13.Bölüm

22 11 28
                                    

Artık yaşadıklarımı sindiremiyor hale gelmiştim. Herşey öyle zor öyle imkansız ki. Anlatsam bile yok artık diye cümle kullanılırdı.

Hiç bir evrende görülmemiş bir ana tanıklık etmiş bulunmaktaydım. Annemi bir kedi olarak görmek ne kadar kulağa hoş gelmiyor olsada okadar da gerçekti. Babamın ölümü,annemin geçmişi, küçük yaşta bukadar zorluk yaşamam normal bile değildi.

Şuan da korkunç anlardan birini yaşıyordum. Annem gözümün önünde bir kediye dönüşüyordu.

Kedi denilince akla belki şirin kediler geliyor olabilir lakin hiç öyle değil. İnsan ve kedi birleşimi bir yaratığa dönüştü.

Kendi yüzü tüylerle kaplandı. Gözleri asla bir kedide olmayan renge sahipti. Kırmızı reng. Elleri tüylerle aynı şekilde kaplandı. Öyle siyah tüyler ki vücudum bumbuz kesildi.

Annem bir kedi gibi miyavlamak yerine kükredi. Bu nasıl bir yaratık veya kedi mi? Demeliyim. Cengiz bana tekrar döndü. Elini saçlarını götürüp taranmış gibi bir harekette bulundu. Etrafımdaki herkes ölüyordu. Tek olan kişiler değillerdi. Aldıkları her son nefes onlarla birlikte bende tükeniyordum.

Cengiz,kapıda duran adama göz kırptı. Adam cebinden bir silah çıkarıp bana doğru fırlattı. Annem kendini ısırıyordu. Normal veya küçük ısırıklar olduğunu söyleyemezdim. Sanki kendi ile savaş halindeydi. Bana fırlatılan silaha ardından Cengiz'e baktım.

"Elindeki silahla annene ateş etmezsen seni burda öldürecek. Kendini neden ısırıyor biliyor musun? Tabiki bilmiyorsun. Söyleyeyim. Kendini uzun bir süre ısırırsa onun kopyası olan bir yaratık daha oluşacak" Derin bir nefes alıp soğuk bir gülümseme sundu. Ben neyin içindeydim böyle?

Doğru mu anlıyordum? Annemi öldürmemi istiyordu. Peki ya dediği doğru ise birden çok yaratık oluşursa. Annemden yaratık diye benden bahsetmek istemiyordum. Fakat bu saatten sonra insan bile değildi.

Silahı sıkı tutarak ilk Cengiz'e ardından anneme. Yanaklarıma dökülen gözyaşlarım ruhumun çığlıklarıydı. Sakin ve sessiz. Biz bunu haketmiştik. Başka bir yaşamda başka bir mutlu son. Başka bir dünyada anne ve kız olabilirdik belki. Saçlarımı okşardı,öperdi,sarılırdı. Anne olmak nedir bilirdi belki?

Gözlerimi sımsıkı kapatıp anneme doğru ateş ettim. Lakin istediğim gibi olmadı öyle bir bağırdı ki,kulaklarım çınladı. Ellerimi kulaklarıma ulaştırıp kapattım. Diz çöküp dizlerimi kendime çektim. Silah neredeydi? Elimden nasıl düştü veya düştü mü? Sadece oturup ağlamak istiyordum.

Göz ucuyla yerde kanlar içinde yatan Çağan'a baktım. Emekleyerek yanına gidip elimi nabzı var mı diye kontrol ettim. Elimi kalbine götürdüm. Atmıyordu.... Çağan ölmüştü. Ben öldüm. Çağan uyanmıyordu. Ben bin defa daha ölüyordum. Ve benim gördüklerimin en acısıydı. Onu seviyordum. Hangi dünyada veya hangi yaşamda buluşturduk ki...

Ellerim onun kuruyan kanıyla doluydu. Başını dizime koyup saçlarını öpmeye başladım. Etrafımdaki gürültü umrumda değildi. Çağan benim asla kavuşamazdığım bir hayalimdi.

Vahşi kediWhere stories live. Discover now