"Hmm, tamam o jaman. Dilek abla eşyalayımı hajıylayalım mı?"

"Hazırlayalım tabi paşam. Gel hadi." Onlar birlikte Yusuf'un dolabına yönelirlerken ben de odadan çıkmıştım. Dilek bir sorun olduğunu anlamış olsa gerekti. Zaten gizlim saklım da yoktu. Ben de odaya geçip birkaç eşya hazırlarken odanın kapısı açılığ kapandı. Çok geçmeden de Emir Asaf giyinme odasında göründü. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Sesi sinirlerine hakim olmaya çalışır bir tondaydı. Cevap vermeyerek işime devam etmek istesem de elimi tutup engel olmuştu. "Hira... Sabrım tükeniyor güzelim. Daha fazla uzatmadan kes şu saçmalığı."

Elimi çekerek bir adım geri atıp gözlerine baktım. "Saçmalık mı senin için bütün bunlar? Farkında mısın, sizin yüzünüzden bir insan öldü. Ben nasıl kocamın bizi güvende tutacağına inanabilirim? Güya Melis de sizin güvencenizdeydi!" Sinirle yüzünü sıvazladı. "Hira, ikisi aynı şey değil!" Hayal kırıklığıyla baktım Emir Asaf'a. "Niye? Melis'i daha değersiz kılan ne Emir Asaf? Bizim canımız pek kıymetliyken, onun canı babası tarafından alınmaya mı layıktı?" Haklı olduğumu biliyordu. Bu yüzden bir süre sessiz kaldı. Ben de kalan eşyalarımı toplamıştım. "Nereye gideceksin?"

"Sizin dahil etmemekte ısrar ettiğiniz fakat kesinlikle dahil olması gereken insanların yanına." Karşısındaki başkası olsa çoktan esip gürlemişti sanırım. Hatta belki ben de şu an karşısında altı aylık hamile olarak bulunmasam o kişi ben de olabilirdim. Onu orada bırakarak odanın kapısını açtım ve merdivenlerden Mustafa'ya seslendim. "Mustafa!" Çok geçmeden koşarak merdivenleri çıkmıştı. Nefes nefese konuştu. "Buyrun efendim."

"Eşyaları arabaya yerleştirir misin?" Kafasını sallayarak odaya girmişti. O girdiği anda da tüm siniriyle Emir Asaf çıkmıştı odadan. Çalışma odasına çıkmıştı aynı siniriyle. Bizse Mustafa eşyaları arabaya yerleştirirken Yusuf'la birlikte aşağıya inmiştik. "Heykes buyda anne. Bij niye gidiyoyuz?"

"Halanlar da bizimle geliyorlar annecim. Dayınlar ve amcanlar ise çalışacaklarmış."

"Biy daha gelin ama tamam mı?" Aras gelerek saçını karıştırdı. "Gelicem tabii! O babana bırakır mıyım ben seni koçum?" Yusuf da gülerek karşılık vermişti. "Hadi Yusuf."

"Geldim gücel anneem." Elimi tuttuğunda kızlarla birlikte evden çıkmıştık. Aynı sessizlikte yolu da bitirmiştik. Kızlar konuşmak istemiş fakat Yusuf olduğu için bir şey diyememişlerdi. Kapıyı açan Feride annem bizi görünce ilk başta şaşırmış, sonra ise sevinçle Yusuf'a sarılmıştı. "Ne güzel bir sürpriz bu böyle! Hoş geldinizz." Yusuf kafasını yana yatırmış şirince sırıtarak konuştu. "Öjledin mi beni babaanne?"

"Özlemez olur muyum seni hiç? Bu tatlılık nasıl özlenmez?" Yusuf da aldığı cevabın keyfiyle içeriye dedesine koşmuştu. "Hoş geldiniz kızım, hadi geçin içeriye." Hep birlikte içeriye girdiğimizde Yusuf çoktan dedesinin kucağına oturmuş bir şeyler anlatıyordu.  Adnan baba yüzümden bir şey olduğunu anlamış olsa gerekti ki Yusuf'u yardımcılardan biriyle yukarıya göndermiş ve biraz sonra yanına geleceğini söylemişti. "Anlatın bakalım şimdi. Ne bu yüzünün hali kızım?"

"Ne kadarını biliyorsunuz bilmiyorum  baba." Sıkıntılı bir nefes verdi. "Anlaşılan bizimkiler bir halt etmişler. Anlat bakalım baştan." Dediği gibi her şeyi anlatmıştım. "Sen neler söylüyorsun kızım?! Nasıl böyle bir şeyi gizlerler?!" Hilal araya girmişti. "Dayı, bir sakin mi olsan? Kız zaten iyi değil." Adnan baba bir bana bakıp ardından hiddetle kalktığı yerine geri oturmuştu. "Gelsin sıkıyorsa alsın seni bu evden hergele! Yaptıkları haltı toparlamadan çıkmasın karşıma!"

"Adnan! Sen de yangına körükle gitme. Kızım sen şimdi çık bir dinlen. Yeterince stres yaşamışsın. Adnan baban da bu sırada Emir Asaf'ı arasın, son durumu öğrensin." Adnan baba hiddetle Feride anneye döndü. "Aramıyorum ben onu! Kalksın gelsin zibidi!"

"Tamam Adnan tamam! Söylerim gelir. Hadi kızım dinlen sen." Kafamı sallayarak kızlara kısaca veda edip yukarıya çıktım. Sanırım gerçekten biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Zira kızım da strese karşı annesini uyarıyordu. Yatağa uzanıp hayattan kaçmanın en güzel yolu olan uykuya sığındım.

Sığınmıştım fakat ne kadar uyuduğumu bilmeden hissettiğim sancıyla uyanmıştım. Sancı pek de hafif değildi. Feride annemlere söylemek için yataktan kalkacağım esnada örtüyü kaldırdığımda gördüğüm manzara, bütün vücudumu korkunun sarmasını sağlamıştı. Sancımın yanı sıra yatak da kan içindeydi...

Korkuyla çığlık attığımda aynı zamanda ağlamaya başlamıştım. Çok geçmeden odaya önde Emir Asaf olmak üzere peşinde kendi evimde bıraktığım tüm tayfa ve Feride annemler de girmişti. "Asaf kızıma bir şey oldu! KIZIMA BİR ŞEY OLDU!" Hıçkırarak ağlarken Emir Asaf önüme gelerek direk kucağına almıştı. Bense hâlâ ağlıyordum. "Emir Asaf ben bir baksaydım." Uraz atılırken Emir Asaf hiddetle konuştu. "Vakit kaybedemeyiz!" Merdivenleri inerken de aynı şekilde Mustafa'ya seslenmişti. "Mustafa! Arabayı hazırla!" Sancım artarken acıyla bir kez daha bağırmıştım. Bu esnada ise arabaya binmiştik. Hâlâ Emir Asaf'ın kucağındaydım. "Kurban olayım ağlama, size bir şey olmayacak. Tamam mı güzelim? Hiçbir şey olmayacak." Baktığımda bana ağlama diyor fakat kendisinin de ağladığını görmüştüm. "Nolur kızıma bir şey olmasın... Yalvarırım olmasın..." Kafasını hızla iki yana salladı. "Olmayacak..." Bilincim daha fazla dayanamazken Emir Asaf'ın tüm haykırışlarını bir kenara iterek karanlığa düşmüştüm. Nolur bebeğim, beni bir de senin acınla sınama...

Bölüm sonuu!

Ya valla her bölümün sonuyla ben de ilk defa karşılaşıyorum dmsmmsms. Hiçbir zaman bölümün sonunu önceden planlamıyorum. Bana da sürpriz oluyor mdmsmms. Ne tür bir manyağım, henüz ben de bilmiyorum dmdmsms.

Ne dersiniz, sizce bebek düştü mü?

Yeni bölümü geciktirmemeye çalışıcam canlarım 🫶

Bu arada yayınladığım duyuruya yaptığınız güzel yorumlar için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ben yıkılsam da hayat bir şekilde devam ediyor. Buna karşılık da elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki. Sadece, sizlere biraz içimi dökmek istiyorum. Okumak istemeyenler şimdiden bölümü bitirebilirler❤️

Dün biri hakkında hayal kırıklığına uğradım. Ona karşı ilk defa kırıldığımı hissettim. Ve bu kırgınlık çok ağır geldi. Bu kişiyi nasıl tarif etsem bilmiyorum. Çünkü aslında onun hayatımdaki yerini ben de bilmiyorum. Hayatımda ne sıfatla bulunuyor, hiçbir fikrim yok. Ama aynı zamanda öyle biri ki, hakkında her şeyi biliyorum. Keza o da öyle. Hayalimde kurduğum şeyleri yazarken, aslında kendi yaşadıklarım koca bir kitap olacak durumda. Size bahsettiğim üstünkörü bu bilgiler, yaşadıklarımın üçte birini bile anlatmıyor. Zaten ben de öyle yorgunum ki, anlatmaya mecalim yok. Belki bir gün geçer yorgunluğum.

Bilmiyorum, sizlere bahsetmek istedim. Hiç tanımasam da koca bir aile olduğum sizlerle biraz olsun dertleşmek istedim. Zaman ayırıp, derdimi dinleyen herkese şimdiden sonsuz teşekkür ederim 🫶

Ay bir de unutmadan;

Siz sakın kimseyi en tepeye çıkarıp da sonra bir anda görmezden gelmeyin olur mu? Çok ağır geliyormuş insana. Nerden bildiğimi sormayın mdmsmsm

Allah'a emanet olun canlarım❤️

Bî- misâl HayatWhere stories live. Discover now