göz yaşı

22 10 0
                                    

Asıl amacım bu değildi. Benden birşeyler saklaması sonucunda ona kızacaktım ama işler benim düşündüğüm gibi ilerlemedi. Ortada bir hastalık ve sonucunda doğuracağı bir de ölüm vardı. Ne kadar ona kızgın ve daha doğrusu kırgın da olsam. Yaşadığımız onca şeyin hatrı vardı. Onu yanlız bırakamazdım. Elbette ki onun yanında olacak,ve bu durumun düzelmesi için elimden gelen herşeyi yapacaktım.

Neden sonucunda kendi sağlığına zarar verecek birşeyi bile bile kullanıyordu insanlar? Gerçekten aklım almıyordu. Efe konuşmaya başladı. "Eğer bir uyuşturucu bağımlısı ile konuşmak istemez isen anlayış ile karşılarım seni Asel. Ama bari son kez sana sarılmama izin ver. Ölmeden kokunu bir kere daha içime çekmek istiyorum." Dedi.

Hiç düşünmeden "Salak salak konuşmayı kes Efe ben seni tüm kusurlarınla sevmeye söz verdim. Sözümde de durucam ama keşke bana bunu daha önceden söyleseydin." dedim. Gözlerimizden aynı anda birer damla yaş aktı. Hep olduğu gibi birbirimizin göz yaşlarını sildik.

Avucu ellerimin arasında göz yaşlarını silerken "Efe,birlikte bunu da aşarız. Bana güven olur mu? Ve hiç bir zaman umudunu kaybetme. Yavaş yavaş herşeye alışacağız. Sadece biraz zamana ve anlayışa ihtiyacımız var." Ben bunları söylerken Efe daha da çok ağlamaya başladı. Kulağıma eğilip "seni çok seviyorum" dedi. Bende aynı şekilde "bende seni çok seviyorum" dedim.

Bu çocuğa her seferinde yeniliyordum. Ona karşı olan sevgime ve Şevkatime her seferinde yenik düşüyordum. O benim gözümde yanlışlıkla deterjanı yere dökmüş, küçük bir bebek gibiydi. Bu yüzden onu bırakıp gitmeyecektim tabiki de. Yaptığı hatayı düzeltecek ve hayatımıza devam edecektik.

                               ***
İnternet üzerinde madde bağımlılığından kurtulmak mümkün mü diye araştırma yapıyordum ve

"Uyuşturucu kullanımının tedavisi mümkündür. Kişinin tedavi olma konusunda motivasyonu ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Tedavi sürecine uyum sağlayan kişilerin madde bağımlılığından kurtulma oranları oldukça yüksektir."

Yazısına rastladım. Bu süreçte motivasyonunun iyi olması gerekiyordu. Ve bunun için elimden gelen herşeyi yapardım. Başka bir yazıda da madde kullanımını bırakma sürecindeki bir insanın metamfetamin yoksunluğunda, sinirlilik ve saldırganlık, haz alamama, mutsuzluk, aşırı uyku isteği, yüksek kaygı gibi sorunlarla karşılaşabildiği yazıyordu.

Yaptığım bazı araştırmalar sonunda, bir plan çizdim.

Hedef:Efeyi normal bir insan haline getirip bağımlılıklarından kurtarmak.

Yapılacaklar:
•Her zaman motivasyonunu yüksek tutmak.
•Hayatı sevdirmek.
•bıraktığı madde yerine oyalanabileceği bir atıştırmalık bulmak.
•1-2 hafta boyunca insanlardan uzak durmak ve kendiyle baş başa kalmak.
•Psikolojik destek almak.

İşte hepsi bu kadardı. Zor değildi. Yaşaması için bunlara katlanmak zorundaydı. Çabalayacaktım çünkü onun hayatının bitmesi yalnızca onun hayatının bitmesi demek değildi. Aynı zamanda benim de hayatımın bitmesi demekti.

Bu süreç boyunca onu çekirdek bağımlısı yaptım. Evet belki çok da sağlıklı değildi ancak diğerinden iyi olduğu kesindi. Sonrasında bana söz vermesini ve eğer beni seviyorsa bir daha o şeyi kullanmamasını istedim. Ek olarak psikolojik destek aldık. Bizi neler bekliyor öğrenmek amaçlı kendim de gittim.

Bu 1 hafta boyunca bana saldırmaya kalktığı zamanlar oldu. Bazen de ağlama krizleri geçirdi. Bu da benim psikolojimi oldukça etkilemiş olsa dahi çizdiğim rotadan asla sapmadan hedefime ulaşmaktı amacım. Kendime ve Efeye inancım sonsuzdu. Bunun da üstesinden geliriz mantığı kafamda kuruluydu hep.

Birgün evden dershaneye diye çıkıp Efelerin evine gittim. Efenin Annesinin bu durumdan haberi yoktu ve ona çaktırmadan bazı şeyleri düzeltmeye çalışmak ikimizi de bir hayli yoruyordu. Eve girdiğimde Efe her zamanki gibi çekirdek yiyordu. Yanına gittim ve sarıldım. Madde kullanmayı bıraktığı zamandan beri herşeye çok değişik bakıyordu. Ruhsuz bir bakıştı bu. Sanki ruhunu elinden almışım gibi bakıyordu bana. Kulağına eğilip "İyi misin Efe?" Dedim.

Tebessüm edip 'iyiyim prenses" dedi. Prenses dediğine göre gerçekten iyiydi. Efenin annesi Mehtap abla mutfakta yiyecek birşeyler hazırlıyordu. Efenin iyi olduğundan emin olduktan sonra ona yardım için mutfağa geçtim. Bir süre masayı kurmasına yardımda bulundum. Sofra hazır olduktan sonra içeri Efeyi çağırmaya gittim. Fakat Efe ortada yoktu. Yukarı kata, odasına bakmaya çıktım. Orada da yoktu. Telaşa kapılmıştım. Hızla lavaboya doğru koşmaya başladım. Lavabonun önüne geldiğimde kapıyı tıkladım fakat ses gelmeyince içeri girmek mecburiyetinde kaldım. İçeri girdiğimde Efeyi yere yığılmış bir şekilde gördüm. Kafası banyonun fayansına sert bir şekilde çarpmış olmalıydı. Çünkü kafasında yoğun bir kan akışı vardı. Butik ihtimalle başı dönmüş olmalıydı. Doktor böyle şeylerin yaşanabilecegini söylemişti.Gördüğüm tablo karşısında istemsizce haykırdım ve ağlamaya başladım. Kafasını dizime koydum ve kan akmaması için bir havluyu kafasına bastırdım ama işe yaramadı. Anlık bir panik atak geçiriyordum. Daha fazla kanın üstüme damlamasına dayanamayıp,kenara çekildim dizlerimin üstüne çöküp bağırmaya başladım. Sesler üzerine Mehtap abla geldi ve Oğlunu kanlar içerisinde yere yığılmış bir şekilde görünce o da bir çığlık koparıverdi. Efe gittikçe daha da çok kan kaybediyordu. İkimiz de dona kalmıştık. Hemen saçımı kulağımın arkasına attım ve cebimden telefonu çıkartıp ambulansı aradım. Adresi bildiğim kadarıyla tarif edip ,durumu izah ettim.

10 dakika sonra dışarıdan siren sesleri duyuldu ve sonrasında kapı tıklandı. Mehtap abla oğlunu kolları arasına almış feryat ediyordu. Hemen aşağı inip kapıyı açtım ve onlara lavaboyu gösterdim. Efeyi bir sedye üzerine yatırıp ambulansa götürdüler. Yanında ben de gitmek istedim ancak sadece bir kişinin ambulansa binebileceğini söylediler. Doğal olarak anesine hak tanıdım ve bana haber vermesi için tembih ettim. Eve gidip haber beklemekten başka bir çarem yoktu. Bir taksi çağırdım ve eve geldim.

Kollarım ve dizim kan içindeydi. Saçlarım kavgadan çıkmışcasına dağınıktı. Üstelik gözlerim şişmişti. Bunları umursamadan kapıyı anahtarla açtım ve içeri girdim. Amacım kimseye görülmeden odama çıkmaktı ancak yolda annemle karşılaştım.

İLTİCAWhere stories live. Discover now