0.9

171 5 13
                                    

İyi okumalar 💖🧚🏼‍♀️

Lise son sınıf olmak gerçekten gereğinden fazla stresliydi. Yani sürekli beyninizi kurcalayan dersler, sorular ve problemler vardı. Ha bir de üniversite sınavı tabii asla atlanılamazdı. Notlarım iyiydi ama çalışmaya başlamam gerekiyordu artık yoksa düşüşe geçebilirdim

Düşüne düşüne hazırlanmaya başladıktan sonra 'amaaaan illa bir yeri tuttururum' diye düşünüş şarkı söyleyip dans etmeye başlamıştım. Ne de olsa bir kere geldiğim şu hayatı dersleri düşünerek harcayamazdım. Her insanın birazda olsa dinlenmeye ve tembelleşmeye vakti olmalıydı bence. Ne de olsa makina değiliz ki şarja takınca enerji gelsin.

Formamı üzerime geçirdikten sonra banyoya geçtim ve aynalı dolabın içine dizdiğim malzemeleri ile hafif bir makyaj yaptım. Okulumuzun formalı olması kesinlikle bir avantajdı çünkü benim her güne özel kombin yapacak ne takatim vardı ne de kıyafetim. Maaşımı alınca alışveriş yapmayı düşünüyordum çünkü gerçekten yeni kıyafetlere ihtiyacım vardı. O yüzden alışverişi bir köşeye yazıp çıktım evden.

Yolda giderken yaşlı bir simitçi görerek yanına yaklaşıp iki simit aldım. Poşeti sallaya sallaya Elalara doğru yürümeye başladım. Kesinlikle buraya taşınmamın bir avantajı daha Elalara yakın olmasıydı.

Binanın önünde durup telefonumu çıkardım ve Elayı aradım. Beş dakikaya ineceğini söyleyen arkadaşım on beş dakika sonra inmişti.

"Ela dur, dur yürüyemiyorum" dedim gerçekten acı çekermiş gibi yüzümü ekşiterek ve eğilerek.

"Defo iyi misin noldu birden dur" dedi telaşla yanıma yaklaşıp.

"Bir şey yok ya köklerimi yerden kurtarmaya çalışıyordum" dedim sinirle kafamı kaldırıp önüme gelen saçları kulağımın arkasına iterek.

"Abart ama ya beş dakika oldu sen arayalı" dedi kınayıcı bir bakış atarak.

'Aynen aynen inandık' şeklinde elimi sallayıp yürümesi için itekledim. Biraz ilerledikten sonra poşetten ona aldığım simidi çıkarıp uzattım.

"Ay bu çok iyi oldu ya çıkarken kahvaltı yapamamıştım" dedi sevinçle.

Bir şey demeyip simidimden bir ısırık aldım. Dün yaşananları anlatıp anlatmamak konusunda kararsız kalmıştım. Tamam o her şeyimi biliyordu tabiki de ama bu biraz yanlış anlaşılabilecek bir durumdu.

"Ay yeter Defne ezilip büküldüğün söyle ne varsa" dedi Ela hayvan gibi simidini yemeye devam ederken.

"Yanlış anlamak falan yok ama yoksa çok fena olur" dedim tehditkar bir sesle.

"Ne yanlış anlayacağım ya anlat sen" dedi ve bende buna güvenerek anlatmaya başladı.

🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️

"Kanka seninki geldiii" dedi Ela sınıfta otururken o cam kenarını kaptığı için camdan görmüştü.

"Sus salak sus biri duyacak seninki ne ya" dedim kafasına vurarak.

Matematik dersinin ortasındaydık ve ilk dersti. Salı günü ilk derse matematik koymak hangi ileri zekalının fikriydi gelsin buraya bir konuşalım ne derdi var.

Ela ile ufak çaplı savaşımızı hoca fark ettiğinde bize doğru dönüp konuşmaya başladı.

"Defne sen soruyu çözmeye çok meraklı duruyorsun kızım kalk hadi göster bakalım nasıl çözülüyor" diye bağırdı matematik hocamız tiz sesiyle.

KaçakWhere stories live. Discover now