Bölüm 32: Hayatta Kalmak

102 18 8
                                    


Ryujin'den

Binanın yıkıntıları arasında dolanırken arkamda yıkılmış iki duvarın arasına kıvrılmış arkadaşlarıma baktım.

Yağmur bastırmış ve üşüyorduk. Yemeğimiz yoktu. Ne zaman tekrar bir canavar saldırısına uğrarız oda kesin değildi.

Adım adım ölüme yaklaştığımı hissediyordum aslında, tek temennim diğerlerinin hayatta kalmasıydı. Bacağımda derin bir kesik vardı ve ne kadar müdahele etsem de kanama durmamıştı.

Kafamı eğip yağmur suyuna karışan kırmızı sıvıya baktım. Cildim bembeyaz kalmıştı ve eklemlerimi hareket ettirmekte zorlanıyordum.

Bir yere yığılmam an meselesiydi.

Diğerleri iyi miydi acaba?

Changbin, Jisung, Hyunjin, Minho ve diğerleri hala hayattadır diye düşünüyordum. Bizden daha dayanaklı ve deneyimliydiler sonuçta.

Bizim durumumuz ise iyi değildi.

Jisu'yu yıkıntıların altından sürünerek çıkartmıştık. Chaeryeong'un kolu kırılmıştı ve Yeji ciddi anlamda yaralanmıştı. Karnında ve göğsünde pek çok kesik vardi. Yuna ise kafasını vurmuş ve ayakta duracak dermanı bile yoktu. Ekipte hareket edebilecek tek ben olduğum için yıkıntıların içinde işe yarar bir şeyler var mı diye bakınıyordum.

Ne yapacağız?

Bu şekilde mi öleceğim?

Aklımdan binbir türlü soru geçiyordu. Açıkcası umudumu üstüme doğru düşen kayaları gördüğümde kaybetmiştim ama hala hayattaydım sonuçta.

Harabeye dönmüş yerde hiçbir şey bulamayınca küçük sığınamıza geri döndüm. Iki duvar birbirine yaslanmış ve arada durabileceğimiz bir boşluk bırakmıştı. Yeji ve Chaeryeong ısınmak için birbirine sokulmuş bir şekilde duruyordu. Jisu bir yandan Yuna'nın uyanık kalması için uğraşıyordu. Kafasını vurduğu için uyuması tehlikeli olabilir diye düşünüyordu büyük ihtimalle.

Jisu'nun yanına oturdum ve üstümdeki yırtılmış monta iyice sarındım.

"Hiçbir şey yok, en yakın sürede ayrılmamız gerek."

"Yuna ve Chaeryeong'un durumu kötü. Yeji'nin kanamaları durdu ve seninde bacağın aksıyor. Kanamanı bir an önce durdurmazsak kan kaybından öleceksin. Bu şekilde bir adım bile ileriye gidemeyiz."

Korkuyordu. Sesinden belliydi. Kesik bacağımı zorlukla kendime çekip üstümdeki montu çıkardım. Halat bağlarmışçasına sıkı sıkıya bağladım. Kan kaybından ölmek üşümekten daha önemliydi.

"Ne yapacağız?"

Bayık bir sesle konuşan Yuna'ya baktım. Gözleri yavaş yavaş kayıyordu ve bayılmak üzereydi.

"Bir yolunu buluruz. İlk önce kendi durumuna bak."

Yuna derince yutkundu. Bayılmamak için büyük çaba veriyordu.

Ne yapacağım?

Ölmek istemiyorum?

Göz yaşlarımı tutamadım.

Diğerleri bizi almaya gelir miydi ki? Hiç merak etmemişler miydi?

Jisu'ya döndüm.

"Sence hala hayattamıdırlar?"

"Olduklarına eminim."

"Bizi almaya gelmezler mi?"

"Herkes kendi canı için savaşıyor. Büyük ihtimalle öldüğümüzü düşünüyorlar. Artık tek başımızayız."

Kafamı salladım.

Yardım diyerek bağırsakta, sokaklarda dolaşıp hayatta kalmaya çalışsakta kimse bize yardım etmeyecekti.

Artık tek başımızaydık.

Lütfen yardım edin.
Biz hala buradayız.

Islak zeminde iyice kayıp kendi kendime sokuldum. Kanamanın ağırlığı ve kaybettiğim kan miktarı beni uzun bir uykuya sürükledi.

...

Duran yağmurun sesiyle kendime geldim. Sağanak o kadar hızlıydı ki seslerin kesilmesi uyanmama sebep olmuştu. Büzüştüğüm yerde sırtımı düzeltmeye çalıştım.

Bacağımı hareket ettirmem ile keskin bir acı inlememe sebep oldu. Kurumuź kan pantolonumu yaraya yapıştırmıştı büyük ihtimalle ve yaranın açılması an meselesiydi.

Uyuyan kızlara baktım. Iyi değillerdi. Ben hala hareket edebiliyorken tekrardan etrafa bakmaktan zarar gelmezdi.





Bunları geçiş bölümü ve meşgul olduğum için yazabildiğim bölümler olarak düşünün lutfen gercekten mesgulum ve zamanım yok

Iyi okumalar

Bu arada ne tür kitaplar okumayı seviyorsunuz?

Rising gibi distopik ve kıysmetten sonrasını anlatan bilim kurgu kitapları mı yoksa fantastik veya romantik tarz mı?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 23 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

RISING| SKZ × ITZY (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now