12🎡Hastane Kaçınılmazdı

527 77 14
                                    

wanna be yours final yaptı
okumayanlarınız varsa duyurulur🥹

12| Hastane Kaçınılmazdı

Tuttuğum nefesimi bırakıp hastaneden içeri girdim. Korkmam gereksizdi, kimse beni tanımayacaktı sonuçta. Neden korktuğumu ben bile bilmiyordum gerçi, neden çekinmiştim, neden nefesimi tutmuştum ve bırakmak bu kadar zor olmuştu.

Neredeyse 3 yıl kadar çalıştığım bu hastane, içinde çok fazla anımı barındırıyordu.

Öğrenmek istediğim çok fazla şey vardı aslında. Neden ve kim tarafından öldürülmüştüm? Diğer insanlarda reenkarne oluyor muydu, yoksa bu bana özel mi? Olup da hatırlayan başlaları da var mıydı? Ahiret aslında yok mu? Bir daha ölüp reenkarne olsam geçmiş hayatlarımı hatırlayacak mıydım? Bu nereye kadar sürecekti? Güray olmadan önce başka bir hayatım var mıydı, varsa neden hatırlamıyordum? O kadar çok soru vardı ki aklımda, geceleri düşünmekten araştırmaktan uyuyamadığım günler oluyordu. Dikkatimi toplayıp ilk soruma yoğunlaştım. Önceliğim ölümümdü.

Etrafa bakınıp gözüme ilişen asansörle 5. kata çıktım. Önceden odam bu kattaydı, tanıdığım herkes de bu katta olduğu için burayı tercih etmiştim. Amacım tanıdığım birilerini görüp Güray hakkında sorular sormaktı. Göremezsem de önceden yakın olduğum kişilerin iletişim bilgilerini isteyecektim. Bahanemde hazırdı. Güray'ın uzaktan bir akrabası olduğumu söyleyecektim.

Odamı bulamıyordum. Tabi hastane 19 yıl boyunca olduğu gibi kalmamış, oldukça değişmişti. Yıkılıp, taşınmadığına dua etmeliydim. Pes edip sekreterliğin oraya doğru yürüdüm. Üzerimde okul formam varken buraya gelmiş olmam tamamen saçmalıktı. Hırkamın fermuarını çektim sonuna kadar. Sekreter iki kız ve yanlarındaki üç hemşireye doğru yaklaştım. "Merhaba."

Bakışları bana dönen kadınlar hafif bir tebessümle bana bakmışlardı. Sekreterlerden biri "Nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu.

Masaya biraz daha yaklaştım "Burada 20 yıldan uzun süredir çalışan birileri var mı? Doktorlardan falan?"

Hepsi şaşırmış gibi görünüyordu. Hemşirelerden biri elindeki kağıtları masanın üzerine bırakıp alaylı ifadesiyle "Neden sordun? Kimi arıyorsun?" dedi.

Küstah ifadesi sinirimi bozsa da belli etmedim. Doktorlarla böyle konuşmayı yemezdi ama kendinden küçük biriyle istediği gibi konuşuyordu. "Özellikle birini aramıyorum. Sadece burada 20 yıldan uzun süredir çalışan bir doktor olup olmadığını sordum?"

"Bak canım..." dedi diğer sekreter "...o kadar çok doktor çalışıyor ki burada. Kimi aradığını söylemezsen yardımcı olamayız sana."

Tam gitmeye karar vermiştim ki arkamdan başka birinin sesi geldi. "Ben olayım..." arkama dönüp benden uzun orta yaşlı, doktor önlüğü olan adama baktım "...tam 20 yıl önce de bu hastanede çalışıyorum."

Gözlerimi kırpıştırıp dikkatlice yüzüne baktım adamın. Bu yüzü tanıyordum. "Taylan..." diye mırıldandım. Duymuş olacak ki tek kaşını kaldırmıştı. Hemen toparlamaya çalışıp "...Bey." dedim. "Taylan, Bey."

"Tanışıyor muyuz?" dedikten hemen sonra gözlerini üzerimde gezdirdi. Formamda okulumun adı yazmadığı için şanslıydım çünkü yaşımı belli etmemem gerekiyordu. Boşuna bakıyordu, beni tanıyamazdı. Ama ben onu çok iyi tanıyordum. 2004 yılında stajyer olarak başlamıştı. O zamanlar 20 yaşında üniversite stajı yapıyor olmasına rağmen çok daha küçük görünüyordu. Şimdi de değişmemişti. Tahminimce 39 yaşında olmasına rağmen 30larının başında gibi görünüyordu. Haftanın 5 günü staj için gelir, tüm saatlerini benim yanımda geçirirdi. Hastalarımla görüşürken bile yanımda oturur hep notlar alırdı. Bir ara yurttan çıkıp, eve geçmek istiyordu ve ben ona üst katımın kiralık olduğunu söylemiştim. Ölmeseydim taşınmasına yardım edecektim, taşınmış mıydı acaba?

Recreation | bxb | reenkarnasyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin