10.BÖLÜM

26K 1.1K 282
                                    

KİTABIMI BEĞENMENİZ
DİLEĞİYLE,
İYİ OKUMALAR DİLERİM❤️

yillmazey hesabımı takip etmeyi unutmayın

☀️

İsyan etmek günahtır. Kadınlar haksızlığa uğruyor, öldürülüyor günah değil mi?
Kadınlar yaşadığı eziyete dayanamadığı için isyan ediyor. Hangisi günahtır?
Kadınların isyanı mı, kadınların eziyet görmesi mi hangisi?

Yoksa kadınların dünya'ya gelmesi mi?
Bizim günahımız doğmak mı, bizim günahımız var olmak mı?!
Ne bizim günahımız, ne bizim çektiğimiz çile!
Bileklerimiz çileli prangalara vurgun her çekiştirdiğimizde ruhumuzdan bir parça kopuyor. Hergün bir parçamız ölüyor ve biz yaşıyoruz. Ölüler nasıl yaşar ki?

Gözümden akan gözyaşı süzülerek aralık olan dudaklarıma sızdı. Dilimin ucuyla sızan gözyaşını temizledim ve kirpiklerimi birbine geçirerek gözlerimi kapattım. Ağlayamazdım, şuan ağlayamazdım, ben burada ağlayamazdım! Üzerinde yattığım yatak annemin yatağıydı ve ben ağlayamazdım. Annemin izleri vardı bu yatakta, ben bu izleri gözyaşlarımla silemezdim.
Titreyen alt dudağıma dişlerimi sertçe geçirdim. Ağlayamazdım, ağlayamazdım!
Kapalı olmasına rağmen sulanan gözlerimi açarak üst üste kırpıştırdım. Ağlayamazdım!
Gözümden kaçak akan gözyaşı şakağıma süzüldüğünde titreyen elimle hemen sildim. Sildim de fayda etmedi çünkü; iki gözüm çeşme misali aktı.
Isırmaktan kanattığım alt dudağımı serbest bıraktım. Gözlerimden akan yaşlara karışan hıçkırıklar ciğerimi pare pare ediyordu. Gözyaşlarım annemin yastığına akarak izlerini sildi.
Vücudumu sola çevirerek yüzümü annemin yastığına bastırdım, annemin kokusunu almaya çalıştım.
Burnuma sızan güçsüz kokuyla ağlamam şiddetlendi. Annemin ince kokusu hala yastığındaydı. Yüzümü iyice yastığa bastırarak annemin kokusunu daha fazla içime çekmeye çalıştım. İnce kokusu burunuma dolduğu zaman göğsümde bazı yaralar iyileşmişti, bazı yaralar ise daha fazla kanamıştı.
Dirseğimi yatağa bastırarak kendimi hafiften doğrulttum ellerimle yastığı burnuma iyice bastırdım.
Koku sakinleştirmekten çok çıldırtıyordu, delirtiyordu insanı.
Biliyordun çünkü; koku yok olup gidecek geriye silik anılar, giydiği kıyafetler kalacak. İnsan, anılardan, kıyafetlerden çok kokunun kalmasını ister. Anılar ve kıyafetler acı verir insana, iyileştirmez ama koku öyle mi ne kadar can yaksa da bir yanı iyileştirir ne kadar çıldırtsada sakinleştirir.
Hıçkırıklarıma karışan çığlıklarım yastığın altından inilti gibi çıkıyordu.
İki elimi yastığın üzerine koyarak sıktım. Yüzümü yastığa iyice gömdüm, hayır çığlıklarımı basıtrmak için değil ince kokuyu daha fazla içime çeke bilmek için.

İnce bir koku insanın ciğerini bu kadar
yakar mıydı? Yakardı.

İnce bir bir koku insanın yaralarını iyileştirir miydi? İyileştirirdi.

İnce bir koku insanı hayattayken öldürür müydü? Öldürürdü.

Peki o insan ölür müydü sahiden? Ölmezdi.

YAZARIN ANLATIMI

Ölenle ölünmezler derler...
Yalan, yalan inanmayın ölünür. Toprağın altına girmesen bile ölünür.
Hayattayken ölünür, hayattayken toprağada gömülür!
Mutlu hislerin, neşeli günlerin, umutla kurduğun hayaller toprağın altına girerken insan vücudu girilmez mi sandın sen? Gözyaşlarına hıçkırıklar karışırken girilmez mi sandın sen? Kalbin acıdan ağrırken girilmez mi sandın sen?
Söyle, girilmez mi sandın sen?

Aşk-ı MardinKde žijí příběhy. Začni objevovat