-9-... İki El Silah Sesi

35.2K 965 23
                                    

İyi Okumalar...

Sabah Altay yine yanımda yoktu. Umursamadım nasılsa bilgi alırdım. Komidine uzanıp telefonumun saatine baktım. Saat dokuza geliyordu ve ben Asrın'ı en son beşte emzirmiştim. Hemen kalkıp lavaboya girdim. Rutin işlerimi halledip Asrın'ımın yanına gittim. Ama yoktu. Tabii ki teleşlanmadım çünkü bu konakta ona zarar verebilecek kimse yoktu. Hala hariç, tabii birde Ceyda.. Gerçi o belki bir ihtimal hani yapmazdı sanırım. Ama hala kesin yapardı.. Tabii odaya izinsiz girebiir miydi onu bilmiyorum!? Üzerimigiyip aşağı indim. Kahvaltı masası hazırlanıyordu ve Esra hanım oğlumla oynuyordu. "Esra hanım günaydın.. Şey Altay nerde acaba?" "Günaydın kızım.. Bana lütfen anne de ayrıca.. Ve onlar bahçede babasıyla konuşuyor.." Kafamı sallayıp yanına oturdum.. "Esra hanım ben emzireyim mi onu?" "Tabii kızım" diyerek oğluşumu bana verdi. Odaya çıkıp yatağa oturdum ve oğlumu emzirmeye başladım. Yine çok tatlıydı. Göğüsümü emerken dudaklarının aldığı o şekil. Allah'ım sen neler yaratıyorsun Yarabbim... "Oğlum.. Paşam benim.. Ye yakışıklım! Ye de büyü.." Ben işimi halledip atletimi düzeltirken Altay odaya girdi. Yüzünde o şahane gülümsemesi vardı. "Bade istersen bugün birikte dışarı çıkalım.." "Olabilir" diyerek ayağa kalktım. Azıcık naz yapayım canım.. Dün yaptıklarının acısını çıkarayım biraz. "İyi misin sen?" "Evet.. Bir sorun mu var?!" "Yok sadece şaşırdım. Yani sen deli dolu birisin.. Durgun geldin de.. Acaba bir şey mi var dedim." "Yok bir şey" diyerek Asrın'ı yatağa yatırıp dolaba yürüdüm. "Kahvaltıdan sonra mı çıkarız şimdi mi?" "Dışarda yapalım kahvaltıyı" deyip yanıma dolaba geldi. Siyah kot gri bir tişört ve deri ceket çıkardı. Bende koyu yeşil bir tişört siyah kot ve siyah ceket çıkardım. O giyinirken ona bakmamaya çalıştım. Tabii pek mümkün değildi. Onun yüzünden hemen giyinememiştim. Tişörtümü giymeden dönmüş bana bakmıştı. "Bakma!" "Neden?" "Utanıyorum, Altay" "Şimdi bir şey derdim de.. Ama şey sen biran önce giyin bence de" Gülümseyip tişörtü kafamdan geçirdim.. "Ben babmlara söyliyim bari.." diyerek çıktı odadan.. Bende Asrın'ı hızla giydirip ana kucağı ve bebek çantasını aldım. Bebişimi de kucağıma alıp aşağı indim. "İyi eülenceler" Esra hanımın sesiyle ona döndüm. Gülümseyerek ona baktım.. "Afiyet olsun size de" "Görüşürüz" diyerek elimdekileri aldı Altay... Bende oğlumla dışarı çıktım. Araba da arka koltuğa oturup oğlumu sıkı sıkı tuttum. "Altay nereye gidiyoruz?" "Yani ilk önce güzel bir yerde kahvaltı edelim.. Bildiğim birkaç yer var.. Sonra da Bedesten'e gidebiliriz?" "Hım olabilir" dediğimde arabayı çalıştırmıştı.

Güzel bir yerde güzel bir kahvaltı yaptık. Oğlum da sevmişti böyle sakin olmayı.. Babasına gülücükler saçıyordu. O da oğluna şaklabanlık yapıyordu. Bende rahat rahat kahvaltımı yaptım. "Bade?" "Efendim?" "Kalkalım mı?" "Dur biraz daha yiyim" Kahkaha attı ilk, sonra kendini susturmuştu. "Ne gülüyorsun! Doymadım!" "Senle birlikte olduğumda kıvrımların vardı." "Sus be salak! Pis sapık ya.. Doğum yaptım oğlum ben.. Aslan gibi bir evlat verdim sana... Teşekkür et bence" Gülümseyerek baktı. "Tamam teşekkür ederim karıcığım" "Hıh!" diyerek çantamı topladım. Biberonu mendili deelime alıp kalktım masadan "Kalk hadi!" "Tamam be iyi ki şaka yaptık.. Hem ben seni böyle de beğenirim.. Sevişirim yani senle" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken hızla oğlumu kucağından aldım.. "Bade" "Ne var?!" "Bekle hesabı ödiyim" "Kapıdayım!" diyerek kapıya ilerledim. Biraz sonra yanıma gelip "Şakada kaldıramıyorsun ha!" dedi. "Bana böyle ayıp ayıp şeyler deme sende!" diyerek açtığı arabanın arka koltuğuna geçtim. "Bedestene gidelim?" "Olur" dedim.

Yarım saatin sonunda eski tarihi bir bina gibi bir yere geldik. Kapalı çarşı gibiydi. Değişik ma güzel.. İçersi kalabalıktı. Ve dışı gibi güzeldi.. Baya oylandık aslında burda da.. Çok güzel şeyler vardı. Birkaç bir şeyde aldık.. Asrın'a da aldım bişeyler sonra Pelin'e, Masal'a, Esra hanıma, kızacağını tahmin etsem de Oğuzhan ağaya ve diğerlerine... Altay kızsa da umursamadım. Para benden çıkıyordu arkadaş ona ne! Tamam teklif etti ama o benim gerçekten kocam değildi ki! Ne diye ona para ödecektim ki! "Tamam yeter bu kadar! Hadi eve gidelim.. Asrın da acıkmıştır" "Tamam" deyip yanağını öptüm. Neden bilmiyorum ama içimden geldi. "Hayırdır" "İçimden geldi, ne biliyim öyle işte" diyerek gülümsedim. O da kucağındaki Asrın'ın başını okşadı. "Yakışmış mı benim kocacığıma baba olmak" "Çook" diyerek kahkaha attı. Elimdeki poşetleri zorla taşıyarak arabaya ulaştım. Hızla bagaja koyup kendimi arka koltuğa attım. Altay yavaşça Asrın'ı kucağıma verecekken "Ben kullanıyım mı?" dedim. Kaşlarını çatıp bana bakınca açıklama kararı verdim. "Arabayı ya çok özledim" "Saçmalama konağa o şekilde girersek ne olur biliyor musun?" diyip kahkaha atınca bende aynı tepkiyi verdim. Düşününce gerçekten komik olurdu.. "Tamam ver oğlumu bana" Asrın'ı kucağıma bırakıp ön tarafa geçti.

Konağa girdiğimizde bahçede birkaç araba daha vardı. Ben kaşlarımı çatarken, Altay ani frenle bir arabanın arkasında durdu. Bize bakmadan arabadan indi. Bende yavaşça inip evin içine girdim. Asrın'ı yatırıp tekrar aşağı indim. Ama dışarı çıkmadan Esra hanım ve Ceyda beni içeri soktu. "Hadi biz geçip oturalım.. Ayşegül bize kahve yap kızım!" "Ne oluyor yenge?" Ceyda'nın sorusunu bende çok merak ediyordum.. "Yok bir şey kızım.. Yine aşiret işleri" der demez dışardan iki el silah sesi geldi. Hepimiz korkuyla ayağa kalktık.. İçimde öyle şeyler koptu ki! Etimden et gitti sanki.. Kalbimi delip geçtiler.. Koşarak dışarı çıkmak istedim ama kapıdan giren Altay'la derince bir nefes verdim.. Hızla koşarak ona sarıldım. "Tamam güzelim bir şey yok" "Altay.. Be-ben ço-çok korkt-tum.." "Tamam güzelim.. Bak iyiyim ben!" daha sıkı sarılmak istedim ama ağladım ağlıycam.. Kendimi biraz geri çekip kafamı göğüsüne yasladım.. Saçlarımı okşarken yukardan ses geldi. İkimizde el ele yukarı çıktık.. Ne ara elini tuttum bilmiyorum. Ama bu hoşuam gitmişti. Odaya girdiğimizde Asrın avaz avaz ağlıyordu. Onu kucağıma alıp salladım. Baya terlemişti aslında..Üzerini değişip yatağa yatırdım. "Ev sıcak istersen zıbınla yatır bu gece" "Olur" diyerek üstündeki pijama altını çıkardım. Aslında üşüyebilirdi ama uyuyacağımı sanmıyorum zaten.. Büyük bir ihtimalle... Biraz sonra o uyuyunca da giydiririm üstünü tekrar.. "Altay?" "Efendim güzelim" "Hep böyle mi olacak.. Böyle tehlikeli işler?" "Korkma.. Söz veriyorum ne sana ne de oğluma, oğlumuza zarar gelmesini isterim.. Sizi koruyacağımı biliyorsun.." "Altay korkuyorum ben.. Ben böyle şeylere alışık değilim..." "Biliyorum.. Biliyorum canım.. Sadece bir ay! Bir ay sonra kurtulacaksın tamam?" "Bizi oruycak mısın?" Hafif tebessüm edip yatağa oturdu benim gibi.. Elini yanağıma koyup okşadı.. "Söz veriyorum.." bende gülümseyerek karşılık verdim. Asrın'ın yanına yatıp kendime çektim. O da uzanıp bizi kendine çekti.. Halimiz çok güzeldi belki ama bitecekti.. En kısa sürede hem de.. "Eee? Yarın ki piknik?" "Yarın gitmesek.. Korkarım şimdi ben!" Gülümseyip kafasını salladı. "Önemli değil. Yanınızda ben varım.. Hem şimdilik tehdit amaçlı geldiler ki niye böyle saçma bir durum dimi?! Yarın saat birde hazır ol.. Masal sen ben Ceyda Adnan Pelin ve Paşam.. Hep birlikte güzel bir gün ha?" Gülümsedikten sonra "Öpiyim mi bir tane?" dedim. "Ahh! Neremden?" "Neremi neremi her yerimi!" "Ayy! İğrençsin Bade" "Teşekkür ederim!" diyerek ona yaklaştım. Yanağını öpmiycektim.. O benim kocam.. Ya da birkaç gündür benim libidom yükseldi. Dudağına hafif öpücük bıraktım.. "Of!" diyip açtı gözerini "O gün geldi aklıma" "Sakın Altay sakın bir şey diyipte utandırma beni.." "Ama ben diyecektim ki o günkü gibi üstümde uyusana!" "Saçamalama be!" "Hadi ama!" "Kes sesini! Uyu artık!" diyerek kapadım gözlerimi.. O da bizi daha sıkı sarıp uykuya daldı...

Dedim ki sevgililerime bir bölüm daha yazayım.. Sizi seviyorum.. Vote ve commentleri unutmayın canlarım... :*

Ağa'nın Torunu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin