Bir Küçük Siyasi Evlilik Meselesi

1.1K 43 8
                                    

Gonca ve Alaeddin evlenmişti evlenmesine ama gerekmedikçe konuşmuyorlardı bile. Alaeddin, o kötü hissetmesin diye çoğu geceler odaya bile gelmiyordu. Kendisini sevmek şöyle dursun hoşlanmadığına inanıyordu. Bir gün Alaeddin odalarına geldiğinde Gonca'yı elinde bir kitapla uyuyakalmış halde buldu. Yüzünde bir tebessümle yaklaştı ona, elindeki kitabı aldı önce, kaldığı yeri işaretleyip rafa kaldırdı. Alaeddin, hatunun kendini sevmediğini düşünürdü ama kendisi her geçen gün bir başka şekilde aşık olurdu ona. Bir gün merhametine, bir gün pusat sallayışına, bir gün ilim sevgisine, bir başka gün gülüşüne... Yüreği yangın yeriydi ama kimseye diyemezdi, ne diyecekti ki? Ben karıma sevdalandım, dese gülerlerdi ona. Derin bir nefes alıp bir elini sırtına bir elini de dizlerinin altına yerleştirip tek hamlede kucağına aldı uyuyan Gonca'yı. Yatağa yatırıp üstünü örttükten sonra derin bir iç çekti masum yüzüne bakarak.  Yastığa yayılan ipek saçlarında gezindi parmakları. "Ben sana yenildim, Bey Kızı."dedi yüzünde bir tebessümle yaptıkları at yarışını düşünerek. "Ama bu yenilgi beni hiç üzmez." Odaya neden geldiğini sonunda hatırlayıp doğruldu. Kitapların arasına koyduğu kağıdı arıyordu.

Birkaç dakika sonra kız boncuk boncuk terlemeye başladı. Adını sayıkladığında şaşırdı Alaeddin. Elindeki kitabı bırakıp yavaşça kızın başucuna geldi. Kabus görüyor olmalıydı çünkü nefes alıp verişleri de hızlanmıştı. Alaeddin ne yapacağını bilemezken "Hayır!"diyerek uyandı Gonca kabusundan. "Hayır!"diye fısıldadı tekrar. Alaeddin, onu başında görünce kızacağını sanıp kalkmak için bir hamle yaptı ama Gonca ona sıkıca sarılınca kaskatı kesildi. "İyisin... İyisin..."dedi ama ondan çok kendini telkin ediyor gibiydi.

Alaeddin şoktan çıktığında onun sırtını sıvazladı. "İyiyim ya, iyiyim."

Gonca sonunda sakinleşip ondan yavaşça uzaklaştı. Alaeddin ona baktığında hala içinde biraz korku olduğunu görebiliyordu. Yüzüne düşen saçları uzanıp kulağının arkasına sıkıştırdı. Bu hareket Gonca'nın ona bakmasına sebep oldu, yanakları da kızarmıştı. "Sen iyi misin?"diye sordu Alaeddin.

"İyiyim."dedi yavaşça.

"Hala etkisinden çıkamamışsın belli. Ne gördün? Anlatasın, belki iyi gelir."

Gonca yutkundu. "Cenk ederdik..." Alaeddin onun bu kadar çabuk açılmasını beklemediği için şaşırdı. "Haçlı, Moğol hepsi üzerimize gelirdi..." Ürkekçe elini Alaeddin'in sol göğsüne, kalbinin üstüne götürdü. "Na şurandan okla vurmuşlardı... Çok kanardı..."

Alaeddin derin bir nefes aldı. Neyi düşüneceğini, ne hissedeceğini şaşırmıştı. Hatun'un ona dokunması, onu düşünmesi, onu kaybetme korkusuyla kabus görmesi... Aynı anda o kadar duyguyu bir arada yaşıyordu ki. Sonunda. "Kabustur."diyebildi. Onu rahatlatması gerektiğinin farkındaydı. "Buradayım ya, iyiyim de." Ama içindeki, ya benden hoşlanmıyorsa, şüphesini söküp atamıyordu. Ondan uzaklaştı, rahatsız etmekten korkarak. "Sen güzel şeyler düşünüp uyumaya dönesin." Derin bir nefes alıp ona arkasını döndü, bıraktığı kitabı geri alıp karıştırdı. Bir diğerine geçmeden önce kafasını biraz çevirip Gonca'ya baktı. Hala bıraktığı gibi duruyor,  kabusun etkisinden kolay kolay çıkamıyor gibi görünüyordu. Bakışları sevdiği bir şiirin yazılı olduğu parşömeni buldu. "Gonca Hatun."dedi ani bir kararla eline aldığı parşömenle ona bakıp. Gonca ona dönmeden önce gözündeki yaşı sildi. Alaeddin'in içi gidiyordu, o mutlu olsun istiyordu. Ama sanki uzak durdukça ikisi de mutlu olmuyor aksine bir karanlığa sürükleniyordu, uçsuz bucaksız bir karanlığa...

"Şiir sever misin?"

"Şiir mi?" Gonca böyle bir soru beklemiyordu. "Severim."

"Öyleyse bana biraz yer açasın." Yatağı gösterdi. "Ne zamandır ayaktayım, biraz da dinlenmiş olurum."

Sevdaya Çıkan YollarWhere stories live. Discover now