25. LAVİNİA

12.6K 1.4K 1K
                                    

700+ oy, 700+ yorum olacak sınırımız.

Keyifli okumalar!

🩶

Sam Tinnesz - Far From Home

Cihan Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide

25. LAVİNİA

6 Kasım 2020.

"Bir kadın için zor mu sence istihbaratçı olmak?"

Sorumla beraber On Sekiz'in bakışları bana kilitlendiğinde elindeki kupasını masanın üzerine bıraktı yavaşça.

"Duygusal olarak mı?"

Başımı onayla salladım. "Ben çok yıprandım. Bir cesedin altında saklandım mesela. Kaç kişiyi öldürdüm, yaraladım artık bilmiyorum. Duygularımı kaybettiğimi düşünüyorum ama içimdeki o acı geçmediği için bunu iddia edemem belki de."

"Benim içimde hiçbir duygu kırıntısı yok, Hilal. Ben ruhsuz ve kalpsiz biriyim. İçimde sadece kocaman bir boşluk var."

Başımı iki yana salladım. "Her kadının içerisinde en az birkaç parça duygu kırıntısı olduğuna inanıyorum."

"Bende yok," dedi ve tebessüm etti. "On sekiz yaşımda benden her şeyimi çaldılar. Ve bir gün sana anlattığımda beni anlayacaksın."

Kaşlarım havalandı. "Peki, neden istihbarat?"

Omuz silkti ağır ağır. "Hiçbir şeyin kalmasa da her zaman vatanın vardır. Bir kimliğin, bir ülken, bir milliyetin... Ailen bayrak olur, sana bir anne şefkatiyle kucak açan da vatan oluverir bir anda."

"Bir annenin kollarından daha mı şefkatlidir vatanın sana kucak açması?"

"Evet. Çünkü bir annenin de borcunu ödeyebilirsin belki ama vatanın asla... Binlerce şehidin borcunu hiçbir zaman ödeyemezsin, kan dökülen topraklarda gezerken onları unutamazsın."

"Bazı borçlar ödenmeyecek kadar büyük ha?"

"Öyle," dedi düşünceli bir sesle.

"Buradan döndüğünde ilk yapacağın şey ne?"

"Anıtkabir'i ziyaret etmek," dediğinde dudakları kederle kıvrıldı. "İnsan hiç görmediği birini özler mi? Ben özlüyorum."

"Ben de," dedim. "Adı bile geldiğinde kalbim sıkışıyor, gözlerim doluyor."

"Küçükken zamanda yolculuk yapmayı, onu dünya gözüyle görmeyi hayal ederdim. Sonra zaten onu görebildiğimi fark ettim. Aslında her yerde o var. Yeter ki bakmayı bilelim."

O sırada, "Güzel muhabbet olduğunu hissettim," diyen Haris içeriye girdi. Üzerinde siyah eşofman altı, gri bir kazak vardı. Onu baştan aşağıya süzmekten kendimi alıkoyamadığımda bunu hissetmiş gibi dudakları kıvrıldı ve ardından bana göz kırparak gelip yanımda oturdu. Kalbim yakınlığıyla şiddetle çırpınırken elini benim üzerimden kanepe başlığına doğru uzattı. Dirseği çok az boynuma değiyordu ama bunu On Sekiz göremezdi.

Heyecandan dizimin bağı çözüldü ve bacaklarım titredi aynı anda.

"Hilal'le her muhabbet güzel değil mi?" On Sekiz, Haris'e bakarak anlamlı şekilde güldü.

Haris, "Elbette," diyerek derin nefes aldı, ardından bana döndü. "Günlerce sohbet etsem bıkmam ondan."

On Sekiz, "İddialı bir cümle," diyerek göz kırptı.

FELAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin