22.BÖLÜM

41 9 59
                                    


İyi okumalar💜

Ve sonun da o büyük gün.
Düğün günü bu güne kadar herşeyin bir rüya bir şaka olmasını çok diledim.
Yani ne biliyim işte hiçbirşey için çok geç olmadığını burdan dönüşün olacağına inanmak istedim.

Belki de yeterince ciddiye alamadığım içindir.
Ama artık her şey için çok geç ve burdan dönüşü olmayacak. Bu düşünceler beni o kadar çok geriyordu ki bayılmak üzereydim.

Evin ıçindeki telaş herkesin bir yere koşturmasının aksine ben öylece oturmuş düşünüyordum. Kuaföre gitmem gerekiyordu.
Giyinmem gerekiyordu. Ama ben oturmuş hala bir umut bu saçmalıktan kurtulmayı bekliyordum.

Telefonumun titrediğini hissetiğim an ekrana baktım. Fatih arıyordu.
Şu an benim kadar gergin midir bilmiyorum ama pişman olduğuna eminim. Çünkü bende çok pişmanım. Derin bir nefes aldım ve telefonu açtım.

"Alo." Dedim sesim bana bile zor gelmişti.
"Geliyorum hazır mısın?" Diye sordu soğuk sesle.

"Değilim ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." Dedim sesim ağlamaklı çıkmıştı gerçekten ağlamak üzereydim.

"Sadece ayakkabılarını giy ve beni bekle." Dedi.

"Tamam." Dedim ve telefon beklemeden kapandı. Yavaşça ayağa kalkıp odamdan çıktım.
Çok korkuyordum herşey için çok korkuyordum.

Herkes biryerlere koşturduydu. Amcamların eşleri çocukları gelinleri herkes burdaydı. Düğün burda olmayacaktı ama gelinin evden çıkışını izlemek için toplanmıştı herkes. Bekledikleri o gelin benim bunu düşündükçe nefes alışverişlerim daralıyordu. Gözlerim dolu şekilde mutfağa geçtim. Yengem annem oturmuş çay içiyorlardı. Beni gördükleri saniye yüzlerindeki gülümseme gitmişti.

Derin bir nefes alarak bir bardak çıkardım ve musluktan doldurdum. Kimse ile göz teması kurmadan suyumu içip tekrar odama geçtim.
Üstümde pantolon ve tişört vardı tek yapmam gereken ayakkabılarımı giyip Fatih'i beklemek.

Kısa bir süre sonra Fatihin kapıda olduğunu belirten mesajı geldi. Hemen ayaklanıp odadan çıktım. "Gidiyorum." Dedim yüksek sesle. Berivan da benimle gelicekti. Onu pesimden sürüklüyordum adeta çünkü tek başıma gitmek istemiyordum.

Hızla çıkıp arabaya doğru geçtik. Fatih hiç beklemeden arabayı sürmeye başladı.
Konuşmuyordu ve yüzü çok ifadesizdi. Beni hiç tanımayan dışardan gören insanlar bile şu an stresten ölmek üzere olduğumu anlarlar ama Fatih yüzü çok ifadesizdi ve ben ne hissettiğini anlayamıyordum.

"Biraz daha bakacak mısın?" Fatihin sesi ile irkildim. Dalmıştım ve ne kadar süredir baktığımı bile bilmiyordum. Derin bir nefes alarak cam tarafına döndüm.

Sonunda kuaföre varmıştık. Elçin bizi içerde bekleyeceğini söylemişti. Berivan benden önce arabadan inerek kuaföre girdi. Ben son kez derin nefes alarak gözlerimi kapattım. Keşke su an uyandırılsam hepsi bir rüyaymış diyip uyansam.
"İyi misin?" Fatihin soğuk sesi ile ona döndüm.

"Sen stres yapıyor musun?" Diye sordum.

"Neden stres yapayım bu evliliğin bizim için hiçbir gerçekliği yok." Dedi bana dönerek.

Gözlerim doldu ve konuştum." Ama ben çok korkuyorum." Sesim o kadar çaresiz çıkmıştı ki Fatih gözlerimin içine şefkatle baktı.

"Korkma çünkü korkmanı gerektiren bir durum yok. Dışarda insanlara iyi bir evliliğimiz olduğunu göstermek için sen izin verdiğin sürece sadece ellerinden tutarım o da sen hayır dersen dokunmam yaklaşmam hatta konuşmam. Gerilme bu kadar sadece, sadece güven bana." Dedi beni rahatlatmak istercesine ve başarmıştı.

GÜVEN BANAOnde histórias criam vida. Descubra agora