Ben, Delal'i çok iyi anlıyordum. Oda beni anlıyordu ama benim onu anladığım kadar değil. Annem'in ölüm sebebi benim, annem'in ölü bedenini gören benim, annemin cansız bedenine sarılan benim. Delal'in annesi aşkından ölmüştü, Delal yüzünden değil. Yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki...

"Amannn, toparla kendini acıya batmayalım." diyerek kollarımın arasından geriye çekildi, Delal.

Parmak uçlarıyla göz altlarını sildi, gözlerimin içine bakarak kocaman gülümsedi.
"Biz güçlü kadınlarız! İki acı çekerek güçten düşmeyiz, zorluk görünce kaçmayız, savaşırız biz savaşarak acıya boyun eymez, zorluğu yeneriz! Toparla kız sende kendini, sende hemen ağlıyorsun haa, ne sulu göz çıktın." diyerek hızlı hızlı konuştu.

Seslice gülerek kafamı iki yana salladım.
Delal çok güçlü bir kadındı.

Oturduğu yerden ayağa kalkarak elini bana doğru uzattı. Dudaklarında dostça bir gülümseme vardı, içimi sıcacık etti.

"Hadi kalk sulu gözlü, kalkta çalışmaya başlayacağım konağı gezdir bana." dedi.

Delal gibi gülümseyerek uzattığı eli tutarak ayağa kalktım. Delal elimi bırakıp koluma girdi ikimizde odadan çıktık. Çıkmadan önce de Delal, Behram'ın yanaklarına küçük öpücükler bırakmıştı kardeşim huylanınca da anında geri çekilmişti.
İlk önce en üst kata çıktık ve anlatarak Delal'i gezdirdim. Delal, anlattıklarıma sürekli 'vay bee!' diyerek sürekli çok güldürüyordu. Güçlü olduğu kadar da komik birisiydi. Üst kattan inmeden büyük avluyu da -konağın en büyük avlusu- Delal'e gezdirdim.
Avlu o kadar görkemli ve büyüktü ki insan buradan çıkmak istemiyordu özellikle de manzarasından kendini alamıyordun, bu avludan tüm Midyat gözüküyordu. Delal'de avluyu çok beğenmişti öyle ki suratında çok komik bir ifade vardı.

"Vay bee!" dedi yine.

"Vay ki, vay bee! Kız bu konak avlusu mu  yoksa saray avlusu mu? Çok güzel!" dedi.

Delal, etrafında dönerek avluyu hayran hayran izledi. İlerleyerek avludan Midyat'ın büyüleyen manzarasını izledi.
İki elini arkasında birleştirerek göğsünü kaparttı, gözlerini manzaradan alamayarak bana konuştu.

"Kendimi şu an Kanuni Sultan Süleyman gibi hissediyorum." dedi.

Daha fazla dayanamayarak kıkırdadım.
Bu kız cidden çok komikti.

Gülme mi az çok bastırarak Delal'e seslendim.

"Hey, Kanuni Sultan Süleyman daha sana gezdireceğim çok yerler var. Hadi gel." dedim.

Delal'in omuzları hareketlendiğinde güldügünü anladım arkasından birleştirdiği ellerini çözerek yanıma geldi, kolunu koluma geçirdi.
Büyük avludan gülerek çıktığımızda merdivenlere doğru ilerledik. Delal bir anda durunca bende durmak zorunda kaldık. Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde karşısına bakıyordu. Tam ne olduğunu soracaktım ki kendisi dillendirdi.

"Orayı gezdirmedin." dedi burnun ucuyla ileriyi gösterirken.

Delal'in gösterdiği yere gözlerimi çevirdiğimde sırtımın çizigisinden soğuk bir ter aktı.

"Oraya gezdirmedim çünkü yasak." dedim kısık bir sesle.

Delal anında kaşlarını çatarak gözlerini bana iliştirdi.

Aşk-ı MardinWhere stories live. Discover now