8🎡Maç Kaçınılmazdı

554 79 50
                                    

yorumyorumyorumdahacokyorum

8| Maç Kaçınılmazdı

Beşiktaş'ın bir gol daha atmasıyla beraberlik bozulmuş, öne geçmiştik. Coşkuyla herkes gibi bende ayağa kalkmıştım. Yandaki abilerden biri kolunu omzuma atıp Beşiktaş marşını söylemeye başlamıştı. Dayanamayıp içimdeki Kartal'ı çıkararak eşlik ettim. Yavaştan kahvehane ortamına uyum sağlamaya başlamıştım. "Yağmurlu bir günde görmüştüm seni, üstünde çubuklu formalar vardı." Gülerek marşı söylerken, aynı şekilde gülümseyerek ayakta duran Karan'la göz göze geldim. Sözlerin devamını onun gözlerine bakarken söylemiştim. "Bir anda tutuldum, aşık oldum ben." Hala bakışıyor olmamızdan rahatsız olup gözlerimi yeniden ekrana çevirdim. "Hayatın anlamı siyah beyazmış."

Eray yüzünü buruşturmuş diğer galatasaraylıların yanında oturuyordu. Ona bakıp dil çıkardım çocuk gibi. Hemen burnunu kırıştırmıştı. Gülerken ne zaman yanıma oturduğunu fark etmediğim Karan'ı gördüm.

Aldırmayıp ekrandan topu takip ederken bana doğru eğildiğini hissettim. "Koyu beşiktaşlısın herhalde."

Ona dönüp gururla gülümsedim. "50 yıldır kalbimde." Bu onun anlayamayacağı sadece benim bilebileceğim bir şeydi.

Hafifçe gülümser gibi oldu "Dışarıdan bakınca hiç öyle görünmüyorsun."

Terleyen ensemi havlu peçeteyle silerken "Nasıl görünüyorum?" diye sordum. Her konuşmamızda birbirimize doğru eğiliyorduk. Eğildiğimde ondan aldığım koku beni büyüleyip yok edebilirdi. Aşırı erkeksi ama bir o kadar da güzel bir kokuydu.

"Kırılgan, sessiz sakin bir çocuk gibi." dedi tek kaşı havadayken. Ben tek kaşımı kaldıramıyordum, bu bedende yaşamaya başladığımdan beri tek kaşımı kaldırma, tek gözümü kırpma gibi yeteneklerimi kaybetmiştim maalesef.

"Hiç öyle göründüğüme bakma, içimde çok şey var benim." deyip güldüm. Devam edecektim ki beşiktaşın yeniden gol atmasıyla yanımdaki tüm abiler sevinçle ayağa fırlamıştı. Hemen gülerek ayağa kalkmış, onlara eşlik etmiştim.

Maçın ilerleyen saatlerinde galatasaray bir gol daha atsa da bize yetişememiş, mağlup olmuştu. Sona eren maçla beraber tüm kahvehane boşalmıştı. Eray'ı yanıma alıp onu zorbalayarak çıkmıştım bende. Kahvenin hemen yanındaki bakkala girip bir şeyler alırken bile dalga geçmiştim. "Benim kalbimde aslan var abi, reşit olunca kalbime aslan dövmesi yaptıracağım abi, tek aşkım tek sevdam galatam abi... ne oldu lan?"

Dediğim her bir kelimede adeta yüzü morarıyordu zavallı kardeşimin. "Ben siz kaybettiğinizde böyle yapmıyorum yalnız abicim, ayıp ediyorsun." dedi eline çekirdeği aldıktan sonra.

Kasaya doğru yürüyüp "Evet böyle yapmıyorsun çünkü daha beterini yapıyorsun." deyip güldüm "Geçen sefer televizyonu kucaklayıp birkaç kabloyu koparmıştın yanlışlıkla."

Hatırladığı anıyla birlikte dayanamayıp o da gülüşüme eşlik etmişti. Derken içeri Karan ve diğer iki adamın girdiğini görmüştüm. Başımı hafifçe eğmekle yetinip kasaya aldıklarımızı bıraktım. "Oo Eser, Eray... maçtan mı çıktınız çocuklar?" dedi kasadaki İsmail abi. Eray sağ olsun ilk haftadan bütün esnaflarla kanka olmuştuk bile.

Başımı sallayıp yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan konuştum. "Evet abi, aslanların hesabını kesip gönderdik."

"İlahi oğlum." deyip gülmüştü İsmail abi. O sırada diğerlerinin arkamızda beklediğini fark etmiştim. İsmail abiden para üstünü aldıktan sonra Karan'ın dudağının kenarındaki kıvrımı fark etmiştim yine. Galiba o da koyu beşiktaşlıydı. Her laf sokmamda gizli gizli gülüyordu adam.

"Kolay gelsin." deyip bakkaldan çıktık. Evin kapısının önünde oturup aldığımız kolayı içerken çekirdek çitliyorduk. Yeniden genç olmayı, yeniden liseli olmayı çok sevmiştim. Çünkü bir önceki hayatımda her zaman lise, üniversite yıllarımı özler geri dönebilmeyi dilerdim. Şimdi sanki tuttuğum dilekler kabul olmuş gibiydi.

Birkaç dakika sonra Karan'la arkadaşları da çaprazımızdaki evin kapısının önüne oturmuşlardı. Sigara içerken sohbet ediyorlardı.

"Abi ya ben sevdim bu mahalleyi. Herkes çok sıcakkanlı, samimi. Bence bizi de seviyorlar, sence?"

Eray'a bakıp birkaç saniye düşündüm. Haksız sayılmazdı. "Yani, bence de sorun yok."

"Ben ingilizceye mi ağırlık versem?" dedi bir anda.

"Ne alaka oğlum?" diye sordum. Bazen aklındakileri düşünmeden söylüyor, konudan konuya atlıyordu.

"Önemli yani artık. Hatta yanına birkaç dil daha eklesem çok rahat iş bulurum, dimi?"

Başımı sallayıp "He he, kolaydı çünkü o kadar dil öğrenmek." dedim umursamadan. Bir yandan çekirdek çitliyor, mal kardeşime nazaran çöplerini poşetin içine atıyordum. Türkçe dışında iki dil daha biliyor ve bunu sadece içimde saklıyordum. Evdekilerde İngilizce'ye yatkın olduğumu düşünüyorlardı sadece.

Başını omzuma yaslayıp "Acaba ölüm nasıl bir şey?" diye mırıldandı.

Çekirdek poşetine daldırdığım elim öylece kaldı. Yutkunup ses tonumu normal tutmaya çalışarak "Bilemeyiz." dedim.

"Keşke bilen biri olsaydı yanımızda. Ona sorup öğrenebilirdik, ölüme hazırlıklı olurduk."

Bir şeyler biliyormuş gibi konuşması işkillendirmişti beni. Başımı omzumda yatan çocuğa çevirip "Sen bir şey mi biliyorsun?" diye sordum. Yıllar önce onunda reenkarne olup olmadığını merak edip sorular sormuştum ama o kadar mal gibi cevaplar vermişti ki hiçbir şey bilmediğine emin olmuştum.

Başını kaldırıp "Onu sen söyleyeceksin." dedi.

Dudaklarım birkaç saniye aralık kaldı. Tam bir şey söylemek üzereydim ki bir başka ses buna engel oldu. "Çakmağınız var mı gençler?" Karan'a dönüp öylece baktık ikimizde. Az öncesine kadar sigara içiyorlardı, niye bize sormuşlardı ki..

Eray başını iki yana sallarken "Kullanmıyoruz biz, yok maalesef." dedim bende kaba olmamak için. Yalandı ama bunu sadece ben biliyordum.

Karan birkaç saniye gözlerime baksa da "Eyvallah." deyip önüne dönmüştü. Kendi kendine benim kahvehanede söylediğim beşiktaş marşını mırıldandığını duyabiliyordum. "Bir anda tutuldum, aşık oldum ben. Hayatın anlamı siyah beyazmış..."

Bana ilanı aşk ediyordu herhalde erkeğim. Bir süre daha bakıp gülümsememeye çalıştım. Ondan dikkatimi çekip yeniden Eray'a baktım. "Neyi ben söyleyecekmişim?"

"Ha şey ya, öyle çok kitap okuyorsun ya bir şeyler biliyorsundur diye düşünmüştüm." demesiyle kafasına bir tane geçirdim. Boş yere geriyordu burada bizi.

Hızla ayağa kalkıp binaya girerken "Gerizekalı." diyerek söyleniyordum kardeşime. Korkutmuştu beni.

.

Recreation | bxb | reenkarnasyonWhere stories live. Discover now