• (20) Kalbin İhtiyacı •

111 19 7
                                    

18 NUMARA sunar...

(20) Kalbin İhtiyacı

"Kalbimin ihtiyaç listesinin en başındasın..."

Hâkim Bakış Açısı

Derinlerde yer edinir bazı insanlar. Kalbini deştikçe deşer, derine indikçe iner ve sen fark etmezsin, o çoktan kalbine sarılmış. Kalbinin ihtiyacı olur, gittimi bırakamaz, canın yandımı vazgeçemezsin. Artemis de Yalçın'ın kalbinin derinlerine inmişti. Yalçın ilk defa bu kadar aşık hissetmişti. Etrafında ki kadınlar gibi değildi Artemis, Yalçın için savaşmaz, Yalçın'ı peşinden koştururdu. Farkı buydu işte.

Gözlerini açıp etrafa bakınan Yalçın, güzel rüyasından uyandığı için mutlu değildi. Yanında ki ekibine baktıktan sonra ayağa kalkmıştı ki Artemis'in odasından fırlayan doktoru görünce gerildi. "Doktor, neler oluyor?" Eli kolu titreyen adam, kafasında cümle oluşturmaya çalışıyor gibiydi. Tedirgin olduğunu yüzünden akan soğuk ter damlalarından anlaşılıyordu. "Yalçın Bey, şimdi ben içeri girdim-" Yalçın adamın sözünü bitirmesine izin vermeden odadan içeri daldı. Dağınık çarşafların içinde uyuyan güzelini göremeyince odadan çıkıp doktorun yakasına yapıştı. "Artemis nerede?" Öyle bir gürledi ki, bütün hastane sarsılmıştı. Bu gürültü yüzünden irkilerek uyanan ekip şaşkınlıkla karşılarında öfkeden gözü dönmüş adamı izliyordu.

"Bilmiyoruz efendim."

"Ne demek bilmiyoruz, ufak tefek kız kendi başına nereye gidecek?" Bu sözüne kendisi bile inanmadı ama umurunda olan tek şey karısının nerede olduğuydu. Koşarak gelen hemşire iki adamın yanında durup soluklanmaya çalışıyordu. "Efendim, sanırım giden hastayı gördüm." Yalçın derin bir nefes aldı ve doktorun yakalarını bıraktı. Hemşireye dönüp dikkatini ona verdi. "Beyaz saçlı, üzerinde cerrah giysisi olan bir kız dün hastaneden kaçtı." Kaşlarını çatan adam hemşireyi dinlediğini belirten mırıltılar çıkardı ve onun konuşmasını bekledi. "Hemşireyim dedi ama üzerinde ki cerrah giysisiydi. Ona kim olduğunu sorduğumda işim var diyerek kurtulmaya çalıştı. En sonunda ise beni ittirip kaçtı. Güvenlik onu hiç bir yerde bulamadı."

"Çok hızlı koşar çünkü." Yalçın hızla koltukta ki ceketini aldı. Diğerlerine dönüp, "bütün adamlara haber verin, ne yapıp ne edip bana Artemis'i bulacaklar. İsterlerse koca şehri darma duman etsinler ama Artemis benim yanıma gelecek."

***

A

rtemis korkuyla etrafına bakarken Yeşim içeri girdi. Yüzünde ki korkunç gülümsemesi ile Artemis'e bakıyordu. "Çay ister misin Artemis?" Artemis saçlarının arasından ürkek bakışlar atarak onu izlemeye devam etti. "Utanma canım, istiyorsan getirsinler." Alaylı konuşmaları Artemis'in yüzünü buruşturmasına neden oldu.

Uzun süren sessizlikten sonra Yeşim yine konuşmaya başladı. "Nasıl yaşamayı başardım biliyor musun?" Artemis onu dinlemez gibi kafasını çevirdi ama hala kulakları ondaydı. "Sence ben casus olarak içine girdiğim bir grubu devirecek iken kendimi savunmasız bırakır mıyım?"

"Bunları bana neden anlatıyorsun? Dediklerin hakkında bir fikrim yok."

"Aslında var güzelim. Sadece sen hatırlamıyorsun." Yeşim oturduğu koltuğa biraz daha yaslandı. Artemis'in bir kuş gibi eli kolu bağlı karşısında savunmasız duruşu Yeşim'in keyfine keyif katıyordu. "Kurşun, buraya denk geldi." Eli ile kafasını sıyıran kurşun yarasını gösterdi. "Sen beni vurup denize attın ama benim ekibim orada beni bekliyordu. Olacak bir tehlike anında zaten devreye gireceklerdi." Artemis burnundan solumaya başlamıştı. "Yeter! Bilmiyorum! Ben hiç bir şey bilmiyorum!"

ARTEMİS (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now