40. Bölüm

7.9K 548 57
                                    

Hep birlikte salona geçmiştik. "Şu işin aslını anlatır mısınız artık?" İpek çok haklı bir ricada bulunurken Anıl anlatmaya başladı. "Elimize kaçakçılık yaptığına dair belgeler geçmişti. Fakat şirketine dair de birkaç kanıta ihtiyacımız vardı ve onları elde ettik. Polise götürdüğümüzde de hemen gidip baskın yaptılar. O hengamede Emir Asaf da yaralandı işte. Hırsını alamadı piç, napsın?" Bu kadarla kalacağına inanmıyordum. Onu Melis'ten bile daha iyi tanıyordum. Emir Asaf'ı yaralaması bile çok saçmaydı. Resmen kendince herkesi ikna edeceğini düşündüğü bir şov yapmıştı. "Karısı?"

"Onu da aldılar. Onun da karıştığı yerler var." Bakışlarım karnımdaki elime kaydı. "Seni ikna etmeyen kısım ne?" Poyraz'ın sorusuyla kafamı kaldırdım. Bakışlar bana dönmüştü. Omuz silkerek konuştum. "Sadece onu tanıyorum ve Asaf'ı yaralaması bile şüpheyle yaklaşmam için yeterli."

"Nasıl yani?" Yaman merakla sorarken devam ettim. "O böyle küçük oyunların peşinde biri değil. Başka bir planı var..."

"Bence hormonlarının etkisiyle fazla tedirginsin. Adam yakalandı, rahatla biraz." Barlas'a göz devirmek istesem de hiçbir şey yapmadım. Zira diğerleri de bir şey dememiş olsa dahi inanmış gibi bakmıyorlardı. Soluğumu bırakarak ayağa kalktım. "Dinlenmeye ihtiyacım var. İyi geceler." Ev sahibi oluşum umrumda değildi şu anda. Tek ev sahibi değildim sonuçta. Sadece, kendimle baş başa kalmam gerekiyordu. Öyle de yaptım. Kimsenin bakışlarına aldırmadan salondan çıkarak kızımın odası olacak odaya gitmiştim. Kapıyı ardımdan kapattığımda odada bulunan sallanan sandalyeye oturdum.

Evet, hayatıma devam ediyordum. Evet, ben önemli değildim ve önceliğim hep çocuklarımdı. Ama, aması vardı işte... Benim de yaşadığım bazı şeyleri sindirmeye ihtiyacım vardı. Üstelik etrafımdakiler ve üst üste olanlar buna hiç müsade etmiyordu. O adamı tanıyarak söylediğim bir şeyi hamilelik hormonlarıma yormaları kırmıştı.

Kapı çalınıp cevap beklemeden içeri girene bakma gereksinimi duymamıştım. Zira kokusundan tanımıştım zaten. Önümde diz çöküp karnımda olan ellerimin üzerine ellerini koydu. Bakışlarım yavaşça onu bulmuştu. "Yapma böyle. Evet Barlas belki yanlış bir şekilde söyledi fakat söylediği doğru bir şeydi. Hepimiz seni stresten uzak tutmaya çalışıyoruz. Barlas'ın demek istediği de aslında bundan sonrasını senin düşünmemen gerektiğiydi." Engel olamadığım dolu gözlerimle konuştum. "Ben çocuk veya salak değilim Emir Asaf. Barlas'ın ne demeye çalıştığını pekâlâ anladım. Tedirginliğimin gereksiz olduğunu ve sadece hormonlarımdan kaynaklı olduğunu dile getirdi ve hiçbiriniz de tek bir şey söylemedi. Hamileyim diye düşünme yetimi de kaybetmedim ben. Tedirgin olmak için haklı sebeplerim var. Ve bu sebepler ne hamileliğimin uydurması ne de hormonlarımın. Ben 19 yaşıma kadar o evdeydim. O adamı da karısını da hepinizden daha iyi tanıyorum."

Oflayarak yüzünü sıvazladı. "Haklısın, hepimizden daha iyi tanıyorsun. Fakat bu adamın hapse girdiği gerçeğini değiştirmez Hira. Yine de için rahat olsun diye önlem aldırırım, olur mu?" En çok da onun desteklemesini beklerken verdiği tepki, ona sadece hayal kırıklığıyla bakmamı sağlamıştı. "Çık Emir Asaf." Konuşacakken müsade etmeyerek karnımda duran elini de ittim. "Çık Emir Asaf!"

Tepkim hoşuna gitmeyerek bakışları sertleşmişti. Benim de hoşuma gitmeyenler var, üzgünüm Emir Asaf. Bir şey demeden kapıyı çarparak çıkmıştı. Hah! Beyimiz bir de haklı gibi kapıyı çarpıyordu. Kocam çocuk geçiştirir gibi beni geçiştirdiğinde ona kollarımı açacak değildim. İstediği kadar sinirlenebilirdi. Biliyordum işte, bizi güzel günler beklemiyordu...

~~~~~~~~~~~~~

Geçen bir haftada kimseyle fazla muhatap olmamıştım. Emir Asaf her fırsatta konuşmaya çalışsa da pek ilgili olduğum söylenemezdi. Beni gerçekten ciddiye alana kadar da bu böyle devam edecekti.

Bî- misâl HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin