24.BÖLÜM.

31 9 25
                                    


İyi okumalar💜

Odadan gelen takırtıkılarla gözlerimi sinirle ovaladım. Neden uyuamıyordum yaa.

Sinirle oturur şekilde kalktım. Fatih çekmecelerde birşeyler arıyordu.

"Ne arıyorsun sabah sabah." Dedim kızgınlıkla.

"Bir dosya." Kısaca cevap verdi ve tekrar tüm çekmeceleri kıracak gibi açıp kapattı.

"Dosya düşmanın mı bulunca kafasını mı koparacaksın ne bu sinir?" Diye sordum çatık kaşlarla.

Gözleri kısa bir süre bana döndü daha sonra tekrar çekmeceyi kıracak gibi kapatı.
Derin bir of çekip ayaklandım. Üstümü değiştirmek için kendime kıyafet seçtim ve banyoya gittim.

Ilık bir duş alıp üstümü giyindim. Saçlarımı kurutup çıktım banyodan. Fatih odada yoktu.
Telefonumu alarak aşağa indim. Kimse uyanmamıştı sadece çalışanlar kahvaltı sofrasını hazırlıyordu. Fatih elinde kahve bardağı ile salonda oturuyordu. Hiç beklemeden yanına gittim. Saate baktığımda daha yedi buçuk olduğunu gördüm.

"Neden erken uyandın?" Diye sordum.

"Şirkete gidicem." Dedi.

"Ama çok erken zaten patron sensin ne diye bu kadar erken gidiyorsun?"

"İş hayatında bir saatin ne kadar değerli olduğunu bilseydin gecede orda kalmamı isterdin." Dedi kahvesinden bir yudum alırken.

Başımı salladım ve ayağa kalktım.
"Nereye?"
"Kendime de bir kahve alıcam." Dedim.

"Türkan hanım bir sade kahve daha alalım." Dedi soğuk sesi ile.

Türkan abla hemen başını salladı ve mutfağa gitti.

"Ben alabilirdim." Dedim kısık sesle.

"Alamazsın demedim. Onların işi bu herkes kendi işini yapsın." Dedi.

Kalktığım yere tekrar oturdum.  Daha çok erkendi ya Gülcan annelerde uyanmamıştı.

"Annemler az sonra iner." Dedi etrafta onları aradığımı anlamıştı. Başımı salladım sadece.

Kısa bir süre sonra merdivenlerden gelen ayakkabı sesi ile oraya baktım. Elçin elinde bir dosya ile iniyordu. Koyu gri bir pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti üstünede pantolonu ile aynı renk olan bir çeket.

Bizi gördüğünde beklemeden yanımıza geldi.
"Günaydın." Sesi çok meşgul geliyordu. Elindeki dosyaya pür dikkat bakıyordu.

"Günaydın. Sende mi şirkete gidiceksin?" Dedim merakla. Oda giderse ben çok sıkılırdım.

"Evet işe başladım bu günden itibaren." Dedi.
Ve dosyayı bırakıp bize baktı.

"Neden erkencisiniz?" Diye sordu.

"Bilmem uyku tutmadı." Dedim.
Anladım dermişçesine başını salladı.

Gülcan anne ve Levent bey indikten sonra masaya geçtik. Aç değildim normalde yemek seven bünyeme rağmen hiç aç değildim. İki günde süzülmüştüm resmen.

"Bu gün Elva ile dışarı çıkalım." Gülcan annenin sesi ile başımı kaldırıp ona baktım.

"Neden?" Fatihin soğuk sesi ile ben hala Gülcan anneye bakıyordum.

"Düğüne gelemeyen arkadaşlarım var dedim gelinimi koluma takıp şöyle bir gezdireyim onu." Gülcan annenin mutlu sesi ile Levent bey gülümsedi.

"Gidin tabi." Dedi kısaca. Ben gözlerimi Fatih'e çevirdim ne diyeceğini merak ediyordum.

"Niye anne Elva manken mi sen gezdireceksin gelip görsünler." Fatihin sesi ne kadar memnun olmadığını anlatıyordu zaten.

GÜVEN BANAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt