• (3) Eğitim •

448 191 12
                                    

(3) Eğitim

"Arti! Hadi uyan kız!" Bedirhan'ın sinir bozucu sesini duyunca gözlerimi araladım. Arti nedir ya? Yok toplama. Tövbe tövbe.

"Ne var Bedirhan? Uyutmuyorsun sende he." Bedirhan burnundan güldüğünde homurdanarak doğruldum. "Abinin yatak hoşuna gitti herhalde? Öğlen oldu kızım hadi kahvaltı yapmadın daha. Bu arada abi ve Rain'in işi olduğu için çıktılar, yani evde değiller." Başımı sallayıp yataktan kalktım. Bedirhan üzerime bakınca kafasını geriye atıp kahkaha atmaya başladı. "Ne var Bedirhan? Yine neye gülüyorsun?" Bedirhan kahkaha atmayı bırakıp, "güzel kombin." Dediğinde neye güldüğünü anladım. Tabi ki de üzerimdekilere gülüyordu!

"Ne yapayım Bedirhan? Senin abin üç oda bir salon genişliğinde omuzlara sahip, ben ise kemik torbası. Ne bekliyordun, kıyafetlerin üzerime tam olmasını mı?" Tekrar gülmeye başladığında üzerine yürüyüp boynuna uzanan karışık saçlarını çekiştirmeye başladım. "Bir daha gülecek misin Bedirhan?"

"Yok, yok, küçük mafya sakin ol." Ellerimi saçlarından çekince kahkahası yüzünde silik bir tebessüm oluşturmuştu. "Hadi bakalım küçük mafya, Rain kahvaltı hazırlamıştı. Masayı toplamadım hadi bakalım banyoya."

"Emredersiniz!" Deyip hazır ola geçince yine güldü ve o odadan çıkınca bende Maviş beyin odasında ki banyoya girdim. Etrafta hep tıraş malzemeleri ve bazı parfümler vardı, vay be, zenginlik böyle birşey he. Hemen kendimi duşa kabine attım ve güzel bir banyo yaptım. Banyodan çıkınca yine aynı eşofman ve tişörtü giydim. Şu bay Maviş geldiğinde eve gidip kıyafet alsam iyi olacak. Yoksa bu kıyafetlerle, hiç olmaz.
Aşağıya indiğimde masayı düzenleyen Bedirhan ile karşılaştım, gözlerim masaya dönünce, Rain'in gerçekten güzel bir masa hazırladığını gördüm. "Yersem ölmem değil mi?" Ansızın sorduğum soru ile Bedirhan yaratık görmüş gibi baktı. "Ne? Benim yemeğime zehir katacak kadar benden nefret ediyor."

"Yok be, Rain turşu suratın teki ama iyi adamdır. Sadece tanımadığı kişilere karşı biraz soğuk davranıyor. Seni de zamanla sever merak etme." Başımı salladım ve önümde ki haşlanmış yumurtayı yemeğe başladım. Kahvaltımı yaptıktan sonra ayağa kalktım, sıkıntıdan ne yapacağımı düşünürken Bedirhan'a döndüm. "Bedirhan hadi temizlik yapalım." Başını hızla çevirip kaşlarını çattı. "Ne?"

"Temizlik yapalım."

"Ben anlamadım, sen ve ben, temizlik yapacağız öyle mi?" Başımı salladığımda bir küfür savurdu. "Olmaz o iş Arti."

"Neden?" Dudaklarımı büzünce bana öyle bir baktı ki gülmemek için zor tutundum. "Arti yapma kızım ikimizde yanarız." Dudaklarımı daha da büzdüm. Kesin buna dayanamazdı. "Tamam baş belası, yapalım. Bu ne heves ya? Yat uyu odanda."

"Eviniz çok kötü görünüyor Bedirhan. Hem temizlik imandan gelir."

"Ne imanı kızım? Yolumuz belli, cup cehennem." Bir kahkaha kopardıktan sonra kolları sıvadık, Bedirhan masayı toplarken ben bulaşıkları makineye dizdim. Alt katta ki her yeri pırıl pırıl yaptıktan sonra yukarıya geçip görev dağılımı yaptık.

Ben Maviş beyin odasını topluyordum. Ne toplamak ama, her yerden bira şişesi çıkıyor. Çarşafları çıkarıp başka çarşaf taktık'tan sonra bay Maviş'in gardrobunu düzenledim kirli çamaşırları ise makineye attım. Kapalı perdelere dokunmadım, zaten dokunamazdım, yoksa yine bir krizle baş başa kalırdım. Küçüklükten beri bu hep oldurdu, güneşi gördüğüm anda kilitlenir ve saklanmaya başlardım. Benim korkulu rüyam güneşti, onu görmek ölüm gibi.

Odadan çıkınca, elinde yığınla çamaşır olan Bedirhan'ı görüp güldüm, çünkü çok komik görünüyordu. "Bedirhan hayrola?"

"Hayır hayır, Rain beyin makineye atmaya üşendiği çamaşırları götüyorum."

ARTEMİS (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now