5.Bolum

106 13 0
                                    

Çığlığım gecenin sessizligine karışmış ellerim kalbimin üstünde kalakalmistim. Ve anladım ki istediğim kadar uğraşayım normal bir hayatım olmayacaktı.

Adam ayağımın dibine yığılmış kanlar içinde yatarken arkasından çıkan adamla göz göze geldik.Adamın gözlerinde ki ateşi görmemek mümkün değildi.Siyah uzun kabani içinde siyah kıyafetleri ile cehennem Zebanilerini aratmiyordu. Yavaş yavaş bana doğru yürümeye başladı.Adim arttıkça yer sanki sallanıyor ben dengemi kaybedecek gibi oluyordum.Bu dev Zebani görünümlü adam bana her adımda yaklaşırken, zorla da olsa kendimi toparladım. Aldığım poşetleri olduğu yerde bırakıp ters yöne koşmaya başladım.Kostukca hava sanki cigerlerimi yakıyor.Ruzgar bana düşmanmis gibi beni geriye itiyordu.Arkamdan gelen küfürleri ve ayak seslerini duymamam imkânsızdı. Can havliyle ilk gördüğüm taksiye tam binecektim ki sol ayağım acıyla kivramaya başladı. Beni vuran adam ayak bilegime hedef almıştı.Kendimi un çuvalı gibi taksinin içine attım.

-Devam edin lütfen çabuk çabuk ahhh.

-Bayan iyi misiniz neler oluyor
Telasla yan tarafina dondu ve silahli adama bakarak konusmaya devam etti.

-bakın benim 2 çocuğum var başımın belaya girmesini istemiyorum.

Zaten canımın acisindan gözlerim karariyordu. Birde Bu korkak taksiciyle mi ugrasacaktim. Yalvaririm bu bir rüya olsun...

-Devam etsene seni lanet herif yoksa o adamlar seni de yaşatmaz. Bunu hiç akıl edemiyor musun ?

Dememle birlikte taksici gaza basmış ilerliyordu.Bir yandan da hiç ağzıma alamayacağım küfürler ediyordu.Evin yolunda giderken aklıma Çocukluğum geldi özlemle iç geçirdim.Evin arka bahçesindeki yoncalarin içinde gezinirdim. Herşeyim o evde olmuştu.Yurumeyi öğrenmem, okuma yazmayı öğrenmem, lise mezuniyetim tum anilarim o evdeydi.Annemi babami cok ozlemistim.Ben universite ikinci siniftayken gecirdikleri ucak kazasinda hayatlarini kaybetmislerdi.Universite mezuniyetimden sonra kimsenin beni bulmaması adına o evi ve tüm hatıraları satıp Boston a yerleşmiştim. Babamın şirketini devretmis ilerdeki zor günlerim için banka da saklamistim. Hiç calismasam bile beni bir ömür gecindirecek para hesabimda hala duruyordu.Bir süre o.parayla idare ettikten sonra sevdiğim işin başına donmus kazandığım maaşla hem kendimi gecindirmis hemde banka hesabıma katkıda bulunmuştum. E Tabi benim gibi a sosyal bir insanın ekstra masrafı olmadığı için, şu an hayatta tutunacak tek olumlu yanım maddi durumumdu. Taksi Evin önüne geldiğinde

-Hastaneye gitmek istemediğine emin misin ?

Diye sordu taksici.

-Evet bende hemşireyim evde yeterince steril araç gereçlerim var.Tesekkur ederim.Iyi geceler.

-Iyi geceler

Şimdi hastane ve polisle uğraşıp kendimi fislemeye hiç niyetim yoktu.Hem böyle adamların eli kolu her yere uzandığından verdiğim ilk ifade ile beni bulabilirlerdi. Üstelik polisin beni koruması çok geç olabilirdi.Cunku dünya düzeninde kötüler hep bir adım önde oluyor ve iyiler genellikle bu çıkmazda yok oluyordu.Buna daha önce gozlerimle tanık olmuştum.

Zar zor apartmanın merdivenlerini çıkarken kimselere gorunmemeye ve bilegimden kanı yere akitmamaya çalışıyordum.Eve biraz daha yavaş çıkarsam kan kaybından olebilirdim. Ayağımın altından cantami bilegime bağladım.Boylece hem vuruldugum yere baskı uyguluyor hemde kanın cantamin içine gitmesini sağlıyordum. Asansöre bindim.Biriyle karsilasmamak için bildiğim tüm duaları okudum.Eve girip kapıyı kapattım ve kendimi koridora attım.Canim çok yaniyordu.Yarami açmak için pantolonumun parçasını yukarı doğru siyirdim. Gördüğüm manzara karşında içim rahatladı.Kursun sıyırip geçmişti.Vestiyerdeki Ilk yardım çantasına zar zor ulaştım.

3 saat sonra

Yaramın sızısıyla uykumdan uyandım.Saat 6 bucuga geliyordu Gördüğüm kabustan sonra kapıları ve pencereleri iyice kontrol ettim.Bakalim gece yaşadığım travmayı kaç sene de atlatacaktim.
Bu halde ise gidemeyecegim bir bahane bulmam gerekti.Rapor da alamazdim en az on gün evde yatmam gerekiyordu.Jack ten rica ederdim. Yiyecek ihtiyacima o destek çıkardı.Aylik alisverisimi de olay yerinde bırakıp kacmistim yani ev tam takırdı. Telefonu elime alıp Sandra nın numarasını tuşladım.

-Günaydın Sandra
-Günaydın Canim.Ne oldu ? Dün gece çok dağıttık kendini toparlayamadin mi ?

-Hayır canım.Benim acil Newyork a gitmem gerek.Amcam kalp krizi geçirmiş.Senelik iznimi henüz kullanmamistim.Rica etsem; Benim adima izin dilekçesi yazıp verir misin ? Benim ilk uçağa yetişmem lazım da.

-Aaaa çok geçmiş olsun.Tabi ki veririm.Sen burayı düşünme.Eger yapabileceğimiz birsey olursa mutlaka ara. Görüşürüz.

-Görüşürüz Sandra çok sağol.

Telefonu kapattıktan sonra derin bir iç çektim.Ardindan Jack e istediklerimin listesini verdim.Iyi beslenmem gerekiyordu.

"""""""""""""""""""""""""""""""""""
Yer : Boston City Hall (Boston'da büyük bir Plaza)

Geceden beri gözüme uyku girmemişti.O salak adamlarım işleri yine ellerine yüzlerine bulastirmislar. Adamdan kaçırdığı paranın yerini öğrenmeden öldürmüş üstüne üstelik salak bir hemşireyi vurmuş görgü tanığı olarak ellerinden kaçırmışlardı.
Neyse ki hemşirenin elinden attığı poşetleri karıştırıp market faturasını almışlardı.

Isabelle Jo...Seni elime geçirdikten sonra tanrıyı sorgulamaya baslayacaksin.

KAYITSIZ ŞARTSIZWhere stories live. Discover now