Ağa'nın Torunu!

-31-... Sünnet!

İyi okumalar

Elbiseyi biraz daha inceledim. Aynı leke eteğinin aşağısında da vardı. Lan madem desen koyacaksınız adam gibi bir yere koyun be!

Bade yanıma geldi. Gözlerimin içine baktı gülen gözleriyle. Bende gülmek istedim ama tuttum kendimi.. Şoför kısmına geçtim. Yüzünün düştüğünü hissedebiliyordum. Acaba çok uzatmasam mı? Onu üzmek pek içime sinmiyor açıkçası...

Bade'de binince havaalanına sürmeye başladım.

"Araba orada mı kalacak?"

"Hayır, Derya ve Hasan gelip alacak!"

"Altay? Bana niye böyle davranıyorsun? Ben sadece sürpriz yapmak istedim. Güzel bir anda söyleyecektim.."

"Bade konuşmayalım!"

"Ama sen böyle yapınca ben çok üzülüyorum. Midem bulanıyor.."

"Hastasın ya o yüzdendir.."

"Ben hastayken midem bulanmaz Altay!"

Bade önüne dönüp derin bir nefes aldı. Sonra çantasından telefon çıkarıp birini aradı.

"Candan?..... Hayatım biz Mardin'e gidiyoruz, biz gelene kadar...-......Çok teşekkür ederim canım.. Görüşürüz"

Telefonu kapatıp camı açtı. Saçları rüzgar sayesinde dalgalanıyordu ve muhteşem kokusu burnuma doluyordu. Yok ya ben daha fazla devam edemeyeceğim.. O böyle güzel gülerken harika gözleri bana bakarken, dudakları kırmızı kırmızı gözlerimin içine bakarken.. Ben nasıl devam edeyim bu oyuna? Nasıl soğuk konuşayım onunla?!

"Bade?"

"Hım?"

"Mardin'e gidince..-"

"Altay... Ben seni üzmek istemedim."

"Biliyorum.. Özür dilerim"

Bade'den ses gelmeyince kafamı çevirip baktım. Şaşkınlıkla açmış gözlerinin bakıyordu. Gülümsedim bu haline.. Benim minik karım şaşkınken bile güzeldi.

"Altay.. Bende özür dilerim.. Şuan sana sarılabilsem bırakmazdım."

Kahkaha atıp elini tuttum.

"Seni seviyorum"

İlk kez bunu dedi sanırım.. Bence demesine gerek yoktu demesine, ben zaten onun gözlerinden, davranışlarından anlıyordum..

"Bende seni çok seviyorum.."

Minik kıkırtıları arabada yankılanırken, çoktan havaalanına gelmiştik. Az ileride Derya'yı görünce oraya sürdüm. Bade hemen arabadan inip Asrın'ı kucağına aldı. Ben valizleri alıp anahtarı Hasan'a verdim. İçeri girip kontrollerden geçtik. Bilet kestirip son çıkışa gittik. Kapının açılmasına daha on beş dakika vardı.

"Altay?"

"Efendim güzelim?"

Kollarımın arasına girip iyice sokuldu göğsüme..

"Seni çok seviyorum bunu unutma tamam mı?"

"Böyle konuşma güzelim, ben biliyorum beni sevdiğini.. Hem çok söyleme tamam mı?"

"Neden?"

"Ben bu sözleri özlemek istiyorum"

"Altay.."