolu gösterdi. "Pazarı dolaşmaya devam edelim. Sonra da sizi atamın huzurunda ağırlarız."

"Nasıl uygun görürseniz." Süleyman Bey halinden memnundu ki bu tavır Alaeddin'i iyiden iyiye sinirlendiriyordu. Gonca'yı  takip etmeden önce Alaeddin'e veda etti.

Alaeddin arkalarından bakarken yumruklarını sıktı. "Ya sabır..."

"Oğul." Malhun arkasından gelip koluna dokundu. "İyi misin? Gonca değil mi o giden? Peki yanındaki bey kimdir?"

"Candaroğulları Beyliğinden Süleyman Bey." Dilinde zehir gibiydi bu isim. Alaeddin sinirini belli etmemeye çalışarak ona döndü. "Bir şey mi lazımdı, Malhun ana?"

Malhun bu konuda konuşacak gibi baksa da bir şey demedi. "Gelesin." İç çekip tezgahlarına döndüklerinde Fatma ikisinin de yüzüne baktı ama gerginliğin sebebini çözememişti. "Ağabey?"diye seslendi sormak için. Bir konuda meraklandı mı onu kimse durduramazdı. Ama Alaeddin onu duymadı, aklında bir şeyler olduğu belliydi. "Ağabey?"

Sonunda onu fark edip cevap verdi Alaeddin ama hala Gonca'ya bakıyordu. "Diyesin, bacım."

"İyi misin? Ne düşünüp durursun?" Ağabeyinin bakışlarını takip edip de Gonca'ya vardığını görünce gülümsemesine engel olamadı. "Şimdi anlaşıldı derdin."

Bu cümle bacısına dönmesine sebep oldu. "Ne derdi?"

"Tasalanmayasın, ağabey. Bala anam, anamın ettiği gibi kaynanalık etmez."

Malhun onu dürttü. "Fatma!"

"Yalan mı, ana? Sen ağabeyim Holofira ile evlenmesin diye her şeyi edersin ama Bala anam, Alaeddin ağabeyim kimi sevse arkasında duracak gibi görünür."

Sevdaya Çıkan YollarWhere stories live. Discover now