15.BÖLÜM

25K 1.3K 321
                                    

KİTABIMI BEĞENMENİZ
DİLEĞİYLE,
İYİ OKUMALAR DİLERİM ❤️

yillmazey hesabımı takip etmeyi unutmayın

☀️

Odanın içindeki sessizlik sürmeye devam ediyordu. Ne ben konuşuyordum ne Delal, ikimizde yatağımın hemen yanındaki yatakta oturmuş birbirimize bakmayarak odanın köşelerini izliyorduk.
Benim için gelen o ama konuşmayı tercih etmiyordu. Bakışlarımı kaldırarak yüzüne baktım, boğazımı temizledim, ilk konuşmayı ben başlattım.

"Buraya beni görmek için mi geldin, yoksa burada çalışmaya mı?" dedim. Bu iki soru kaç dakikadır beynimde cirit atıyordu.

Delal, yerde olan bakışlarını gözlerime çevirdi kafasını salladı.

"Evet," diye de kısa bir sözlü cevap verdi.

Derin bir nefes alıp verdi bedenini iyice benden tarafa dönerek, dudaklarındaki küçük acı tebessümle konuştu.

"Seni yalnız bırakmak istemedim, Yasmîn. Kendini eskiye göre toparladın, biliyorum ama aklımdan çıkmıyorsun. Nasıl ateşlerde yandığını gördüm, nasıl kalbinin paramparça olduğunu gördüm ve şimdi iyisin, çok şükür! Ama ben, senin için endişelenmeden duramıyorum hep kendime diyorum "O artık iyi endişelenme." diye ama endiseleniyorum elimde değil." derin bir nefes çekti içine sessiz kaldı, tekrardan konuşmaya basladı ama dudaklarından çok başka şeyler çıktı. "Acılarımız bir bakımdan aynı, Yasmîn. Ben... Ben... Ben doğduktan üç gün sonra annem ve babam öldü," dedi titrek bir nefes çekti içine. "öldürdüler."

Dudaklarım şaşkınlıktan aralanırken donup kalmıştım. Delal'in, böyle bir şey demesini hiç beklemiyordum.
Dilim adeta lâl kesilmişti, bir harf bile çıkmıyordu.

Delal, kucağındaki ellerini yumruk yaptı, sesli yutkundu ve ne kadar zor olsada anlatmaya başladı.

"Babam ve annem birbirlerine çok aşıklarmış, evlenmek istiyorlarmış. Ama iki ailede birbirine düşmanmış babam ve annem bu düşmanlığı bitirmek için çok uğraşmışlar ama nefret o kadar güçlüymüş ki iki ailede barışmayı hep reddetmiş. Babam ve annem... Kaçmışlar çünkü anlamışlar artık bu düşmanlığın bitmeyeceğini, kaçarak aşklarını kurtarmaya çalışmışlar." derin bir nefes çekti içine, dolan gözlerini saklamaya çalıştı. "iki ailede peşlerine düşmüş buldukları an ikisinide öldürüceklermiş." diyerek acıyla güldü. "babam ve annem çok çabalamış bulmamaları için, sürekli kaldıkları yerleri değiştiriyorlarmış. Buldular... Buldular anne ve babamı ben daha üçgünlük iken. İkisininde gördükleri ilk an... İkisinide öldürdüler."

Kalbimi hüzün bağının ağları sardı.
Derin bir acı içimde oluştu.
Kalbim bu sefer Delal için acıdı, içten içe kanadı.

Delal, akan burnunu çekerek kısık sesle devam etti.

"Dedem aslında gerçek, dedem değil. Aramızda bir kan bağı bulunmuyor. Babam ve annem, dedem'in yanında saklanmışlardı. Babam ve annem öldüğünde dedem, beni kimsesiz bırakmadı. Kimsesizken ailem oldu."

Bir yanım iyice şaşırırken diğer yanım çok acıyordu. ikimizde birbirimizi dolaylı yolların ardından çok iyi anlıyorduk.
Ne diyeceğimi bilemiyordum, dudaklarımdan hiç bir kelam çıkmıyordu
çıksa bile içindeki acıyı geçirmeyeceğini biliyordum. Hiç bir kelam yürekteki acıyı geçirmezdi.
Şoktan buz kesilmiş kollarımı Delal'in boynundan geçerirerek sıkıca sarıldım. Onunda bu sarılmaya ihtiyacı olacakki kollarını hemen belime doladı, başını omzuma yasladı. Tüm samimiyetimle sarılıyordum, Delal'e. Benim zor günlerimde hızır gibi yetişmişti, kambur duran belimi dikleştirmeme yardımcı olmuştu. Sıra ise bendeydi bende onun zor günlerinde, acısında-tatlısında, iyi gününde hep yanında olacağım. Yemin olsun ki.

Aşk-ı MardinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin