• (6) Bu Kız Çok Korkuyor •

390 176 7
                                    

(6) Bu Kız Çok Korkuyor

Gözlerimi açtığımda etrafın karanlık olduğunu gördüm. Ne kadardır yatıyordum ben?

Dün, sabaha doğru Cihan'ı hastaneye götürmüştük ve kurşun sığındığı için hemen taburcu olmuştu. Eve geldiğimde ölü gibiydim bu yüzden duş alıp direk yatmıştım. Sanırım baya uyumuştum çünkü etraf yine kararmıştı. Güneşe karşı hassasiyetim yüzünden gündüzleri dışarı çıkmazdım ve bu gerçekten beni zorluyordu. Çünkü haftalardır annemin mezarını ziyaret etmiyordum.

Artık Ekim ayına girmiştik ve rüzgar kasvetini arttırıyor, kara bulutlar ağlamak için toplanıp çilendikten sonra geri gidiyorlardı. Kış aylarını seviyordum çünkü güneş olmazdı ve istediğim gibi koşup eğlenebiliyordum.

Dün gecenin yorgunluğu artık üzerimden gitmişti. Yataktan kalkıp Yalçın'ın koca montunu üzerime geçirdim. Şal olarak buraya ilk gün geldiğimde kafamda ki şalı alıp örtündüm. Odanın kapısını büyük bir titizlikle açtım ve parmak uçlarımda odadan çıktım. Yalçın salonda yatıyordu ve uyanırsa evden çıkmama izin vermezdi. Yavaş yavaş dış kapıya doğru yürüdüm ve onun kolunu da yavaşça indirdim. Ancak kilitli olduğunu görünce içimden küfürler ettim. Derin bir iç çekiş duyunca hemen arkamı döndüm ve koltukta uyuyan Yalçın'ı gördüm. Koltukta kıpırdandı sonra sol tarafına dönüp yatmaya devam etti.

Onun gibi birisinin uykusu derin olamazdı çünkü o kadar hasmı varken tehlikenin nereden geleceğini bilemezdi bu yüzden her an uyanabilirdi. Kapıyı kilitlemesine de şaşırmadım zaten. Onu incelemeyi bırakınca gözlerim sehpanın üzerinde ki kapının ve arabanın anahtarını gördüm. Yumruklarımı sıkarak sevincimi yaşadım ve dikkatli bir şekilde sehpaya yaklaştım. Yalçın yine iç çekince bu sefer sağa yani bana doğru döndüğü için hareketsiz kaldım. Tekrar derin nefesler alarak uykusuna devam etti. Hiç zaman kaybetmeden hızla anahtarları aldım, ardında kapıya doğru ilerledim. Anahtarı takip çevirince kapı açıldı, kendimi direk dışarı attım ve kapıyı yavaşça kapattım.

"Oh be. Valla yakalanacağım diye çok korktum." Asansör yerine merdivenleri tercih ettim. Garaja inmiştim ama bu anahtar kim bilir hangi arabayı acıyordu? Burada hem Yalçın'ın bir sürü arabası hemde site sakinlerinin arabaları vardı. Kumandanın üzerine baktığımda Togg simgesini gördüm. Harika, bu adamın neden bu kadar çok arabası var, her gün başka bir araba kullanıyor. Tamam, araban olsun ama herşeyin fazlası zarar öyle değil mi?

Etrafta Togg simgesine sahip arabalardan aramaya başladım ama garaj çok büyüktü bu yüzden bulmak zor olacaktı. Denk geldiğim bütün arabaları kilitle açmaya çalıştım ama olmadı. Nerede bu araba? Biraz daha aramaya karar verdim ve bu sefer kırmızı, Togg simgeli arabayı gördüm. Anahtarı umutla ona doğru tuttum ve basınca ışıkları yanıp sözdü. Şu an sevinçten ölebilirim! Koşarak sürücü koltuğunun kapısını açtım ve kendimi arabaya attım.

Araba sürmeyi pek bilmiyordum ama merakım olduğu için annem sürerken hep onu izlerdim, bu nedenle, o kadar iyi olmasam bile en azından arabayı hareket ettirebiliyordum. Anahtarı takacağım sırada garajın girişinde bir karaltı gördüm. Umursamadan arabayı çalıştırıp garajdan çıktım. Bekle beni annem, birlikte özlem gidereceğiz.

Yalçın'dan habersiz evden çıkmam pek içime sinmedi ama ona söylesem ne benimle gelirdi ne de beni bırakırdı. Ona hâlâ ısınamamıştım, ancak içimde ki kadın ruhum beni ona itip duruyordu. Neden çirkin bir mafyanın eline düşmedim ki? O zaman ona çekilmek yerine yoluma bakardım. Ya da vazgeçtim, kabul etmeliyim ki Yalçın kadar anlayışlı birini bulamazdım, o gün başka mafyaları suç üstü yakaladığım için şükür namazı kılacağım.

ARTEMİS (Düzenleniyor)Onde histórias criam vida. Descubra agora