14.Ɓölüm

22 10 21
                                    

Ölümün acısı gözle görülmezdi,içimdeki fırtınanın dinmeye razı olduğunu sanmıyordum. O kazadan sonra Cengiz nereye kaybolmuştu? Beni daha da sinirlendiren, bir insan çocuğuna bunu yapar mıydı? Evet belki terk ederdi ama öldüremezdi. Yüce Rabbimizin bize verdiği bu beden ve ruhumuz bukadar ucuz olmamalı.

Belki annem beni terk etmiş olabilir,belki sebepleri de vardı. Ama bu hiçbir avutamazdı. Belki ben bencildim gelsin istiyorumdur. Belki bu genç kız affederdi. Peki ya içimde çocukluğunda takılı kalan o kız çocuğu beni affeder miydi?

Herşey üst üste gelmeyi nasıl başarıyordu anlamış değildim. Çağan'a söz ona bunu yapan babasını cezalandıracağım.

AYTEN
Cengiz nerelerdeydi hiçbir fikre sahip değildim. Sürekli düşünüp durdum. Çağan'ı yani oğlumuzu öldürmüş olabilir miydi?

Sonra dedim ki böyle bir şerefsiz tabiki yapar. Tutkunun annesini o öldürmüştü. O gece elleri kanlıydı. Giydiği mavi gömlek ve pantolon kanla kaplıydı. Bunu söylemek istedim. Beni tehdit ederek susturmayı başardı.

Yarın sabah oğlumu toprağa verecektik. Ben niye ağlayamıyordum. Anneler ağlardı evet ama ben annesi olsaydım bende ağlardım.

Vicdanım için böyle davranmaya çalışsam da iyi sızlıyordu bu lanet vizdan azabı. İçinizde o burkulma hissi sizi öldürecek seviyeye getiriyordu.

Kapının önünde durmuş Tutku'nun ağlayışlarını dinliyordum. Bu kızın ne suçu vardı ki ? Annesi hastanedeydi,babası öldü. Kendisi paramparça...

Kapıdan uzaklaşıp kendi odama gittim. Bilgisayara oturup Cengiz göndermiş mi diye bakmak dışında birşey yapamıyordum. Göndermiş ise ondan beni yurt dışına çıkarmasını söyleyecek,ince yerden koparacaktım. İsteyen istediğine ne yaparsa yapsın.

E-mail kutularında hiçbir şey yoktu. Umudum şimdilik tükenmişe benziyordu. Arkama yaslanıp kafamı geriye yasladım.

TUTKU

Çağan'ın odasında oturmuş ağlıyordum. Kaybettiğimiz insanların bıraktıkları eşyalar,kağıt parçası bile bizim için değerli oluveriyordu. Yatağına baktım. Galatasaray desenli bir yorgan vardı aynı şekilde yastık da öyle.

Ayakkabılarımı çıkarıp yatağa iyice girip yorganı kafama kadar çektim. Büyük bir çektim. Abarttığımı düşünüyor alabilirsin lakin benim kaldırabileceğim bir yük değildi. Omzumuzdaki ağırlığı hafifleten birileri olmalıydı. Bir düşün senin var illaki. Annen? Baban? Arkadaşların? Ablan ? Abin? Ama ben bunların hiç birine sahip değildim. Yorgun olduğum zaman dinlen diyen yoktu. Benim kimsem yoktu.

Ben güçlü olmak için bir dala tutunan zavallının tekiyim.

Ne kadar yorgun olduğumu ancak kafamı yastığa koyduğum anda anladım. Uyku beni kollarının arasına almak için kucak açtı. Ben ise koşarak uykunun kollarına atıldım.

*

Yanımda sürekli çalan bir alarm duymamla kalktım. Sırtımı yatağın başlığına koyup gözlerimi ovaladım. Saçlarım güzel bir banyoyu hakediyordu aynı şekilde vücudumda. Bugün Çağan'ı toprağa verecektik. Benim için çok yorucu ve bolca ağlamaklı bir gün olacaktı. Sevdiğimiz insanlar hayatına veda edebilirdi. Hayat devam ediyordu. Şuan Çağan bu halimi görse çok kızardı diye düşünmeden edemedim.

Vahşi kediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin