34. MUTLU SABAHLAR

Start from the beginning
                                    

"Menemen çok severim."

"Biliyorum. Karabağ'da yemiştik hep beraber ama o zaman tadı pek güzel değildi."

Yüzümü buruşturdum. "Soğansızdı."

"Şimdi soğanlı," diyerek göz kırptı. "Soğutma haydi geç."

Ben geçip oturduğumda o da çaylarımızı doldurdu ve ardından menemen tavasını alıp geldi. Üzerine kaşar peyniri eklemişti ve görüntüsü bile efsaneydi. Geçip karşıma oturduğunda ekmekten bir parça alıp menemene bandım ve ağzıma attım büyük bir iştahla. Tadı... Annemin yaptığı menemen gibi şahaneydi. "Mükemmel! Ben asla bunu yapamam, biliyor musun?"

"Biliyorum. Bahsetmiştin." Gülümsedi ve tabağına birkaç salatalık ve zeytin aldı. "Demek ki mutfak işi bende."

Menemenden tabağıma alıp yemeğe devam ederken, "Annem çok güzel yemek yapardı. Birkaç defe denedim ama iğrenç oldu sonuçları. Ben de damak zevkim bozulmasın diye yemek yapmaktan vazgeçtim. Annemden sonra çok zorlandım. Sağlıksız beslendim, hazır yemekler tükettim ya da sipariş verdim. Son dönemlerde de bir abla vardı o yardıma geliyordu ama o da pek güzel yemekler yapamıyordu. Senin elin çok lezzetli, anneminki gibi."

Dudakları kıvrıldı. "Sen beni övdüğünde eriyormuş gibi hissediyorum."

"Hoşuna mı gidiyor?"

"Seninle ilgili her şey hoşuma gidiyor." Kaşları çatıldı. "Bir tek şey hariç."

"Ne?"

"Saçların ıslak."

"Öreceğim. Nem halde ördüğünde dalgalı oluyor hafif. Yakışıyor bana."

"Gerçekten mi? Bilmiyordum bunu."

"Cidden hiç sevgilin olmadı mı?"

"Hayır," dedi net bir tonla. "Bu konuda yalan söylemedim sana."

"Neydi adı? Ahu mu?" Dondu. Ne söylediğimi kesinlikle anlamamış hatta hatırlamamıştı ama ben hatırlıyordum. Mayına bastığında Kaplan Giray bahsetmişti Ahu'dan. Masaj salonunda çalışan ve Haris'e masaj yapan kadının ismiydi. "Masaj yaptırdığın kadın." Bu sefer hatırladığında gözlerini benden kaçırdı.

"Sevgilim hiç olmadı, Hilal. Daha önce hiç kimse için kalbim atmadı, kimse için ağlamadım ya da kimseyle içten bir şekilde gülmedim. Kimseye onu sevdiğimi söylemedim bile. Beraber olduğum kadınlarla aramda duygusal ilişki olmadı asla."

"Anladım."

"Madem bu konular açıldı... Sana bir soru sormak istiyorum."

"Sor."

"Egemen'le görüştüğünde bir şeyler hissettin mi? Edinburgh'ta birçok erkekle görüştüğünden bahsettin. Buna hak veririm. Çünkü hak ettim. Ama Egemen'le karşılaştığında beni ölü biliyordun. Arada çok ciddi fark var."

"Egemen'i ilk gördüğümde tuhaf oldum. Yıllar sonra onu saldırıya uğrayan şefimizin ameliyatından çıkarken görmeyi beklemiyordum. Sonra kanal çıkışına geldi. Elinde 2 kahve tutuyordu."

"Benim hayalimdi," diye fısıldadı hüzünle.

"Yürüdük, bir kafeye girip konuştuk. Geçmişten..." Dudaklarımı ıslattım. "Sonra benden bir şans istedi, ben de mümkün olmadığını belirttim. Sonra da zaten Kaplan geldi ve onu kovdu."

"Anladım. Teşekkür ederim cevap verdiğin için."

"Haris," dedim en sonunda dayanamadığımda.

"Efendim?"

FELAHWhere stories live. Discover now