"Yasmîn."

İsmimi duymamla transtan çıkmış gibi irkilerek geriye doğru adımladım. Derin nefesler alıp verirken göğsümde ritme uyarak yükselip alçalıyordu.
Gözlerimi Awir ağa'dan kaçırarak etrafta gezindirdim. Titreyen ellerimi, titreyen bacaklarımın üzerine değdirdim.

"Yasmîn."

İsmimi tekrardan duymamla gözlerimi gelen kişiye çevirdim.
Halime teyze, merdivenleri bitirip yanıma gelmişti hızlı adımlarla.
Halime teyze tam karşımda dururken benim gözlerim benden bağımsız Awir ağa'yı arıyordu. Gözlerimi kısa bir an gezdirdiğimde gittiğini gördüm.
Arkasından baktığımı hissetmiş gibi omzunun üzerinden bana baktı. Göz göze geldiğimizde telaşla ne yapacağımı bilemeyerek elbisemin eteklerini sıktım.
Awir ağa, geri önüne dönerek hızlı ama sert adımlarla ilerlemeye devam etti.

Gözlerim Awir ağa'nın arkasından donup kalmıştı. Bedenim tir tir titriyor, kalbim delice bir korkuyla atıyordu.
İki saniyelik bakışmada nefes almayı unutmuştum.
Adamın öyle ürkütücü bir aurası vardı ki...
Awir Hazar Zemheroğlu...
Awir ağa...
Onu ilk gördüğümdeki korku nasılsa şuan ki korkumda aynıydı.
Resmen dejavu yaşamıştım! İlk gördüğümde de bu kadar yakındı yüzü yüzüme.
Titrek bir nefes ciğerlerime çekerek yutkundum.
Kolumda hissettiğim temasla daldığım düşüncelerden yerimden sıçrayarak çıktım. Gözlerimi karşıma çevirdiğimde Halime teyze'yle göz göze geldim.
Gözleri endişeyle parlıyordu.

"Keça min, iyi misin?" diye sordu.

Gözlerimi üst üste kırpıştırdım kendimi toparladığımda aralık dudaklarımı kıpırdatarak kekeleyerek konuştum.

"Be-ben senin yan-yanına gelecektim ama... Awir, Awir ağa bir-birden karşıma çıkınca..."

Devamını getiremedim derin nefesler alıp vermeye devam ettim. Halime teyze, halimden anlayarak elini belime atarak sıktı 'sakin ol' dercesine.
Bir süre daha soluklandığımda aklıma Behram geldiğinde aceleyle konuştum.

"Behram... Halime teyze, Behram çok ağlıyor. Aç, çok aç açlıktan ağlıyor. Ben  ne yapacağım bilemedigim için senin yanına gelecektim."

Awir ağa'yla karşı karşıya gelmem Behramı zihnimden uzaklaştırmıştı.
Kendime kızarak Halime teyze'yi arkamda bırakarak odama koşar adım ilerledim, Halime teyze'de arkamdan geliyordu. Odanın kapısını açtığımda Behram'ın ağlayışları kulaklarımı doldurdu. Hızla yatağa ilerledim Ağlamaktan sesi çatallaşmış kardeşimi kucağıma aldım sırtını okşayarak kulağına fısıldadım. Behram, kafasını omzuma koyarak içli içli ağlamasını durdurmadı. Behram'ı kucağımı sallarken elsesindeki saçları okşayarak öpücükler konduruyordum.
Behram'ın ağlaması gözlerimi doldurduğunda kendimi hiç olmadığım kadar çaresiz hissediyordum.
Halime teyze yanıma yaklaşarak Behram'ı tek hamlede kucağımdan aldı.
Behram'ı kucağında sallayarak mırıldandı.
Gözlerimin dolmasına hakim olamadığım gibi bir kaç damla akan damlaya da engel olamadım. Ben bir ablaydım aynı zaman da anne de olmuştum. Benim kardeşime çok iyi bakmam lazımdı tıpkı annem gibi ama ben bakamıyordum. Kardeşimin açlıktan karnı gurulduyordu benim elimden izlemekten başka bir çare gelmiyordu.
Yere inen gözlerimi yukarıya kaldırarak Halime teyze'nin kucağındaki Behram'a baktım, içimden şu sözler geçti;

Annemin en büyük şanssızlığı kızı olmamdı.

Behram'ın en büyük şanssızlığı ablası olmamdı.

☀️

Gündüz geceyi bulmuş, ay beliri vermişti gökyüzünde. Vakit gecenin demleriydi.
Yatağımda uzanarak yumruk yaptığım elimi şakağıma dayayarak mışıl mışıl uyuyan Behram'ı izliyordum. Diğer elimin baş ve işaret parmağı kardeşimin minicik elinin içindeydi.
Gözlerimi bir kez daha kırpıştırdığımda uyku kendini bir kıdem daha göz kapalarıma bıraktı.
Uykum geliyordu ama uyuyamıyordum. Bugün olanlar uyumamı engelliyordu.
Behram'ın, Halime teyze'nin yaptığı meyve püresini ağlamadan yemesi içimi yakmıştı. Kardeşim o kadar açtı ki her uzatılan kaşıkta hiç itiraz etmeden minicik ağzını açıyordu. O sahneyi izlemek içimin sızlamasına neden olmuştu.

Aşk-ı MardinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin